11 Haziran 2010 Cuma
Söz Market
Dombili Murat’ın maceraları -7-
Mahalleden tanıdığı, fakat samimi olmadığı Ali ile aynı yerde on altı ay askerlik yaparlar...
Ve bu 16 ay onların çok kaynaşmasına ve can-ciğer olmasına vesile olur...
Çok abartalı yaşarlarmış...
Tezkereden sonra bir gün Murat yoldan geçen bir kamyonda Ali’yi görmüş... Kamyonu Ali kullanıyor, hemen durduruyor ve sorgusuz sualsiz biniyor...
Hoş beşten sonra Murat başlıyor laubaliliğe... Her türlü şakayı, eziyeti yapıyor...
Fakat Ali sabırlıdır, sesini hiç çıkarmıyor...
Derken dükkana varıyorlar, beraberce inip yazıhaneye geçiyorlar...
Ve Murat şok oluyor... Çünkü Ali yazıhanede oturuyor...
Ali zannettiği, Ali’nin abisi Ahmet, söylenmeye başlıyor;
“Yahu al şu manyağı... Kim ise elimden bir kaza çıkacak... Anladım beni sen zannetti sesimi çıkartmadım... Ama yeter artık...”
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)
Vize
AB ülkeleri yıllardır üstelik mahkeme kararlarına rağmen vize uygulamaya devam ediyorlar. Etsinler bakalım.
Dünya, AB Birliği’nden ibaret değil ya.
Suriye vizeyi kaldırdı.
Arnavutluk vizeyi kaldırıyor.
Sudan da vizeyi kaldırıyor.
Bakalım sırada kim var?
(...Mustafa Koç-Okur/Yazar)
tuzaktan kumanda
(...STAR - Bak Şu Duvara)
YARIŞMACI: Rahmetli Nejat Uygur’u da burada sevgiyle anıyoruz...
BEHZAT UYGUR: Yok ölmedi daha babam... Demek ki ömrü uzadı...
bir film diyaloğu
“-Bir gün geçmiyor ki; günahlarımın beni tekrar bulmaması için dua etmeyeyim...”
(...The Patriot filminden)
bizimkiler
Hep Ercan’ın yaptığı “İğrenç Espriler”den bir tane de Serdar yapıyor;
-Işık seni aradı...
“-Hangi ışık?...”
-Florasan...
“-Hasan olacak olum Hasan...”
söz der ki
“-Sadece aşk deneyimlerinin tekrarı acemileştirir...”
(...Artık dillere slogan olmuş müthiş S.Ö.Z.’leri)
temel’in yeri
İngiltere’ye giden Temel’le Dursun bir araç kiralamış...
Temel sola, Dursun da sağa oturduktan sonra yola koyulmuşlar...
Yolda birkaç çarpmadan sonra Temel uyarmış;
“-Dursun biraz dikkat et, arabayı parçalayacaksın...”
Temel, “Uy anam” demiş telaşla;
“-La arabayı sen kullanmıyor musun?...”
hayata dair
İdeal insan iyilik yapmaktan keyif alır...
Kendisine iyilik yapılırsa mahcubiyet duyar...
Çünkü iyilik yapmak üstünlük işareti, bir iyiliğe muhtaç duruma düşmek zaaf işaretidir...
Karşılaşacağımız nankörlükten dolayı üzülmemek için hazırlıklı olun...
Karşılık beklemeden iyilik yapın...
Mutluluk minnet beklemekte değil, minnet gösterilmesinden rahatsızlık duyulacak olgunluğa erişmektir...
Gerçek korkunç bir şey...
Elbette, gerçeği bilmek ve söylemek isteği var olduğu sürece, bilmeye ve söylemeye çalışır insan...
Ahlâk anlayışımdan kalan tek şey bu...
Yapacağım tek şey de bu, ama sizin sanatınızla değil...
Sanat, yalandır, bense güzel yalanı sevemiyorum artık...
(...Tolstoy)
İğnelik
KAMERA İSTERİM
Çıkacağım da cama,
Candan seyreden olsa...
Oynayacağım ama,
Yenim dar paçam kısa!
Açılımı gel seyret,
Haydi ramba da rumba...
Evet hayır mı evet,
Emme basma tulumba!
Yaldızlı dâvet yetmez,
Cazlı olsun gösterim...
Mektûbun ikna etmez,
Kamera da isterim!..
> Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder