11 Haziran 2010 Cuma

Söz Market



itiraf reyonu...

(...isim: ahmet koyuncu ...şehir: İstanbul ...yaş: yirmi yedi)

En rezil olduğum an, pasaport polisine evlilik cüzdanımı uzattığım andır...
Üstelik pasaportumun o sırada çantamda değil, evde olması skandaldır...
Ötesi, daha akşamdan hazır ederken bavulumun üstüne koyduğum şey de evlilik cüzdanıdır...
Attığımı düşünenler, “Zaten evlilik de bir yolculuk değil mi” mesajımla idare etsin, gerisi gülsün...

(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)


bizimkiler
Hadi bir tane de kendimden yazayım...
Önceki akşam görevden holding binasına geldim...
Giriş kartımı evde unuttuğum için misafir kartı ile turnikeden geçtim...
Misafir kartları; gazetenin bulunduğu dördüncü katın kapılarını açmadığı için, üçüncü kattaki arkadaşlardan birine rica edip, kapıyı açtırdım...
“Ben de tam çıkıyordum, iyi geceler” deyip gitti...
Birkaç haber, birkaç mail işini hallettikten çok sonra “Oradan nasıl çıkacağım” aklıma geldi...
Hayır; gazetede yatmaya yabancı değilim ama, ertesi sabah çıkılacak radyo programı için sunucu arkadaşa yalan söylemek ayıp oldu biraz...


söz der ki
“-Kavuştuklarının tadını almak için, kavuşamadıklarının acısını yaşaman gerekiyor...”
(...Laf arasında ağzından süzülerek çıkan müthiş S.Ö.Z.leri)


tuzaktan kumanda
(...LİG TV - Maraton)
ŞANSAL BÜYÜKA: Hocam Daum hakkında ne düşünüyorsun?...
ERMAN TOROĞLU: Ben Daum’un saf Alman olduğuna inanmıyorum... Kesin sülalesinde falan bir Türk var...
***
ŞANSAL BÜYÜKA: Emre Belözoğlu kendini toparladı sanki?...
ERMAN TOROĞLU: Emre gidip kendi arkadaşının ayağındaki topu alıyor... Yav o adam geri zekalı mı 1 metreye topu atamasın... Sen dursana yerinde...



bir film diyaloğu
“-Sana hayatımın en büyük pişmanlığını söyleyeceğim: Aşık olduğum kadının gitmesine izin verdim...”
(...Manolya filminden)


kadınlar & erkekler
Adam bunalımının çözümü için son çare olarak büyücüye gitmiş...
“40 yıl önce bana yapılan, her geçen yıl daha da ağırlaşarak hayatımı kısıtlayan şu büyüye bir son verin yalvarırım” demiş...
“Hallederiz” demiş büyücü, “Size 40 yıl önce o büyü yapılırken kullandıkları son sözcükleri hatırlıyor musunuz?... Bu işimizi hayli kolaylaştırır da...”
Adam “Dün gibi hatırlıyorum” demiş;
“-Sizi, belediyenin bana verdiği yetkiye dayanarak karı - koca ilan ediyorum falan gibi bir şeyler demişlerdi...”


hayata dair
Çocukken tek istediğim büyümekti...
Çünkü; sanki büyümek, özgürlük ve saygınlık demekti...
...
20 yaşımda, 30’umda olmak istedim.
Daha olgun, daha boyutlu...
...
Hayatımın ortasındayım,
Bu sefer de 20’li yaşlarımı özledim.
Genç olmayı ve de özgür ruhlu...
Emekli oldum, bu defa öykünmem orta yaş dönemineydi.
Nasıl da özlemiştim, zihnimin yıpranmamış halini...
...
Hayatım böylece geldi geçti.
Bense hiç istediğimi yaşayamadım...
Ne yazık ki...
(...Jason Lehman)



temel’in yeri
İnşaat ustası Dursun bir gün yedinci katta çalışırken elindeki tuğlayı düşürmüş...
Tam o sırada yoldan zenginin biri geçiyormuş... Dursun bakmış tuğla zenginin kafasına düşecek, “Abi... Abi... Çekil” demiş ve adamı kurtarmış...
Sonra zengin adam Dursun’a büyük paralar vermiş ve hayatını kurtarmış...
Bu kısa yoldan zengin olma hikayesini duyan Temel, almış eline bir tuğla ve yedinci kata çıkmış...
Zengin giyimli birinin geldiğini görünce tuğlayı fırlatıp, arkadan bağırmaya başlamış;
“-Ab... Ab... Abi... Çe... Çe... Çek...”


İğnelik
KAVAĞA ÇIKMIŞ
Daha dün ne sözlerle,
Methiye düzüyordun...
Görmediğim gözlerle,
Gönülden süzüyordun!

Sandın serâbı vâha,
Çuvalladın fileyi...
Golü görmeden daha,
Değiştirdin kaleyi!

Bir de baktım o da ne,
Balık kavağa çıkmış...
Tezâhürât şâhâne,
Karşı akıma alkış!..

> Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Komedi