söz der ki
“-Hatayı başkalarında arayanlar, yerinde saymak için iyi bir bahane bulmuştur...”
(...Siniri tepesinden aşınca ettiği müthiş S.Ö.Z.’leri)
tuzaktan kumanda
(...STAR - Kazanmali)
MEHMET ALİ ERBİL: Televizyonunuzun sesini biraz kısar mısınız?...
TELEFONDAKİ ADAM: Ben komşudayım şimdi, inip kapatayım mı?...
bir film diyaloğu
-Ben ölsem ne yaparsın?...
“-Siyah takımımı ütülerim...”
(...The Last Kiss filminden)
hayata dair
Ölümlüler, uyanın...
Henüz hayattan kurtulmuş değilsiniz...
Zamanı gelince doymak bilmeden dinleneceksiniz...
Şimdilik size ölüm için izin verilmedi...
Yalnızca, zaman zaman, belirli bir süre için onun bir benzeri verildi...
Çünkü hayat sık sık ara verilmeden korunamaz...
Bu kısa ve geçici uykudan uzun süre yoksun kalınması,
Ölümcül rahatsızlık ve ebedi uyku nedenidir...
Hayat da öyledir...
Onu taşıyabilmek için zaman zaman onu sırtından indirmek;
Biraz soluklanmak ve âdeta bir parçacık ölüm tadında güç toplamak gerekir... (...Giacomo Leopardi)
kadınlar & erkekler
(... “Kadın... Erkek... Ve aşk” başlıklı Mor&Berisi yorumu)
-Başından büyük bir aşk geçmemiş her kadın için, bu bir eksikliktir;
-Başından büyük bir aşk geçmiş her erkek için ise, bu bir fazlalıktır.
...
-Erkeğin hayatında belki bir aşka yer vardır...
-Kadının ise aşkında belki bir hayata...
...
-Erkekler deli gibi âşık olurlar, zamanla akıllanırlar...
-Kadınlar ise akıllı gibi âşık olurlar, zamanla delirirler...
...
-Âşık olan kadının gözünde başka hiçbir şeyin değeri kalmaz...
-Âşık olan erkeğin gözünde ise her şey yeniden değerlenir.
...
-Çünkü âşık kadın ‘nasıl olsa bitecek’ sezgisi ile hareket eder...
-Âşık erkek ise ‘nasıl olsa sonsuza dek sürecek’ yanılgısıyla...
...
-Âşık kadınlar bu yüzden hep endişeli ve huzursuzdurlar;
-Âşık erkekler ise dingin ve aptallar gibi bön...
...
-Aşksız bir erkek kendini kölesiz bir efendi gibi hisseder,
-Aşksız bir kadın ise efendisiz bir köle...
bizimkiler
İSMAİL ABİ: Bir arkadaş kahve otomatının anahtarını kaybetmiş... Yüklü de para varmış anahtarda... Bulan getirmedi...
HALİL BABA: Sen de öyle bir şey söylüyorsun ki; pişmiş tavuk bile güler...
Bu espriye kahkahayı basan İsmail Abi’ye hemşehrisi Ramazan Abi ikinci vurgunu yapar:
“-Bak işte; pişmiş tavuk nasıl gülüyor gördün mü?...”
temel’in yeri
Temel karısını yaralamaktan mahkemeye çıkarılmış...
Hakim sormuş;
“-Neden karınızı 100 kere bıçakla yaraladınız?...”
“İstemeyerek oldu efendim” diye başını önüne eğmiş Temel;
“-Elektrikli ekmek bıçağının kapatma düğmesini bulamadım...”
itiraf reyonu...
(...isim: senem ...şehir: amasya yaş: bilinmiyor)
Bir yaz akşamı ailece balkonda oturuyoruz... Laf lafı açıyor, muhabbet iyi...
Derken kız kardeşim ortaya bir laf atıyor;
“-Ya dün akşam Reha Muhtar’ı seyrettiniz mi?... Adamın biri kafasının üzerinde tam yedi bardakla oynuyordu?...”
Saflığın zirvesi, muhteşem soru da benden geliyor;
“-Ne?... Yedi bardak mı?... Yan yana mı, üst üste mi?...”
İşte o akşamdan sonra “Akıllı kız” efsanesi sona eriyor... Bizimkiler bunu asla unutmuyor, bana da unutturmuyor...
Üstelik bütün akrabayı taallukata rezil ediliyorum...
Ben de kendimi iyice rezil edeyim de kurtulayım bu azaptan dedim...
Oh be!... Dünya varmış...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)
İğnelik
MİLLET ANLADI
Politika değersiz,
Kuruntudan çıkıyor...
Münâsebetsiz yersiz,
Tabuları yıkıyor!
Otuz sene kan aktı,
Ancak ağıt yaktınız...
Açılım bir ataktı,
Ona da yan baktınız!
Milletin firâseti,
Erdoğan’ı anladı...
Gerilim siyâseti,
Devrini tamamladı!..
Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder