11 Haziran 2010 Cuma
Söz Market
hayata dair
Erkekler görüyorum; bugün arzuyla, yarın bıkkınlıkla kahroluyor...
Yana yakıla seviyor, sonra sevgilere hoyratça son veriyor...
Hiçbir sevgiye güven beslemiyor, hiçbir sevgide mutlu olamıyor...
...
Kadınları görüyorum; sevgiden yanıp tutuşan...
Aşağılanmaları ve dayakları sineye çekiyor, sonunda kapı dışarı ediliyor...
Ama bağlandıkları erkekten yine de kopamıyor...
Kıskanç ve horlanmış sevgiyle onurları çiğnenmiş, yine de sadakat sergiliyorlardı...
...
O gün uzun süredir ilk defa oturup ağladım...
İçerleyerek, kızarak gözyaşları akıttım bu insanlar için...
Dostlarım için, hayat ve sevgi için gözyaşları...
...
Ayrıca kendim için de daha bir sessiz, daha bir el altından gözyaşları akıttım...
Bir başka gezegende yaşar gibi bütün bu insanların arasında yaşayan...
Hayat denen şeye akıl erdiremeyen, sevgiye susamışlıktan ölen...
Ama sevgiden de korkmadan duramayan benim kendim için...
(...Hermann Hesse)
tuzaktan kumanda
(...STAR - İzdivaç)
ZUHAL TOPAL: Siz nasıl bir koca istiyorsunuz teyzeciğim?...
EVLENECEK TEYZE: Sosyal güvencesi olsun, bir de evi olsun yeter... İstanbul ve çevresi tercihim...
EVLENECEK AMCA: Bu hanımefendi koca istemiyor ki; sponsor istiyor...
söz der ki
“-Kazanmak kolay, elde tutmak zordur...”
(...Öylesine ama yine de müthiş S.Ö.Z.’leri)
bizimkiler
SERDAR: Abi iki tane ziyaretçin geldi... Sen yoktun gittiler...
ÖMER ABİ: Hakemdir... Nasıl biriydi?...
SERDAR: Biri hafif gözlüklüydü... Diğeri de tenine dolgun...
temel’in yeri
Trafik polisi Temel, hız limiti 50 kilometre olan caddede sürücüyü durdurmuş;
“-Hızlı gitmeniz bir yana yanlış yerde araba solladınız... Farlarınızdan biri yanmıyor... Lastikleriniz tamamen aşınmış... Size hayli kabarık bir ceza yazmak zorundayım... Adınız nedir?...”
“Schtarthewisizeski Vocgefastrlongchinic” demiş yabancı sürücü... “Şeyy..” demiş Temel;
“-Bu sefer geç ama lütfen bir daha dikkatli ol...”
kadınlar & erkekler
Doktor; hastasına dönerek;
-Kendinize çok iyi bakmışsınız... Vücudunuz mükemmel... Kaç yaşındasınız?...
“-Yetmiş dokuz yaşındayım...”
-İnanılmaz... Sanki daha yeni altmışlı yaşlara gelmiş gibi görünüyorsunuz...
“-Haklısınız... Evlendiğimizde karım ve ben bir anlaşma yaptık... Ne zaman kavga edecek gibi olsak o sakinleşmek için mutfağa gidecek ben de kapının önüne çıkarak bekleyecektim... Ne zaman yatışırsak, bir araya gelecektik...”
-Bunun sizin sağlıklı olmanızla ilgisini anlayamadım?...
“-Sağlığımı uzun süreler açık havada yaşamaya borçluyum...”
itiraf reyonu
(...isim: yeşim bener ...şehir: istanbul ...yaş: yirmi dört)
Bir arkadaşım okulu için Konya’ya gidiyor...
Kadının biri otobüse binerken arkadaşıma, “19 numaralı koltuk neresi evladım” demiş...
O da “Ben de bilmiyorum teyze... Buraların yabancısıyım” demiş...
Normal insan istiyorum etrafımda... Çok şey mi istiyorum acaba?...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)
İğnelik
ADINI SEN KOY
Kapıldım da alına,
Görünüşe aldandım...
Takılmadan dalına,
Yine çabuk uyandım!
Adını sen koy şunun,
Neye tok neye açsın...
Var mı ötesi bunun,
Fırdöndüsün topaçsın!
Kurduğumuz takımın,
Karşısına dikildin...
Gittin karşı akımın,
Elebaşı kesildin!..
Sefa Koyuncu
> sefa.koyuncu@tg.com.tr
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder