22 Eylül 2010 Çarşamba

Söz Market



söz der ki
“-Sonuca razı olarak yapılan atışlar hedefi bulur...”
(...’Az bekleyen çok kazanır’ gibi ama müthiş S.Ö.Z.’leri)

tuzaktan kumanda
Fenerbahçe-Kasımpaşa arasındaki maç seyircisiz oynandığı için bütün konuşmalar duyuluyordu...
Kasımpaşa’nın hocası Yılmaz Vural, hararetli bir şekilde defansını uyarıyor;
“Adamı kaçırıyorsunuz, adaaam...”
Tehlike atlatıldıktan sonra rahat bir nefes alıyor ve biraz daha alçak sesle söyleniyor;
“-Allah’tan Guiza’ya geldi...”

hayata dair
Kazanmak cesaret ister...
Burada sözünü ettiğim, yükselme isteği ile başkalarını ezip geçmek değil, hayatın zorluklarının üstesinden gelerek kazanmadır...
-Özerkliğin getirdiği özgürlüğü benimsemek cesaret ister,
-Candan olmak ve insanlarla yüz yüze gelebilmek cesaret ister,
-Başkaları tarafından benimsenmeyen bir düşüncede direnebilmek cesaret ister,
-Alınan kararların gerçeğe uygun olup olmadığını her zaman fark edebilmek cesaret ister,
-Kişisel seçimlerin sorumluluğunu üstlenebilmek cesaret ister,
Olduğun gibi görünmek ve kendine özgün insan olabilmek gerçekten cesaret ister... (...J.Longeward)

temel’in yeri
Temel, Dursun’u aramış ve derdini anlatmış;
“-Dursun bize gelip bana yardım eder misin?... Bir puzzle aldım ancak bir türlü yapamıyorum ve o kadar uğraşmama rağmen başlayamadım bile...”
Dursun sormuş;
-Tamamlandığında ne çıkması lazım ortaya?...
“-Kutudaki resme göre bunun bir domates olması gerekiyor...”
Dursun kalkıp Temel’e gitmiş...
Masanın üstünde her yere dağılmış olan parçaları göstermiş ve “İşte burada hepsi” demiş...
Dursun parçalara bakmış, sonra kutuya bakmış ve “Hadi gidip biraz dolaşalım Temel” demiş;
“-Şu domatesli cipsleri kutusuna koy da çıkalım...”

bizimkiler
GÖKSEL: Eve vayles bağlattım, artık her zaman internetteyim...
CEMİL: Ne kadarlık (Hangi tarife olduğunu soruyor)...
GÖKSEL: Valla 4 kilometrelik falan vardır herhalde...
...
FATİH: Cesedi bulmuşlar ama kimin öldürdüğü belli değilmiş...
RAŞİT: Gayri Meçhul cinayete kurban gitmiş yani...
...

İSMAİL: Sen 3-G’nin ne olduğunu biliyor musun?...
ÇETİN ABİ: Yok... Neymiş?...
İSMAİL: İki kişi konuşurken aynı zamanda birbirini görebilecek...
ÇETİN ABİ: Niye 2-G demiyorlar o zaman?...

kadınlar & erkekler
(...Muzaffer Yıldız’ın kadınlar için “Ofsayt nedir” tarifi)
Ucuzluktaki süper çantayı almak için mağazaya girdiniz...
Sadece bir tane kalmış, o da kasanın (kale) hemen yanında...
Ama bu çantanın tek taliplisi siz değilsiniz!...
Çantayı gözüne kestiren diğer bir müşteri (rakip oyuncu) de sizin hemen yanınızda bitiveriyor...
İkiniz de durumun farkındasınız ve hızla kasaya (kaleye) yöneliyorsunuz...
Tam o esnada; biraz önce bluz aldığınız başka bir mağazada ödemeyi yaptıktan hemen sonra çalan cebinizi cevaplamak için cüzdanınızı çantanıza koymadan arkadaşınıza verdiğinizi ve onda unuttuğunuzu fark ediyorsunuz...
Bir yandan kasaya doğru koşarken diğer yandan da elinizi havaya kaldırarak arkanızda kalan arkadaşınızdan cüzdanı (topu) istiyorsunuz...
Öyle bir durumdasınız ki, rakibinizin gerisinde kalırsanız kasaya daha uzak kalacağınız için avantajınızı kaybedeceksiniz ama eğer arkaya geçmezseniz arkadaşınızdan uzak kalıyorsunuz ve arkadaşınız da o kalabalıkta size cüzdanınızı fırlatamıyor, her şey bir an meselesi...
Bu durumda yapmanız gereken rakibinizin arkasına geçip cüzdanı (topu) almanız ve cüzdanı ele geçirdikten sonra rakibinizi geçmeye çalışmanız...
İşte ofsayt bu... Top sana atıldığı anda kaleye rakibinden daha yakın olamazsın...
Anladınız mı?...

İğnelik

DÜNYA LİDERİ

Türkiye son dönemde,
Her alanda şahlandı...
Fevkalâde önemde,
Dünyaca alkışlandı!

Bu şahlanışı aman,
Tabana itmeyelim...
Geldiğimiz noktadan,
Geriye gitmeyelim!

Muhâlefet de bilse,
Gelinen mühim yeri...
Takozluktan çekilse,
Biziz dünya lideri!..

Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr

Söz Market





temel’in yeri
-Temel takasının karaya oturup oturmadığını nasıl anlıyormuş?...
-Suya taş atıp, halkaların oluşup oluşmadığına bakarak...
***
-Hayatında ilk defa at yarışına giden Temel, oynadığı atın kaybetmesine niçin sevinmiş?...
-Kazansaydım koca atı evde nasıl beslerim diye...
***
-Temel kuyudan kovayla suyu çekip, tekrar kuyuya boşaltıyormuş. Bunu yüzlerce defa yapmış, niçin?...
-Kuyuda kaç kova su olduğunu ölçüyormuş...
***
-”Çöl” filmini seyretmeye sinemaya giden Temel, biletçiden ne istemiş?...
-Gölgede bir koltuk...



tuzaktan kumanda
(...FOX TV - Su Gibi)
UĞUR ARSLAN: Daha önce evlilik yaptın mı?...
EVLENECEK KADIN: Evet, ayrıldım...
UĞUR ARSLAN: Neden ayrıldınız?...
EVLENECEK KADIN: İhanet yüzünden... Hem de en yakın arkadaşımla...
UĞUR ARSLAN: Ne yaptın ihaneti duyunca?...
EVLENECEK KADIN: Parmaklarını kestim...
UĞUR ARSLAN: Şaka yapıyorsun değil mi?...
EVLENECEK KADIN: Hayır, gerçekten kestim... Ciğer doğruyordum, kestim...
UĞUR ARSLAN: E bunu söyledin kim gelecek şimdi sana?...
EVLENECEK KADIN: Ona göre gelsinler...



söz der ki
“-Alttan almanın ne demek olduğunu bilmiyorsan, evlilik hakkında hiçbir şey bilmiyorsun...”
(...Büyük sırrı 7-8 kelimede verirken ettiği müthiş S.Ö.Z.’leri)



bizimkiler
(...Bizimkiler’in örneklemeleri)
FATİH: İki merhem bir çekirdek kalmış...
(...İki dirhem bir çekirdek)
...
EMİN: Çok alivahap bir insan...
(...Alicenap insan)
...
TALİP: Arabayla talimgah (talim) yapmaya gidiyoruz...
(...Araba talimi)
...
MURAT: Bizde mesai merhumu yok olum...
(...Mesai mefhumu)
...
SERDAR: Çok zat-ı muhtemel bir beyefendi...
(...Zat-ı muhterem)
...
HÜSEYİN: Kendisiyle teşvik-i mesaimiz vardır...
(...Teşrik-i mesai)




hayata dair
Sevgi risklerin en büyüğüdür...
Dikkatli değildir, güvenilir değildir... Önyargısızdır ve acımasızdır...
Zihni tüm gücüyle vurur ve dizlerinizin üzerine çöktürür...
En güzel zamanlarında bile, sevgi acıtabilir.
İhtiyaç duymak acıtır, ait olmak acıtır, bir başkasının diğer parçası olmak acıtır.
Hem de hiç rızanız olmadan.
Ama sizi ele geçirdiği andan itibaren tamamen yalnız olmak daha da çok acıtır...
Sonuç ne olursa olsun, sevgiyi hissettiğinizde asla aynı kalmayacaksınız...
Kalbinizde ve ruhunuzda iz bırakabilir ve sizi anılarla sonsuza dek baş başa bırakabilir...
Veya, sanki yarına hiç ihtiyacınız yokmuş gibi hissetmenize yol açabilir...
Ama sevgi bu riski almaya değer... (...K.Hydmore)



bir film diyaloğu
“-Şiir onu yazana değil, ona ihtiyacı olana aittir...”
(...İl Postino filminden)


İğnelik
REÇETESİZ
Efendim şâirlerin,
Övünmesi yamandır...
Kulağı vardır yerin,
Duyulası zamândır!

Reçetesiz tavsiye,
‘İğnelik’ oku sabah...
Diyeceksin ki niye,
Çekmeyesin diye âh!

Zehirleniyor çarşı,
İllet giriyor yurda...
Her tür gribe karşı,
‘İğnelik’ aşı burda!..


> Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr


Söz Market




söz der ki
“-Hayat; kendisi için çalışanları sınıfta bırakan tezat bir imtihandır...”
(...Dünya işlerinden fırsat bulur bulmaz ettiği müthiş S.Ö.Z.’leri)

tuzaktan kumanda
(...NTV - % 100 Futbol)
GÜNTEKİN ONAY: Hocam futbolda bu anlayışın yerleşmesi bir ütopya mıdır sizce?...
RIDVAN DİLMEN: Ütopyayı daha anlayacağımız bir şekilde sorsan?...
***
(...ATV - Dünya Bir Oyun Sahnesi)
KENAN IŞIK: Sizin bir de alışveriş tutkunuz var değil mi?...
AŞKIN NUR YENGİ: Domuz gribi aşısından önce, alışveriş çılgınlığını önleyen bir aşı bulunsa, hemen yaptırırım...

kadınlar & erkekler
(...Mustafa Kurtuluş devam ediyor: “Kadınlar ne ister -2-”)
Sürekli onları izleyen birileri olsun isterler;
Bulunca, “Ne öküz gibi bakıyorsun” derler...
...
Sürpriz yapmanızı isterler;
Sonra da “Aklına eseni yapıyorsun” derler...
...
Sürekli iltifat edilsin isterler;
Edince “Kaç kişiye söyledin bunları” derler...
...
Hep el üstünde tutulsun isterler;
Lafa gelince “Eşitlik” derler...
...
Güldüren erkek olsun isterler;
Sonra da “Seninle ciddi bir şey konuşulmuyor” derler...
...
Ağır ve oturaklı adam isterler;
Sonra da “Hiç rengin yok” derler...
...
Tutumlu olmanızı isterler;
Komşuda olan her şeyi isterler...
...
Çiçek isterler;
Alınca da bir halt yediğini düşünürler...

bir film diyaloğu
“-Sana karşı duygularım üst üste dizilmiş bardaklar gibi...Birini çekince hepsi gelecek sanki... O yüzden hiç dokunmuyorum...”
(...Marvin’in Odası filminden)

bizimkiler
EMİN: Abi bir adres soracaktım?...
TRAFİK POLİSİ: Siz gelmeseniz biz size gelecektik... Ters yoldan girdiniz ceza yazacağız...
...
ASKER ARKADAŞI: İzmit’te yaşıyorum ama sık sık giderim İstanbul’a...
YUNUS EMRE: Yapma yaa... Ben hiç görmedim orda seni...
...
MİNİBÜS ŞOFÖRÜ: Var mı Merter’de inecek?...
TALİP: Evet abi, bir öğrenci bir tam...

temel’in yeri
Dursun’un babası ölmüş, Temel’e demişler ki;
“-Sen arkadaşısın, git alıştıra alıştıra söyle...”
Gitmiş Temel söylemeye çalışmış;
“-Dursun baban elmeş...”
-Ne?...
“-Baban elmüş...”
-Ne diyon be?...
“-Baban ölmüş...”
-Yahu şunu doğru düzgün söylesene...
“-Alıştıra alıştıra söyleyeyim dedim...”
-Yürü git ülen...
“-Alıştın mı?...”

hayata dair
Aşk yaralar...
Ellerle ayakları delip parçalamayan aşk yoktur...
Aşkın şiddetli mutluluğu, aynı zamanda aşkın şiddetli acısıdır...
Acının peşinden koşmuyorum, ama acıtıyor...
Acı çekmenin peşinden koşmuyorum ama acı çekiyorum...
Ürkmemek, uğraşmamak, aşkın yolundaki bu şeyleri görmezden gelmek en iyisi...
Bu aşk kolay değil;
Ama yalnızca imkansız olan uğruna çabalamaya değer... (...J.Winterson)

itiraf reyonu
(...isim: saltanat ...şehir: bilinmiyor ...yaş: yirmi üç)
Haberlerde CEO ödülü ile ilgili bir haber...
Babamdan gelen bir soru:
“-CEO ne demek ki?...”
O an haberi dinlemeyen annemden gelen tam, “rezil edelim”lik bir cevap:
“-Bilmiyor musun?... Genetiğiyle oynanmış ürünlere diyorlar!...”
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)

İğnelik

KARLOFÇA

Karlofça Sırbistan’da,
Bir küçücük kasaba...
Cirmi ise cihânda,
Sığmaz ölçü hesâba!

Yaptı Sultan Mustafa,
Avusturya’ya sefer...
Osmanlı’da ilk defa,
Toprak kaybedilen yer!

Haçlı ittifâk kurdu,
Verdik otuz bin şehîd...
Büyük bir darbe vurdu,
Karlofça denen ahid!..

Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr

Söz Market




Kadınlar & Erkekler
(...”Kadınlar ne ister” başlıklı Mustafa Kurtuluş’un yorumu)
Çiçek çiçek diye adamın başının etini yer...
Bahçeden papatya toplayıp getirince de, “Herkes çiçek topladığını görmüş, ne biçim adamsın, beni rezil ettin” der...
...
Komik olmanızı ister, güldürülmeye bayılırlar...
Toplum arasında ise çıldırırlar.
...
Sigaradan tasarruf etmenizi ister...
Ama telefon faturası sizin aylık sigara paranıza beş basar...
...
Hayat dolu, neşe dolu olmanızı ister...
Kendisi mutsuz olduğunda ise asla tahammül edemez...
...
Hayata farklı bir bakış açısında olmanızı ister...
Ama öne sürdüğünüz her fikirde saçmaladığınızı söyler...
...
Her evlilik yıldönümü ve yaş gününde hemen hemen beş maaşınıza denk yüzükler ister...
Sonra da ufak şeylerden, bir çiçekten bile mutlu olduğunu söyler...
...
Mutfakta sizden yardım ister... Kalkıp gidersiniz icabında...
Ama daha elinizi tavaya sürmeden ön çalışma olarak çığlığı basar...
...
Kitap okuyup kültürlü olmanızı ister...
Fakat daha kitabın ikinci sayfasında ,”Benimle ilgilenmiyorsun” diye mızmızlanmaya başlar...



temel’in yeri
Adam fren balatalarını yaptırmak için sanayide Temel Usta’ya gitmiş...
Ertesi gün almak için ustanın karşısına geçmiş ve Temel anlatmaya başlamış;
“-Senin araba olmadı be abi...”
-Neden?...
“-Bu modellerin fren balataları bulunmuyor, değiştiremedim...”
-Eee?... Ne olacak peki?...
“-Onun yerine kornanızın sesini yükselttim...”



söz der ki
“-Haberleşme ihtimali arttıkça, görüşme ihtimali azalır...”
(...Teknolojiye esareti anlatan müthiş S.Ö.Z.leri)



tuzaktan kumanda
(...SHOW TV - Yemekteyiz)

ERKEK YARIŞMACI: Bunun içinde kıyma mı var?...
KADIN YARIŞMACI: Karnıyarığı ilk kez sizde görüyorum...
***
BAYAN YARIŞMACI: Bu nedir?
ERKEK YARIŞMACI: Turp...
BAYAN Yarışmacı: Hiç duymadım...
***
KADIN YARIŞMACI: Ben masanın görüntüsünü pek beğenmedim...
EVSAHİBİ KADIN YARIŞMACI: Ben sizden daha kaliteli insanlara da aynı masayı hazırlıyorum”



bizimkiler
SERDAR: Abi sanayiye nasıl gideriz burdan
BÜFECİ: 200 metre ilerde sağdaki sokak...
SERDAR: Arabayla geldik, yine 200 metre mi?...
***
TALİP: Halit Abi değil mi bu?...
FATİH: Evet ama dikkat et, eşi doğum yaparken öldü...
TALİP: Yapma yaa; babası mı öldü?...

hayata dair
Yeryüzünün bütün nimetlerini insanın başından aşağı dökün;
Onu gırtlağına kadar mutluluğa batırın;
Öyle batırın ki, mutluluğun yüzeyine kabarcıklar yükselsin...
Ona, yatıp uyumaktan, bütün gün kurabiye yemekten
ve insan soyunun devamını getirmekten başka bir şey
yapmasına gerek kalmayacak parasal gelir sağlayın...
İşte bu insan, sırf nankörlüğünden ve rezilliğe olan eğiliminden dolayı,
size ayaküstü bir oyun oynayacaktır...
Bu olumlu ve akıllı davranışınızın içine, sırf kendi olumsuz
ve başına beladan başka bir şey getirmeyecek hayalperest yanını sokacaktır...
Kurabiyeleri kaybetmeyi göze alacak,
oraya buraya koca burnunu sokacak,
hatta belki de en olmayacak belanın,
en berbat ekonomik durumun başına gelmesini isteyecektir...
(...Dostoyevski)



bir film diyaloğu
“-Geçmişe sorular soran, kendi sesinin yankısını gerçek sanır...”
(...Ezel dizisinden)


İğnelik
PARTİLİ DEĞİLİM
Bir ülkede iktidâr,
İş yapsın der seçilir...
Edersen dünyâyı dar,
Engel nasıl geçilir!

Seçilene destek ver,
Ki işleri başarsın...
Ülke böyle ilerler,
İlerler ki şaşarsın!

Pısırık sanma gürüm,
Hasma mezâr kazarım...
Partili değil hürüm,
Doğruları yazarım!..

> Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr


Söz Market




temel’in yeri
Temel, oğlu Dursun’u bir türlü okumaya göndermiyormuş...
“-Okuyup da ne olacak?... Bizim dükkanda çalışacağına göre bir, iki, üç saysın yeter bana...”
Fadime karşı çıkmış;
“-Olur mu canım?... Diyelim dükkanı Dursun’a bırakıp kahveye gittin... Dört tane adam geldi, üçten fazla sayamazsa gelip sana ne diyecek?...
-Dert ettiğin şeye bak Fadime?... Gelir, “Baba üç kişi geldi, yanlarında bir herif daha var” der...


bizimkiler
(...Almanya’daki Bizimkiler’den)
Zeynep Abla Orjin kremi için gelen telefona cevap veriyor... Arayan Bulgaristan’dan bir hanım...
“-Hadi ağrıdan geberiverim, çabuk gönderin. Beni düzeltin...”
-Tamam hanımefendi; cep numaranızı verin...
“-Cep telefonum kulağımda, ben sana numarayı gönderdim. Ordan bakıverin...”



bir film diyaloğu
“-Asla düşmanından nefret etme... Muhakeme yeteneğini köreltir...”
(...Gotfather filminden)




hayata dair
Ne denli kötü olursa olsun, asla pes etmeyin...
Bu benim başıma nasıl geldi diye düşünmeyin...
“Benden daha kötü durumda olan insanlar var” diye düşünün...
...
Önemli olan ruh ve akıldır...
Her şeyin iyisini yapmaya çalışın ve hastalığınızın arkasına saklanmayın...
Her günün tadına varın...
Akşam nereye gideceğinizi planlayın, geleceğinizi planlamayın...
...
Yalnızca başkalarının yardımına açık olmayın...
Kendinize de yardım edin...
Hâlâ bir şeylerin üstesinden gelebileceğinizi gösterin herkese...
Yapamayacağınız şeyler için boş yere üzülmeyin...
Yapabileceğinizi yapmaktan zevk almak için uğraşın...
(...S.Hawking)



söz der ki
“-Aşk bütün güzel şeylere bir ekler... Ayrılık bütün kötüleri ikiye çarpar...”
(...Sis dağılsın diye beklerken ettiği müthiş S.Ö.Z.’leri)



tuzaktan kumanda
(...NTV - %’de 100 Futbol)
GÜNTEKİN ONAY: Fenerbahçe’yi genel olarak nasıl buluyorsunuz?...
RIDVAN DİLMEN: Fenerbahçe’den Emre’yi çıkar, vasat takım... Alex’i çıkar, kötü takım...
***
GÜNTEKİN ONAY: Hocam sizce Deniz Barış Fenerbahçe’de oynayacak oyuncu mu?...
RIDVAN DİLMEN: Şimdi Güntekin bir çocuğa desen ki bak bu Oğuz 10 sene önce Fenerbahçe’de oynadı, helal olsun der... Deniz bıraktıktan 10 sene sonra halı sahaya gelsin, oynasın, çocuğa bu Fenerbahçe’de oynuyordu desen, “hadi len” der...
***
GÜNTEKİN ONAY: Maçı nasıl buldun hocam?...
RIDVAN DİLMEN: Birinden suçlu olarak şüpheleniyorlarsa, Barcelona’ya karşı orta saha oynatsınlar, hemen itiraf eder...

(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)



kadınlar & erkekler
(...Erkeklerin en çok yalan söylediği konular)
-Erkekler olayları şişirmeye meraklıdır. En büyük arabalar onların, en önemli iş yerlerinde onlar çalışır...
Bu gösteriş hevesi kendilerini başkalarıyla kıyaslama düşüncesinden kaynaklanıyor...
...
-Hiçbir bildikleri olmasa da erkeklerin yüzde 84’ü bilgi sahibiymiş gibi davranıyor...
Kendilerini sorun çözme konusunda yetenekli görüyorlar...
...
-Erkekler, cesur olmaları gerektiğini sanır...
Onun için korkularını ve fobilerini (örümcek gibi) saklarlar...
...
-”Bir problemin mi var” sorusu erkeklere sorulduğunda, genelde “Hayır, yok” derler...
Zaaflarını açığa vermeyi sevmediklerinden bunları gizlerler...
...
-Yaptıkları her şeyi abartılmış gerekçelerle savunmaktan hoşlanırlar...
Yaptıkları her şeyin bir anlamı olmasını isterler...
...
-Uzun süreli tartışmalardan kaçmak için soruları hemen kısa bir “Evet” ile cevaplarlar...
Örneğin “Beni halen seviyor musun”, veya “Bu elbise bana yakıştı mı” gibi...


İğnelik
YAĞCILIK MI?
Yokuş görür düzlüğü,
Panzehire der zehir...
Particilik gözlüğü,
At gözlüğü gibidir!

Hakîkatin sesidir,
Dikkat eyle azizim...
Partiler ötesidir,
Kalemimiz hür bizim!

Hakkı teslim eylemek,
Değil aslâ yağcılık...
Doğruları söylemek,
Sağduyulu sağcılık!..

> Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr


Söz Market



Temel birkaç günlüğüne geldiği İstanbul’da Çemberlitaş’ı seyrederken yanına düzgün kılıklı biri gelmiş, “Muhteşem değil mi” diye söylenmiş...
Temel de “Evet, çok güzel... Nasıl yapmışlar, anlayamadım” diye cevap vermiş...
Adam Temel’in saf, temiz biri olduğunu çoktan anlamış...
“Basit, tohumu var, ekersin, biter... Ama oldukça pahalı” demiş...
Temel hemen fiyatını sormuş, sıkı bir pazarlıktan sonra bir miktar satın almış...
Köyüne döner dönmez tohumları ekmiş ve beklemiş...
Gel gör ki lahanaya benzer bir şeyden başka ortalıkta boy gösteren yokmuş...
Sonunda Temel toprağı kazıp incelemeye karar vermiş, lahanamsı bitkinin dibindeki havucu görünce dövünmüş;
“-Tüh be... Yazıklar olsun bana, tohumu ters ekmişim...”


bizimkiler
EMİN: Akınsu Abi maçın anasını ağlattı yine...
(...Akın Göksu Abi)
...
BİLGEHAN: Tülü Baba’nın türbesi var ya, onun orada?...
(...Telli Baba Türbesi)
...
SIRRI: Bizim hastanenin Meteoroloji Servisi’nde yatıyor...
(...Onkoloji)...

TALİP: Pasaport Şube’den çıkmış, Çekiç Kuvvet’te çalışıyor...
(...Çevik Kuvvet)
...
FATİH: Ooo... Çok foto-zenit çıkmışsın...
(...Fotojenik)


bir film diyaloğu
“-Herkesin iki eli var; tutmak için... İki kulağı var; duymak için... İki gözü var; görmek için... Peki neden tek kalbi var?...”
-Neden?...
“-Çünkü diğerini bir başkasında; bulmak için...”
(...Deniz Yıldızı dizisinden)


hayata dair
Başkalarına inancımız, kendimizde neye inanmak istediğimizi açığa vurur...
...
Dostun biri sana kötülük ederse, şöyle de:
“Bana ettiğini sana bağışlıyorum; ama kendine ettiğini, onu nasıl bağışlarım?...”
...
Köle misin; öyleyse dost olamazsın... Zorba mısın; öyleyse dostun olmaz...
...
Kendinizi kötü sevmeniz, yalnızlığı size zindan eder...
...
Büyük borçlar insanları değer bilmeye değil, kin beslemeye yöneltir...
...
Şöyle buyurur erdem:
“İlle de uşak olman gerekiyorsa, senden en çok yararlanacak kişiyi bul...”
...
Küçük bir iyilik, unutulmazsa, kemiren bir kurt olur çıkar...
...
Kimine göre yalnızlık, hasta insanın kaçışıdır... Kimine göre de, hasta insanlardan kaçıştır...
(...Friedrich Nietzsche)

söz der ki
“-Çekip gidenle sabredip bekleyen arasındaki uzaklık aynı değildir...”
(...Kontrolden çıkmadan önce ettiği müthiş S.Ö.Z.’leri)

tuzaktan kumanda
(...LİG TV - Futbol Gündemi)

SUNUCU: Bu aralar yendiğiniz takımın hocaları gönderiliyor?...
YILMAZ VURAL: Geçen hafta Hikmet Karaman, bu hafta Broos gitti... Kendimden korkuyorum valla, haftaya da Daum gitmesin?...


itiraf reyonu...
(...isim: camgöz ...şehir: istanbul ... yaş: otuz iki)
Mahallemize yeni birileri taşınmıştı... Yaşıtımız olan çocukla arkadaş olup, kaynaştık...
Her akşam köşebaşında sohbet ederdik...
Bir gün sokağın başından gelen güzel kızı görünce, “Afete bak” dedim... Çocuk kıpkırmızı oldu, “Abi o benim kardeşim” dedi...
Ben de kızın arkasından gelen yaşlı teyze için söylediğimi belirttim... Ben de inanmadım, o da... Yıllardır unutamadığım olay öylece kapandı...
Ama ben o çocuğu görünce hâlâ utanırım...
> (omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)


İğnelik

> ŞEHİDE SAYGI

Askerde şehid olan,
Canlar bizim canımız...
Şehid yurdu bu vatan,
Akan bizim kanımız!

Lâkin bu kışkırtmalar,
Maksatlı birer fitil...
Şehidleri istismâr,
Kimsenin haddi değil!

Kararlılıkta kaygı,
Da’vayı yitirmektir...
Şehide asıl saygı,
Terörü bitirmektir!..

Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr


Söz Market




-Temel niçin kendine teklif edilen üst düzey yöneticiliği kabul etmemiş?...
“-Yükseklik korkusu varmış...”
...
Temel sinemaya gittiğinde en önlerden bilet alıyormuş... Neden?...
“-Filmi herkesten önce seyretmek için...”
...
-Bir Rus’la evli olan Temel, karısı hamile kalınca Rusça dersleri almaya başlamış... Niye?...
“-Çocuk dünyaya geldikten sonra ne konuştuğunu anlamak için...”
-Bir tabloyu duvara asmak için neden 20 Karadenizli gerekir?...
“-Biri tabloyu, biri çiviyi, biri çekici, diğerleri duvarı tutsun diye...”
...
-Otomobil yarışına katılan Temel, 30 kez yolun kenarında durmuş... Niçin?...
“-Biri lastik değiştirmek, benzin almak, diğerleri yol sormak için...”
...
-Temel, ağrıyan dişini çektirmek için baytara gitmiş... Niçin?...
“-Köpek dişi ağrıyormuş...”


bizimkiler
Halı saha maçına gitmek için arabadayız...
Fatih, cep telefonundan radyo dinliyor... Tam bu sırada TGRT FM’de Hasan Hocam konuşuyor...
Hocamın yorumlarını beğenmeyince telefonu Serdar’a uzatıyor, “Baksana şu hocama yaa... Neler söylüyor” diye sinirleniyor...
Serdar alıyor telefonu, kulağına götürüyor;
“-Alooo... Hocam Serdar ben Serdar...”


itiraf reyonu...
(...isim: h.sevinç ...şehir: bursa ...yaş: yirmi iki...)
Kafamda hangisini çözeceğimi bilemediğim 50 problemle birlikte işten çıkmış eve doğru gidiyordum...
Bomboş sokakta karşıdan gelen kişiyle omuz omuza çarpıştık...
Suçu kabullenip, “Pardon” diye özür diledim...
“Park yapılmaz” tabelası bana bakıyordu...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)

hayata dair
Yaşadığım her yılla hayatın ziyan edilen kısmının, vermediğimiz sevgilerde, kullanmadığımız güçlerde, hiçbir riski göze almayan bencilliklerde olduğunu daha çok fark ediyorum...
Bunlarla acıdan kaçınırken, mutluluğu da yitiriyoruz...
...
Karanlıktan korkan bir çocuğu kolaylıkla affedebiliriz.
Hayatın gerçek trajedisi, bir yetişkinin aydınlıktan korkmasıdır.
...
Görünen her şeyin gerisinde daha engin bir şey vardır;
Her şey, kendinden başka bir şeye açılan bir yol, bir kapı, bir pencereden başka bir şey değildir...
...
Ölüm hayatta büyük bir kayıp değildir.
Asıl büyük kayıp, yaşarken içimizde ölen şeylerdir... (...Robin Sharma)

bir film diyaloğu
“-Çocuklar babalarını hayallerindeki gibi hatırlar...”
(...Babam ve Oğlum filminden)


söz der ki
“-Kadınlar akıl almaktan hoşlanmaz, teyit edilmek ister...”
(...Sadece müthiş S.Ö.Z.’leri)


tuzaktan kumanda
(...KANAL D - Disko Kralı)

OKAN BAYÜLGEN: Seni hep birileriyle kavga ederken görüyoruz yav?...
NİHAT DOĞAN: Nihat Doğan sakal gibidir... Kestikçe, daha gür çıkar...
***
(...KANALTÜRK - Telegol)

GÖKMEN ÖZDENAK: Arda’nın domuz gribi diye buradan taa Roma’ya gitmesini anlamış değilim ben...
AHMET ÇAKAR: Roma dediğin nedir abi; yürüyerek iki dakika...
***
(...SABAH - Günaydın)

MUHABİR: Domuz gribi hakkında nasıl bir tedbir aldınız?...
NİHAT DOĞAN: Ben domuz yemiyorum valla... O yüzden tedbir almıyorum...

İğnelik

> KUŞ UÇUŞU

Olan biteni seyret,
Mukâyese et dene...
Bizdeki muhâlefet,
Anlayışı hasmâne!

Yapılanları yıkmak,
Muhâlefet serisi...
Her işe karşı çıkmak,
İnönü teorisi!

Bataklığı kurutsan,
Bilir inkâr ederler...
Sen ağzınla kuş tutsan,
Kuş seni yuttu derler!.

Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr


Söz Market



(...isim: hüseyin koç ...şehir: izmir ...yaş: yirmialtı)

Lise son sınıftaydım, özel bir şirkette staj yapıyordum...
İşyerine servisle gelip gidiyordum... Servis şoförümüzün adı Mümin Abi’ydi...
Sanırım yıl 1999... Türkiye Kupası maçları vardı...
Fenerbahçe’nin rakibi 2.Lig takımlarından Pendik’ti...
Maçı hepimizin bildiği gibi Pendik almıştı...
Maçtan sonra Fenerlilerle alay ettik... Bu konuşmalarımız servise bininceye kadar devam etti...
Olaylardan habersiz Mümin Abi bize, “Hayırdır inşallah, neyi tartışıyorsunuz” dedi...
Biz de Fener’in Pendik’e elendiğini söyledik kupa maçında...
Mümin Abi bizi gülmekten kırıp geçiren şu cümleyi söyledi;
“-Pendik Avrupa’nın hangi ülkesi?...”

(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)



temel’in yeri
Temel’e meşhur mezarlık fıkrasını anlatmışlar;
“-Trabzon’da mezarlığa helikopter düşmüş,
100 ceset çıkarmışlar... Hâlâ çıkartıyorlarmış...”
Temel fıkrayı çok beğenmiş ve uzun süre gülmüş...
Sonra sormuş:
“-O kadar insanı helikoptere nasıl sığdırmışlar ki?...”

tuzaktan kumanda
(...STAR - Suç ve Ceza)
SERAP EZGÜ: Sizin eşinizden şikayetiniz ne?...
STÜDYODAKİ KADIN: Kocam bana “seni öldürüp, kesip, üç torbaya koyup, balkonda güneşe sereceğim” dedi...
SERAP EZGÜ: Aaa... Hiç yakıştıramadım sana...
STÜDYODAKİ ADAM: Balkonda demedim Serap Hanım...

bir film diyaloğu
“-Aslında aşka beyin karar verse de; herkes karşısındakinin kalbinin peşindedir...”
(...Deniz Yıldızı dizisinden)


söz der ki
“-Aşk, bir başkasında kendini koruma altına almaktır...”
(...Ettikten sonra kahvenin dumanını içine çektiği müthiş S.Ö.Z.leri)


bizimkiler
Talip araba kullanmaktadır...
Bu sırada telefon çalar, Talip torpidoyu karıştırmaya başlar...
Çalan telefonu bulamayınca söylenir;
“-Telefonu evde unuttum herhalde...”
...
Serdar alış verişini tamamlamış, kasaya gelmiştir...
Kasiyer “Migros kartınız var mı” diye sorar...
“Yok” der ve tutarı ödemek için kredi kartı yerine yeni bastırdığı kartvizitini uzatır...
...
Fatih’in arabasının marşı basmayınca itmeye karar verirler...
Arkadaşları arkaya geçer ve “Hop” yüklenirler...
Araç yerinden kıpırdamaz... El freninin çekili olduğu 20 dakikalık efor kaybından sonra anlaşılacaktır...

hayata dair
“-Dünyada ortalıkta dolaşan bir sürü berbat yalan var;
en kötüsü de yarısının doğru olması...”
(...Winston Churchill)
...
“-Tarihten aldığımız ders,
tarihten ders almadığımızdır...”
(...Georg Hegel)
...
“-Bu kadar ucuz görünmenin,
ne kadar pahalıya mal olduğuna inanamazsınız...”
(...Doly Patron)
...
“-Bir eşiniz daha olmadığını asla unutmayın...
Tıpkı diğer herkes gibi...”
(...Margaret Mead)
...
“-Çok sıkı bir şekilde denetlendiği sürece,
özgür ifadeden yanayım...”
(...Alan Bennett)
...
“-Kuantum fiziği kafanızı karıştırmadıysa,
onu tam olarak anlamamışsınız demektir...”
(...Niels Bohr)
...
“-Emin olduğum tek bir şey varsa,
o da insanın emin olabileceği çok az şey olduğudur...”
(...W. Somerset Maugham)
...
“-Arkadaşlarınız ne kadar zenginse,
o kadar pahalıya patlar...”
(...Elisabeth Marbury)
...
“-Mükemmel aşk,
insanın kendisini mutsuz edecek kişiyi sevmesidir...”
(...Soren Kierkegaard)
...

İğnelik

> AÇILIMI SEVDİM

Hep yerinde saymakla,
İlerleme olur mu...
Pansumanla baymakla,
Terör hayır solur mu!

Bitirmeye terörü,
Formül tarayacaksın...
Takınacak hoşgörü,
Çâre arayacaksın!

Yerleştikçe atâlet,
Dudağımı çok gevdim...
Hak hürriyet adâlet,
Açılımını sevdim!..

Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr

Söz Market





SÖZ’ün gelimi...
Kurbanlık koyunların ultrason cihazıyla gebe olup olmadığının kontrolü yapılırken koyunlardan gelen tepkiler;
...
“-Ay cinsiyeti belli mi doktor bey?...”
...
“-Ah, boynuz attı! Pardon doktor bey, bizim yaramaz biraz hareketli de...”
...
“-Gözünü seveyim doktor, bebek var deme. Tek maaş kırk nüfus, nasıl geçiniriz bu zamanda...”
...
“-Doktor bey, ben doğumu da bu hastanede yapmak istiyorum... Normal doğumla sezaryen arasında ne kadar fiyat farkı var?..”
...
“- Ben doğum koçu falan istemem... Ahırdan amcamın oğlu gelecek...”
(...Hayati’den notlar)



temel’in yeri
Adam arabasıyla nehrin üstündeki köprüye yaklaşmış...
Tam köprü başlangıcında bir tabela duruyormuş:
“-Kaçınılmaz sona çok yaklaştınız... Geç olmadan hemen geri dönün...”
Adam “Aman bee... Ne demek istiyor şimdi bu?... Her tarafa saçma sapan yazılar koymaya bayılıyorlar” demiş ve tabelanın yanından hızla geçip gitmiş...
Birkaç saniye sonra nehrin diğer tarafında Temel’le Dursun önce büyük bir çatırdama sesi duymuşlar, sonra da suya düşen arabayı görmüşler...
Temel, Dursun’a sormuş;
“-Yahu acaba şu tabelaya sadece ‘köprüde tamirat var’ diye mi yazsaydık?...”



bir film diyaloğu
“-Tarih hep en son yaptığın şeyi hatırlar...”
(...The İnsider filminden)



söz der ki
“-Aşkın gözü görmeye başlayınca, ayağın biri eşikten çıkmıştır...”
(...Tavsiye olayında kırıcı olmaya başladığı müthiş S.Ö.Z.’leri)



bizimkiler
Talip’in masasında iki telefon var...
Araması gereken numarayı tuşladıktan sonra karşı taraf çalmaya başladığı esnada Talip‘in masasında bulunan diğer telefon da çalmaya başlar...
Talip elindeki telefonu bırakıp diğer telefonu açar... Ancak telefon kapanır...
Tekrar Talip araması gereken yeri arar... Karşı taraf çalmaya başladığı esnada yine masada bulunan diğer telefon çalar...
Talip elindeki telefonu bırakıp diğer telefonu açar... Telefon kapanır...
Altıncı kere aynı durum olunca Talip nihayet bu işte bir gariplik olduğunu anlar...
Altı kere insan kendi numarasını çevirir mi yahu?...



hayata dair
-Hatalarınız size başarılarınızdan daha çok şey öğretir...
...
-İlk yaptığınız ya da şu anda yapmakta olduğunuz iş, büyük ihtimalle son ya da tek yapacağınız iş olmayacaktır...
...
-Kariyerinizin yanı sıra ilgi alanlarınıza da zaman ayırın...
...
-Siz de toplum için bir şeyler yapın...
...
-Hayat yolculuğunda ilerlerken arada bir durun ve soru sorun...
...
-Kestirmeden gitmeye çalışmayın...
(...Dennis Kozlowski)



tuzaktan kumanda
(...ATV - Evlen Benimle)
ESRA EROL: Birbirinizi tanımak için 2 dakikalık süreniz var, buyurun konuşun...
EVLENECEK ADAM: Biber dolması yapmak için yarım kilo bibere ne kadar kıyma kullanırsınız?



İğnelik
YAĞDANLIK MI?
Yağ çekmişim gündelik,
Diyorlar kaçtı tadı...
Bunun nesi “İğnelik”,
“Yağdanlık” olsun adı!

Haksız değiller elbet,
Alâkaya teşekkür...
Yağımız bile ibret,
Zirâ kalemimiz hür!

Her yağ olmaz bayağı,
Yağdan yağa çok fark var...
Bir damlacık zaç yağı,
Kızarsa fenâ yakar!..

> Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr



Söz Market



(... “İdeal erkek nasıl olur” başlıklı “Mor & Berisi” yorumu)

Yaş 22: Yakışıklı, sempatik, maddi durumu iyi, ilgiyle dinleyecek, espri anlayışı gelişmiş, gücü kuvveti yerinde, iyi giyinen, her konuda zevk sahibi, sürpriz yapmayı seven, romantik ve hayal gücü gelişmiş biri...
...
Yaş 32: İyi görünümlü, kafasında saçı olan, kapı açan, yemeğe gidildiğinde sandalye tutan, çok dinleyen, fıkra anlatıldığında gülen, yemekleri beğenen, doğum günü ve yıl dönümlerini unutmayan, haftada en az 1 defa romantik olabilen biri...
...
Yaş 42: Çok çirkin değil, tamam kel olabilir, binmeden arabayı hareket ettirmeyen, akşam yemeğine köşedeki köfteciye götüren, dinlerken başını sallayan, göbeğini kamufle edecek şekilde kıyafet seçen, çoğu hafta sonu tıraş olan biri...
...
Yaş 52: Burun ve kulak içindeki kılları fazla uzun olmayan, bir şey anlatırken uyuyakalmayan, aynı fıkrayı tekrar tekrar anlatmayan, aynı renk çorapları seçebilen, televizyon karşısında yemekten hoşlanan, adımı unutmayan biri...
...
Yaş 62: Banyonun nerede olduğunu hatırlayan, bakımı fazla masraflı olmayan, mümkün olduğu kadar gürültüsüz horlayan, neye güldüğünü birden unutmayan, lapa yiyeceklerden hoşlanan, dişlerini nereye koyduğunu unutmayan biri...
...
Yaş 72: Yaşayan ve arada bir nefes alacak kadar gücü kuvveti yerinde biri...


hayata dair
Dostların ahlâkı temiz olmalı.
Aralarında her konuda, düşünüşlerinde, isteklerinde, ayırımsız, tam bir anlaşma olmalı...
İnsana sevgi kazandıran erdemden ayrılmamalı...
İnsanların dostluğa elverişli olup olmadıklarına bir karar vermek için görünür belirtileri yoktur...
Onun için sağlam, değişmeyen, hep aynı kararda olan dostlar seçelim...
Bunun için de öncelikle dostluğa girişim gerekir...
(...Cicero)


bizimkiler
İMG’den Ömer Faruk’la Emir geçtiğimiz hafta Dubai’deydiler...
Birlikte bir macera yaşamak istemişler ve de araba kiralayıp sabahın 05.00’inde Umman Krallığının yoluna düşmüşler...
Sınırdan geçerken Umman polisi bizimkilerde Dubai çıkış mührünün olmadığını görüp, hatta şehre geri gönderip mühür bastırmalarını istemiş...
Bizimkiler vizeleri ve pasaportları uzatıp mührün vurulmasını izlerken Ömer Faruk’un pasaportuna çıkış mührünü vuran polis, vizeyi de çöpe atmış...
Bu durumdan kıllanan Ömer Faruk hayretle ne olduğunu sormuş engin İngilizce’siyle...
Aldığı cevap:
“Sizin aldığınız vize tek yön vizesi... Şimdi çıkış vizesi vurduk ve iptal ettik...”
Telaşa düşen bizimkiler Emir ile Ömer’in pasaportunu ise son anda kurtarmışlar... Ancak durum tabii sıkıntılı, Ömer Faruk artık ne Dubai’de, ne de Umman’da imiş...
Yani tam Terminal filmindeki gibi...
Neyse uzun süre dil dökmeler ve de boyun bükmeler sonunca Dubai polisi insafa gelmiş de işlemi iptal ettirip Dubai’ye geri dönmüşler...
Umman macerası ise başka bir bahara kalmış...

söz der ki
“-Terazisinin ayarı ile oynamış küçük bakkallar gibiyiz... İyi taraflarımız tartılmaz oldu, bedavaya gidiyoruz alan yok...”
(...Bir anda aklına gelince ettiği “Made in Turan” müthiş S.Ö.Z.’leri)


tuzaktan kumanda
(...KANALTÜRK - Telegol)
HAKAN ÜNSAL: Hocam bu pozisyonda ofsayt için arada otuz santim var...
AHMET ÇAKAR: Otuz santim dediğiniz bir kefal balığıdır sevgili kardeşim...

temel’in yeri
Doktor Temel bayan hastasına ancak altı ay ömrü kaldığını söylemiş...
Hasta sormuş;
“-Peki ne yapmalıyım?...”
Temel’in önerisi;
“-Senin yerinde olsam evlenir ve kocamın ailesinin yanına taşınırdım... Hayatının en uzun altı ayını yaşarsın...”


itiraf reyonu
(...isim: ali taşdelen ...şehir: istanbul
...yaş: kırk üç)

Mobilyacıya yeni bir yemek odası takımı siparişi veren Cem ürünün geleceği günden bir gün önce halen kullanmakta oldukları eski takımı nasıl olsa yarın yenisi gelecek diye hurdaya vermiş...
Yemek odası söz verilen tarihe yetiştirilemeyince bir hafta apartmanın bahçesindeki masada yemek zorunda kaldılar yemeklerini...
(omer.soztutan@tg.com.tr
itiraf edin, rezil edelim...)

İğnelik

> KİN VE GÜL

Türkiyesiz Avrupa,
Pinekliyor yarışta...
Çözüm isterse Papa,
Türkiye’yle barışta!

İnsana verdik değer,
Hakkın hizmetkârıyız...
Biliyor ki bilgeler,
Barışın mimârıyız!

Eteklerde biriken,
Çakıllar dökülüyor...
Kin kapısından diken,
‘Gül’lerle sökülüyor!..

Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr


Söz Market




söz der ki
“-Fakir seviliyorsa kendindendir... Zenginin rakipleri vardır...”
(...Paraya gönderme yaparken ettiği müthiş S.Ö.Z.’leri)

tuzaktan kumanda
(...KANALTÜRK - Telegol)
GÖKMEN ÖZDENAK: Şimdi Beşiktaş’ın durumuyla ilgili bir Kızılderili atasözü söylemek istiyorum...
SERHAT ULUEREN: Siz önce kendi sözünüzü söyleyin, sonra atasözü söylersiniz...
GÖKMEN ÖZDENAK: Bu durumla ilgili bir söz, “Kartalı vuran ok kendi tüyünden yapılır...”
AHMET ÇAKAR: Bir kere ok tüyden yapılmaz... Ayrıca iki çeşit ok vardır...

temel’in yeri
Temel’le Dursun Londra’da gezinirken bakmışlar ki ahali haldır huldur bir yere gidiyor...
Sormuşlar... U2’nin konseri varmış...
Bizimkiler:
“Gidelim, biz de görelim” deyip soluğu stadyumda almışlar...
Konser başlamış, millet coşkuyla şarkılara eşlik ediyor...
Bizimkiler de eğlenir gibi yapıyor... Solistleri Bono birden müziği durdurup elini şaklatmış...
Herkes şaşkın... İki üç saniye sonra bir daha şaklatmış... Bir daha...
Sonra:
“-Elimi niye şaklatıyorum biliyor musunuz” diye kalabalığa sormuş...
On binlerce kişiden çıt yok... Bono, sorusunu kendisi cevaplandırmış;
“Afrika açlık çekiyor... Ben elimi her çırptığımda oralarda bir çocuk ölüyor...”
Refah toplumunun bireyleri bu gerçeğin böyle ifade edilmesinden şaşkın, şoklanmış gibi soliste bakarken gerilerden Temel‘in sesi yükselmiş...
“-Ula geri zekâlı... Sen de elini çırpma o zaman!..”

hayata dair
Başkalarını yargılamaya hakkın yoktur...
Çünkü bir insan, karşısında duran suçlu gibi kendisinin de bir suçlu olduğu, ortadaki suçta belki en büyük payın kendisinin olduğu bilincine varmadan başkalarını yargılayamaz...
Bunu anladıktan sonra yargıç olabilir ancak...
Ne denli garip olursa olsun, gerçektir bu...
Çünkü doğru bir insan olsaydım, karşımda duran suçlu belki de hiç olmayacaktı...
(...Dostoyevski)

itiraf reyonu
(...isim: gülsen... şehir: amasya... yaş: otuz yedi)
Oğlum ortaokulu bitirince OKS imtihanında sadece üç yanlışı vardı...
Ve ben bunu kayınvalideme söyleyince bomba patladı...
Kayınvalidemin cevabı şu:
“-Olsun onu da çalışır düzeltir...”
Gülmekten kırılmıştık...
(omer.soztutan@tg.com.tr
itiraf edin, rezil edelim...)

kadınlar & erkekler
(... “Bulunması zor erkekler” başlıklı “Ahu Mete yorumu)
-Evde çubuklu pijamayla ya da kolsuz atletle dolaşmayan...
-Dişçisini fırçalamak yerine, dişlerini doğru fırçalayan...
-Dönüşlerde sinyal vermeyi unutmayan...
-Arabasını ulaşım amacıyla kullanan...
-Hediye ile rüşveti birbirine karıştırmayan...
-Uçağın kapıları açılmadan ayağa kalkmayan...
-Sporla gazete ve televizyonun dışında da ilgilenebilen...
-Tiyatroya davetiye dışında bilet alarak da gidebilen...
-Bilgisayarından yalnızca oyun aracı olarak yararlanmayan...
-Nereye nasıl park edileceğini bilen...
-Toplulukta yüksek sesle konuşup kahkaha atmayan...
-Apandisiti patlamadan da doktora gidebilen...

bizimkiler
(...Serdar-Ali MSN yazışması)
ALİ: Garanti’den şifre aldın mı bana?...
SERDAR: Aldım ama buradan yazmayayım... Ben yarın yokum, senin masadaki kalemliğin içine koydum...
ALİ: Olum bankanın şifresini kalemliğe mi koydun?...
SERDAR: Hayır yaa, telaş yapma hemen... Şifreyi nereye koyduğumu yazıp kalemliğin içine bıraktım...

İğnelik

ROTAMIZ DÜNYA

Evvelâ komşularla,
Aramızı düzelttik...
Barış dedik ısrârla,
Gâlibâ iyi ettik!

Açılım ilâç bize,
Etkiyi gösteriyor...
Hoş geldik kendimize,
Başarmak şevk veriyor!

Uyandık bitti rüyâ,
Artık hedefimiz var...
Rotamız bütün dünya,
Bu iş işte bu kadar!..

Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr

Söz Market



Ameliyat olan Dursun, sağlığı hakkında arkadaşı Temel’e bilgi veriyormuş;
“-Böbreğimi aldırdıktan sonra beş kilo zayıfladım...”
Temel çok şaşırmış;
“-Allah Allah... Böbrek denen küçücük organın bu kadar ağır olduğunu bilmiyordum...”


bizimkiler
Serdar uçak bileti almak için gişede
“-Ankara’ya bilet alacağız...”
-Kaç kişi?...
“-Dört kişi... İki erkek, bir kadın, bir kız!...”


kadınlar & erkekler
(...Ustaların “Kadın” yorumları)
“-Evlilik, üstüne bütün kadınların anlaştığı bütün erkeklerin de anlaşamadığı bir konudur”...
(...Oscar Wilde)
...
“-Kadınlar, istediler mi, “sahiden” hasta olurlar; hattâ, kibirleri uğruna ölürler bile”...
(Andre Mourois)
...
“-Dünyada bir kadın için, herhangi bir erkeği etkisi altına aldığını bilmesi kadar zevkli bir şey yoktur”...
(...Honore de Balzac)
...
“-Her parasız kadın, koca peşinde koşan bir maceraperesttir”... (...Bernard Shaw)
...
“-Evlilik hayal gücünün zekâya karşı zaferidir... İkinci evlilik ise umudun tecrübeye karşı zaferi”...
(...Oscar Wilde)
...
“-Hiçbir kadın, yalnız kaşı gözü sâyesinde güzel olamayacağı gibi, yalnız konuşmasıyla da ince zekâlı sayılmaz”... (...Richard Steele)
...
“-Kadınların, süs ve aylaklıklarının bizim alın terimiz ve emeğimizle beslenmesi gülünç bir şeydir”...
(...Montaigne)
...
“-Kadınlarda feci olan şey, ne onlarla, ne de onlarsız yaşanabilmesidir”... (...Lord Byron)


hayata dair
Bir keresinde bana çok yakın bir arkadaşım gelmişti...
Bir yüzme havuzunun kenarında otururken avuçlarından birisini biraz su ile doldurdu ve bana uzatıp şunu söyledi:
Elimde tuttuğum bu suyu görüyor musun?...
Bu, sevgiyi sembolize ediyor...
Elini özenle açık tutar ve suyun orada kalmasına izin verirsen, her zaman orada kalacak...
Ancak, parmaklarını kapamaya kalkar ve sahip olmaya çalışırsan bulduğu ilk aralıktan akacak...
İnsanların sevgi ile karşılaştıklarında yaptıkları en büyük hata bu...
Buna sahip olmaya çalışırlar, talep ederler, beklerler...
Ve aynen elinizi kapadığınızda elinizden dökülen su gibi sevgi, aşk da sizden kaçar...
Çünkü sevgi özgür olmalıdır, onun doğasını değiştiremezsiniz...
Eğer sevdiğiniz insanlar varsa, onların özgür birer varlık olmalarına izin verin...
Verin ama beklentiye girmeyin...
Tavsiyede bulunun ama emretmeyin...
“Verir misin” deyin ama hiçbir zaman talep etmeyin...
Bu, gerçek sevginin sırrıdır...
(...S.Vivekananda)

söz der ki
“-İyilik unutulur ama ölmez, kötülük ölür ama unutulmaz...”
(...”Eh işte” dedirten müthiş S.Ö.Z.’leri)


tuzaktan kumanda
(...ATV - Esra Erol’la İzdivaç)
ESRA EROL: Nasıl biriyle evlenmek istersiniz?...
EVLENECEK ADAM: Yalnızlık okyanusumda beni sevgi dolu, ilgi dolu bir limana demir attıracak bir eş arıyorum...
ESRA EROL: Çok güzel anlattın da, huyu suyu nasıl olacak?...
EVLENECEK ADAM: Gerektiğinde benim için bir dağ, gerektiğinde sığınacağım bir liman olmalı Esra Hanım...


İğnelik

> OKKA DİRHEM

Ömer Usta iyi ki,
Bana burda yer verdi...
Dokunarak bir iki,
Yazıyorum her derdi!

Vezinlidir mızrâbı,
Farklı üslûp nevzuhûr...
Takdir etti erbâbı,
‘İğnelik’ oldu meşhûr!

Tarzım sihâm-ı gazâ,
Okka dirhem tartıyor...
Çıkar oldum çıkmaza,
Okuyucum artıyor!..

Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr

Söz Market




söz der ki
“-Hayatta çoğu zaman; kavuşmak için vazgeçmek gerekir...”
(...”Büyüksün” dedirten, müthiş S.Ö.Z.’leri)

tuzaktan kumanda
(...KANALTÜRK - Telegol)
GÖKMEN ÖZDENAK: Yahu kardeşim sen de burayı iyice kahvehaneye çevirdin!...
AHMET ÇAKAR: Siz sayın Özdenak, bu stüdyoya kovboy şapkası takarak gelmediniz mi?... Burası bir spor programı mı yoksa Teksas’ta bir bar mı?...”

bizimkiler
Göksel arabasının yedek anahtarını torpidoda saklıyormuş...
Olayı anlatınca güldük, bir de açıklama yaptı;
“-Yav öyle bulunabilecek bir yerde değil...”
...
Sıcak sıcak yazayım; Ömer Temur’la Fatih dünkü izinlerini birlikte geçirdi...
Ömer metrobüse binerken turnikeye holding giriş kartını okutmuş...
Görevli “O ne” gibilerinden bakınca pardon deyip, basın kartını okutmuş...

kadınlar & erkekler
(...“Kadınlar aslında” başlıklı Seniha Galip yorumu)

-Sana ihtiyacım var...
“-Hemen, şimdi yanımda olmanı ve beni sarıp sarmalamanı istiyorum...”
...
-Tamam, problem değil canım...
“-Ben bunu unutur muyum acaba?...”
...
-Yok canım, önemli değil...
“-Elbet acısını çıkartacak fırsat geçecek elime...”
...
-Akşam ne yesek acaba?...
“-Yemekle uğraşacak halim yok, beni yemeğe çıkar...”
...
-Geç kaldın biraz?...
“-Bir haltlar karıştırdığından şüpheleniyorum...”
...
-Ne düşünüyorsun?...
“-Hadi eğlendir beni sıkıldım...”
...
-Karşılıklı konuşup sorunlarımızı çözüyoruz...
“-Hiçbir konuda bana sormadan kendi başına karar veremez...”
...
-Göbeğin çok sevimli, sakın kilo verme...
“-Seni benden başka beğenen olsun istemiyorum...”

temel’in yeri
Temel işe geç kaldığı için müdürden özür dilemiş;
“-Efendim eşim Fadime öyle zor bir doğum yaptı ki; tahmin bile edemezsiniz...”
Sinirli müdür yumuşamış;
“-Durum böyle olduktan sonra mesele yok...”
Fakat üç gün sonra Temel yine müdürün karşısında;
“-Kusura bakmayın ama Fadime müthiş bir doğum daha yaptı... Tahmin edemezsiniz...”
-Yanılmıyorsam kıymetli eşiniz üç gün önce bir doğum yapmıştı değil mi?...
“-Evet efendim... Eşim ebedir de...”

hayata dair
Hayattan tat alma duygunuzu besleyin...
Her konuda yeni ilgiler oluşturup geliştirin...
...
Sevecen olun ve bunu başka insanlara sunmaya çaba gösterin...
Ama karşılığını talep etmeyin...
...
İlginç, çok yönlü ve yapıcı bir iş yapın...
Becerilerinizin gelişebileceği bir iş...
...
Çok sayıda küçük ilgi alanları bulup geliştirin...
Günlük hayatınıza çeşitlilik katın...
...
Mücadele ile teslimiyet arasında denge kurun...
Elinizden geleni yapın gerisini gelişmelere bırakın...

(...Bertrand Russell)

bir film diyaloğu
“-Bir kez arka kapıdan çıktın mı, bir daha ön kapıdan giremezsin...” (...Gizemli Kadın filminden)

İğnelik

CERN VE KUŞ

CERN devâsâ kuruluş,
Büyük hadron deneyi...
İşe bak bir minik kuş,
Durdurdu projeyi!

Kuş profesörlere,
Bir parça ekmek attı...
Oluşan kısa devre,
Cihazları patlattı!

Asrın projesinden,
Alınacak ibret var...
Fenle kibirlenirsen,
Ummadık kuş baş yarar!..

Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr

Söz Market




söz der ki
“-Sevdiğimiz insanın her yalanında bir doğru, sevmediğimiz insanın her doğrusunda bir yalan ararız...”
(...Adalet beklerken söylediği müthiş S.Ö.Z.leri)

tuzaktan kumanda
(...FOX - Bizden Kaçmaz)

MUHABİR: Evde ne kadar zaman geçiriyorsunuz?...
SAFİYE SOYMAN: Bir kere vaktimin dörtte biri, yani yarısı mutfakta geçiyor...

bir film diyaloğu
“-Geçici güvenlik için özgürlükten vazgeçenler; ne güvenliği, ne de özgürlüğü hak ederler...”
(...Comandante filminden)

kadınlar & erkekler...
(... “Kadın olmak” başlıklı M.Akkuş yorumu)

Kadın olmak;
Erkeğinden verebildiği güvenin fazlasını istememektir... Bazen yaslanmak yerine, yaslanılacak insan olmaktır...
...
Kadın olmak;
Bazen duygulu cümlelere karşılık verebilmektir...
Şarkıyı dinlemek değil, şarkıya eşlik edebilmektir...
...
Kadın olmak;
Sevgilinin özünden (kalbinin derinliklerinden) gelen sözleri kendi özüne davet edebilmektir... Kalbinin kapılarını açabilmektir sevgiliye...
...
Kadın olmak;
Her dokunuşundan çok şey beklemek değildir sevgilinin... Hekim olmadığını hatırlatmaktır...
...
Kadın olmak;
Sevgili, hayat yükünü taşırken yanında sıkılmadan yürüyebilmek değildir... Ortak olmaktır yüke bazen...
...
Kadın olmak;
Bazen cılız vücuttaki güçlü kalbi bulabilmektir... Belki de hissedebilmek...

temel’in yeri
Temel’in evi soyulmuş ve polis kısa sürede hırsızı yakalamış...
Temel, karakola gelerek soygunu yapan hırsızla konuşmak istediğini komisere söylemiş...
“Olmaz öyle şey” demiş komiser;
“-Onunla ancak mahkeme salonunda konuşabilirsiniz...”
Temel muhakkak konuşmak istediğini söyleyip üstelemiş;
“-Hayır hayır... Ben soygun hakkında konuşmayacağım... Fadime’yi uyandırmadan eve nasıl girdiğini merak ediyorum... Ben yıllardır yakalanıyorum da...”

bizimkiler
Serdar; Hasan Büfe’nin önünde Orhan’la karşılaşıyor...
Çay siparişleri verildikten sonra konu Orhan’ın yanındaki arkadaşa geliyor;
SERDAR: Arkadaş kim?...
ORHAN: Eskiden halı saha maçlarına gelen Selami Abi vardı ya?...
SERDAR: Heee... Şu kel, göbekli, yamuk kafalı olan Selami Abi?...
ORHAN: Hah işte... Bu arkadaş onun oğlu...

hayata dair
-Hatalı olduğunu gördüğü halde kendisine karşı davacı kesilen birine rastlamadım...
...
-Değerli bir kimse gördüğünde onun seviyesine nasıl çıkacağını düşün... Değersiz bir kimse gördüğünde ise içine dön ve kendini incele...

-Hakikati bilenle onu seven birbirine denk değildir; hakikati sevenle ondan zevk alabilen de birbirine denk değildir...
...
-Zeki insanlar sudan, erdem sahibi insanlar tepelerden hoşlanır; zeki insanlar yerlerinde duramazken; erdem sahibi insanlar sükunet içindedirler; zeki insanlar hayattan zevk alırken; erdemliler onu uzun yaşar...
...
-Gerçekten soylu olan adam dost canlısı ama laubali olamaz, aşağılık adam laubalidir ama dostluğu beceremez...
...
-Kendisinden çok, başkalarından az şey isteyen biri kötülüklerden kaçınabilir...
...
-Doğa eğitimin önüne geçerse, bir dağ adamı yetiştirmiş olursunuz... Eğitim doğanın ötesine geçerse, bir katip yetiştirmiş olursunuz. Doğa ve eğitim doğru oranlarda harmanlanabilirse ancak o zaman üstün özellikleri olan insan yetiştirebilirsiniz...
...
-Soylu insan kendi yetersizliğinden acı çeker, diğer insanlar onu umursamıyor diye çekmez acıyı...
(...Konfüçyüs)

İğnelik

TÜRK MÜHRÜ

Türk Birliği en geniş,
Katılımla kurulur...
Başarırsak mühim iş,
Asra perçin vurulur!

Yemen Libya Gana’da,
Afrika’da kökümüz...
Hint’de Endonezya’da
Çalınıyor türkümüz!

Ne söylesek nâfile,
Dünya gelir bize dar...
Amerika’da bile,
Türklerin damgası var!..

Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr

Söz Market




söz der ki
“-Bir kadını; zaten almayacağı bir alışverişten vazgeçirirseniz, ihtiyacı olmayan daha pahalı bir şeye doğru yola çıkacaktır...”
(...Eh işte dedirten ama yine de
müthiş S.Ö.Z.’leri...)

tuzaktan kumanda
(...STAR - Çocuktan Al Haberi)
BERGÜZAR KOREL: Nisan en çok neye kızıyorsun?...
NİSAN: Annem beni seviyor, kardeşim ağlıyor. Annem kardeşimi seviyor, ben ağlıyorum. Annem babamı seviyor, ikimiz ağlıyoruz... Annem kendini seviyor, üçümüz ağlıyoruz...
***
(...KANAL 1 - 1 Kadın 1 Erkek)
KADIN: Aa aşkım bak ne güzel antika radyo... Ne kadar bu acaba?...
ERKEK: Hayatım evde bir sürü radyo var... Ne yapacağız bunu?...
KADIN: Eski savaş haberlerini dinlerdik hayatım...

bir film diyaloğu
-Burada olanların kameraya çekilmesi çok güzel, dünya bu olanlara sessiz kalamaz...
“-Burada olanları insanlar izledikleri zaman ne diyecekler biliyor musun?... “Ooo ne kadar acı”... Ve yemeklerine devam edecekler...”
(...Hotel Raunda filminden)

kadınlar & erkekler
(...Kadınların Sözlüğü-5... Ender Gülşah’tan)
“-Beni neden seviyorsun?...”
(...Sevdiğim ve duymaktan hoşlandığım bir yanım var. Bakalım farkına varabildin mi)
***
“-Benden önceki kızı gerçekten sevmiş miydin?..
(...Daha önce hiçbir kızı benim kadar sevmediğini söyle)
***
“-Cumartesi gününü arkadaşlarınla mı geçireceksin?..”
(...Derhal arkadaşlarınla yaptığın planları ertele ve benimle çık... Sonra neler olacağı beni hiç ilgilendirmez. Haberin olsun)
***
“-Sanki biraz kilo aldım. Rejime mi başlasam acaba?...”
(...Bakalım beni şişko buluyor musun)

temel’in yeri
Alman, İtalyan ve Temel oturmuşlar, ülkelerinin en görkemli şeyleri üzerine tartışıyorlarmış...
“Biz öyle bir gökdelen yaptık ki” demiş Alman;
“En üst katı bulutlardan göremezsiniz...”
“Bizde öyle bir çan kulesi var ki...” demiş İtalyan;
“İnsan aşağıdan çan seslerini duyamıyor...”
“Bizde öyle bir burun var ki” diye kesmiş Temel;
“Üzerinde yedi karga rahatça tüneyebiliyor...”
Alman ile İtalyan utanmışlar ve biraz abarttıklarını itiraf etmişler...
“Yani” demiş Alman;
“Güzel havalarda en üst katı aşağıdan görmek mümkün olabiliyor biraz...”
“Doğrusu” demiş İtalyan;
“Rüzgâr doğru yönden eserse, çan sesleri aşağıdan duyulabiliyor...”
“Aslında” demiş Temel;
“İtiraf edeyim ki yedinci karga tek ayağı ile tüneyebiliyor...”

hayata dair
Öğret ona...
Kazanılan bir liranın, bulunan beş liradan değerli olduğunu...
Hayatta kazanmak kadar kaybetmenin de olacağını...
Kaybettiğinde pes etmemesini; kazandığında neşe duymasını öğret...
Eğer yapabilirsen, sessiz kahkahaların gizemini öğret ona...
Zorbaların görünüşte galip olduğunu, zamanın sabredenlere mükafat olduğunu...
Eğer yapabilirsen ona kitapların gücünü öğret...
Ona sessiz zamanlar tanı...
Gökyüzündeki kuşların, güneşin yüzü önündeki arıların ve yemyeşil yamaçtaki çiçeklerin ebedi gizemini düşünebileceği...
Hata yapmanın hile yapmaktan onurlu olduğunu öğret ona...
Kendi fikirlerine inanmasını öğret ona...
Herkes ona yanlış olduğunu söylediğinde dahi...
Tüm insanları dinlemesini öğret ona...
Fakat tüm dinlediklerini gerçeğin eleğinden geçirmesini ve sadece iyi olanları almasını öğret...
Eğer yapabilirsen üzüldüğünde bile nasıl gülümsenebileceğini öğret ona...
Gözyaşlarında hiçbir utanç olmadığını öğret...
Ona kuvvetini ve beynini en yüksek fiyatı verenlere satmasını,
Fakat hiçbir zaman kalbi ve ruhuna fiyat etiketini koymamasını öğret...
...Ve eğer kendisinin haklı olduğuna inanıyorsa dimdik ayakta durup savaşmasını öğret... (...A.Lincoln)

İğnelik

ŞİMÂL YILDIZI

Dünü bugünü şânlı,
Hasret kokan bir diyâr...
Balkanlarda Osmanlı,
Yâdigârı Türkler var!

Bilir elbette bilen,
Kök salan bir kavimiz...
‘Birlik’teyiz fiilen,
Avrupa’da mukîmiz!

Dalgalandı duruldu,
Geçen bunca asır var...
Acılarla yoğruldu,
Türk diyârı Kafkaslar!..

Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr

Söz Market




söz der ki
“-Mizah acının en yakın arkadaşıdır...”
(... ‘Aşk üzerine olsa daha iyi olurdu’ dedirten müthiş S.Ö.Z.’leri)

tuzaktan kumanda
(...LİG TV - İkiye Bir)
ÖMER GÜVENÇ: Hocam hiç Trabzonspor’dan teklif aldınız mı?
GİRAY BULAK: Bizim insanımız kendinden olana pek değer vermez... Benim bir kuzenim var, doktor... Yurt dışında da çalıştı, mesleğinde çok iyi... Geçenlerde babaannem ona diyor ki: “Evladum, piraz ağrum var da, iyi bir toktor taniyur musun?...”

bir film diyaloğu
“-Asla hayal edilemeyecek en korkunç şeylerin bazıları en iyi niyetlerle yapılmıştır...”
(...Fight Club filminden)

kadınlar & erkekler
(... “Kadın ve Erkeğin kötü huyları” başlıklı Yılmaz Elçi yorumu)

BİR KADININ şımarma süresi, yeşilin yanmasıyla arkadakinin kornaya basma süresinden daha kısadır...
...
BİR ERKEK, size haber vermeden tatile çıkabilir. Biletini aldıktan sonra haberiniz oluyorsa siz şanslı bir kadınsınız...
...
BİR KADIN, sular kesik olduğunda yarım açık bir musluğu kapatabilecek yetenekte değildir...
...
BİR ERKEK, kapı kilidi ters istikamete dönen bir kapıyla karşılaştığında kapıyı açmadan önce hep kilitler...
...
BİR KADIN, sizi sürekli eleştirir, kendinizi suçlu hissedebilmeniz konusunda müthiş beceriklidir...
...
BÜTÜN KADINLAR bir araya geldiklerinde konuştukları tek konu erkeklerdir... Eğer erkeklerden konuşmuyorlarsa, aralarında bulunmayan başka bir kadını çekiştirirler...

komşi
Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait birlikler (Gediz Fırkateyni), Aden Körfezi’nde Yunan ticaret gemisini, deniz haydutlarının eline geçmekten kurtarmış.
Boşuna dememişler.
Komşu komşunun külüne muhtaçmış.
Hem de dünyanın neresinde olursa olsun.
(...Mustafa Koç-Okur/Yazar)

bizimkiler
Vodafone hat almak için nüfus cüzdan fotokopisi ve bina giriş kartı istiyorlar...
Serdar ikisinin de arkalı önlü fotokopisini çektirmiş...
Yalnız bina giriş kartının arkası boş!..

temel’in yeri
Temel’le Dursun bir yandan geziyor, bir yandan da elma yiyormuş...
Temel elmayı yerken bir süre sonra yediği yerlerin karardığını fark etmiş ve sormuş;
“-Dursun bu elma niye kararıyor?...”
-Çünkü sen elmanın kabuğunu yedikten sonra elmanın içi ortaya çıkıyor... Bu kısım hava ile temasa geçince okside olmaya başlıyor... Bu, moleküler yapıda değişikliğe, o da rengin değişmesine yol açıyor...
Bu cevaptan sonra bir müddet sessizlik olmuş...
Ardından Temel etrafına bakarak sessizce;
“-Dursun... Sen benimle mi konuşuyorsun?...”

hayata dair
-Tartışmadan en iyi sonucu almanın tek yolu, tartışmaktan sakınmaktır...
-Bırakın konuşmanın çoğunu karşınızdaki yapsın...
-Başkalarının görüşlerine saygı duyun... Kimseye “yanılıyorsun” demeyin...
-Yanılıyorsanız, vakit geçirmeden bunu içtenlikle ortaya koyun...
-Söze dostça başlayın... Karşınızdakinin “Evet” demesini sağlayın...
-Bırakın karşınızdaki kişi fikrin kendisine ait olduğunu düşünsün...
-Olayları karşınızdakinin bakış açısından görmeyi deneyin... Bunu dürüstçe ve içtenlikle yapın...
-Karşınızdaki insanın duygu ve düşüncelerine anlayış gösterin...
-Söze överek ve dürüstçe takdir ederek başlayın...
-İnsanlara yanlışlarını dolaylı yoldan anlatın...
-Karşınızdakini eleştirmeden önce kendi yanlışlarınızdan söz edin...
-Doğrudan emretmek yerine öneriler getirin...
-Kimsenin ayıbını yüzüne vurmayın...
(...Dale Carnegie)

itiraf reyonu
(...isim: abdullah yıldız ...şehir:
istanbul... yaş: on dokuz)

Kardeşim doğduğunda duyduklarıma çok şaşırmıştım...
Hatta onun, “Kümese koyulmasını” çok yadırgadım...
Meğer hasta doğan çocukları küveze koyuyorlarmış...
Çok geç anladım...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)

İğnelik

DEMİR KAZIK

Çin’de kaldı ne yazık,
Ana vatan Türkistân...
Paslandı demir kazık,
Akar elân asil kan!

Bütün Türkler Uygur’a,
Ses olmalı cihânda...
Kapanmayan kor yara,
Çin’in döktüğü kanda!

Bulamaz dünya huzûr,
Haksızlığa daldıkça...
Ana yurdunda Uygur,
Çin’e esir kaldıkça!..

Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr

Söz Market



kadınlar&erkekler
(... ‘Erkeklerden Muhtıra’ başlıklı Mustafa Bilge yorumu)
Kadının görevi yemek ısıtmaktır...
Eski sözleri ısıtıp, servis yapmak değil...
...
Eğer iki anlama çıkacak bir söz edilmişse;
Biz, sizi daha az kızdıracak olanı söylemişizdir...
...
Birlikte televizyon seyretmek;
Seyredilen programı daha güzel yapmaz...
...
Futbol ne kadar uzarsa uzasın, 120 dakika sürer...
En kısa mağaza gezmesinin onda biri...
...
Komşudaki her şey bizim evde olmak zorunda değil...
Farkındaysan bizdekilerden de onlarda yok...
...
Türkiye’nin yolları mâlum...
Her çukura girişte, tarihin en büyük kazası oluyormuş gibi bağırma...



temel’in yeri
Müziğe merak salan Temel,
enstrüman için dükkana girmiş,
“-Bana şu akordeonla, yanındaki saksofonu verin” demiş...
Dükkancı, “Valla beyefendi” demiş;
“-Yangın söndürücüyü vereyim de, radyatörü sökemem”...



bizimkiler
(...Ercan esprileri-Seri: 21)
EMİN: Ne içelim arkadaşlar?...
TURGAY: Ben kola içeceğim...
ERCAN: Olum sen de hep kolaya kaçıyorsun...



söz der ki
“-Küçük nimeti hor gören, büyüğünü zor görür...”
(...Havaya taş atarak kuşun çarpmasını beklerken ettiği müthiş S.Ö.Z.’lei)



tuzaktan kumanda
(...FOX - Popstar Alaturka)
ARMAĞAN ÇAĞLAYAN: Neden o kravat boynunuzda durmuyor?...
YARIŞMACI MİKDAT: Ensem kalın, ondan herhalde...
ARMAĞAN ÇAĞLAYAN: Ensenizin kalın olduğu, aldığınız SMS’lerden belli zaten...


demokrasi bu mu?
Afganistan’da Hamit Karzai sandığa gitmeden yeniden devlet başkanı seçilmiş.
İşte Amerika’nın götürdüğü demokrasi bu. Tabii anlayanlara. Anlamayanlara zaten sözümüz yok.
Ne diyorlardı;
“-Obama gelecek her şey değişecek...”
Oysa atalar ne güzel demiş:
“-Bir çiçekle yaz gelmez...”
(...Mustafa Koç/Okur-Yazar)



hayata dair
İçinizde size sunulan mevcut bilgi ve bilgeliğin miktarı sınırsızdır...
Ona erişmek için sadece içinize dönmeye ve onu bulmaya niyet edin...
İçsel varlığınız daha da fazla bilir; herhangi bir şey hakkında bilmek istediğiniz her şeyi...
Buradaki marifet; soruyu sormak ve bilinçli zihninizi, cevabı duyabilecek kadar sessizleştirmektir...
Bilinçli olarak içsel varlığınızın gerçek doğasının, bilgelik kaynaklarının, anlayışının ve gücünün farkına vardığınızda, daha önceden büyümenize sekte vuran pek çok engeli eritip yok etmeye başlarsınız...
Bir insan olarak potansiyelinizi ifade etmenin anahtarı, tüm potansiyelin içinizde olduğunu ve sadece dışarıya, dünyaya akması için harici bir kanal açmanızdır...
Güçlenmeye ihtiyacınız yok, sadece gücünüzün zaten içinizde olduğunu fark etmeye ve sonra da bu iç potansiyelin hayatınıza akmasına izin vermeye ihtiyacınız var.
Güç içinizde...
(...Owen Waters)


İğnelik
TÜRK DÜNYÂSI
Hasret kaldık yazık biz,
Kan ağladık yıllarca...
Esir Türkler sâhipsiz,
Katledildi hunhârca!

Girdi Türk diyârına,
Köle yaptı vurdu gem...
Sovyet canavarına,
Tutsak Türkler oldu yem!

Nihâyet gökte hilâl,
Yükseldi esti rüzgâr...
Aldı Türkler istiklâl,
Cumhûriyet kurdular!..

> Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr


Söz Market



söz der ki
“-Ömrünü verebilecek değerde birini bulamamış kimsenin ömrünün değeri yoktur...”
(...İfadelerine yer verdiği müthiş S.Ö.Z.’leri)

tuzaktan kumanda
(...FOX - Bizden Kaçmaz)
MUSTAFA SANDAL: Adıyaman’ın benim için ayrı bir önemi var. Adıyaman nasıl sizlerin canı, kanı her şeyiyse, benim de öyle. Çünkü benim oğlumun da adı Yaman!..

***
(...KANAL D - Yalnız Değilsiniz)
STÜDYODAKİ KADIN: Şimdi Seda Hanım ben cahil bir insan değilim... Beş sene ilkokul okumuş bir kadın olmama rağmen amcamın oğlu bana asıldı...

bir film diyaloğu
“-Yaşamak benim için ‘Sen’ diye bir şeydir... Ölümse bana ‘Sen yoksun’ diyedir...”
(...Balıkçı Osman filminden)

Yetivesin gari!...
Bizim oralarda “Yetivesin gari” (yeter artık) derler...
Ben de “Yetivesin gari” demek istiyorum.
Aylar önce eylem planı çıktı, ortaya... Islaktı, kuruydu denildi, cânım plan “Kâğıt parçası” ilan edildi...
Konkendeki okey gibi bir de laf var ki nerede, ne için söylersen cuk oturuyor, “TSK yıpratılmaya çalışılıyor”...
Zaman geçti, bir de baktık imzanın ıslağı da çıktı...
İlki kâğıt parçasıydı, bu da en az ilki kadar kâğıt parçasıdır velâkin altında şapır şapır suyu akan bir ıslak imzası vardır...
Bazıları kabul etmek istemiyor, âdeta direniyorlar...
Önceden belgenin imzasını beğenmemişlerdi, yarın bakarsınız gönderildiği zarfı beğenmezler, o da mı olmadı o zaman postacıyı beğenmezler, o da mı olmadı postacının bindiği motosikletin plakasının boyasını beğenmezler...
Yetmedi mi?... “Yetivesin gari”, bu kadar kıvırmak “Yetivesin gari”, millet iradesini hiçe saymak “Yetivesin gari” tekrar söylüyorum bak “Yetivesin gariiii!...”
Polatlı’dan geçerken bir yazı dikkatimi çeker:
WE WANT TO BE PROVİCE (Biz il olmak istiyoruz)...
Bir de altında not:
“-Türkçe söyledik kimse anlamadı...”
Bakın ben de yöremin şivesiyle söylüyorum;
“Yetivesin gariii... Gereğini yapıverin!...”
(...Üçüncü Yeni/Okur-Yazar)

bizimkiler
SERDAR: Ooo... Saat çok geç olmuş hacı, ben kalkayım...
ARKADAŞI: Saat daha dokuz olum... O baktığın dart...

temel’in yeri
Temel, sigara içmenin yasak olduğu kapalı bir alanda tüttürüyormuş...
Görevli uyarmış;
“-Burada sigara içmenin yasak olduğunu bilmiyor musun?...”
Temel duvardaki “Sigara içilmez” levhasındaki yarıdan kesik sigara işaretini göstermiş;
“-Tamam... Yarıya gelsin atacağım onu...”

hayata dair
Hayattan tat alma duygunuzu besleyin...
Her konuda yeni ilgiler oluşturup geliştirin...
Sevecen olun ve bunu başka insanlara sunmaya çaba gösterin...
Ama karşılığını talep etmeyin...
İlginç, çok yönlü ve yapıcı bir iş yapın...
Becerilerinizin gelişebileceği bir iş...
Çok sayıda küçük ilgi alanları bulup geliştirin...
Günlük hayatınıza çeşitlilik katın...
Mücadele ile teslimiyet arasında denge kurun...
Elinizden geleni yapın gerisini gelişmelere bırakın... (...B.Russell)

itiraf reyonu
(...isim: ali taşdelen ...şehir: istanbul ...yaş: kırk dört)
Lise yıllarından kalma bir hatıram daha varmış yeni aklıma geldi. Kolay kolay unutulabilecek bir anı değil ama... Milli Güvenlik dersimize emeklilik yaşı oldukça yaklaşmış, omzundaki yıldızları fazlaca olan, saçları da ense kısmı hariç yok sayılabilecek bir subay gelmekteydi...
Ders başladığında Birol arkadaşım ve ben arka sıralarda, hem dersi takip edip hem de önümüzde duran boş bir defteri anlamsızca karalayıp pek de hazzetmediğimiz dersin bitmesini bekliyorduk. Bizim defteri o şekilde saçma sapan bir şekilde karaladığımızı fark eden hocamız sınıfın ortasına geçip herkesin duyabileceği bir şekilde bizi göstererek, “E tabii her deli saçını başını yolmaz” dedi...
Ben de her zamanki gibi, biraz da aşağılanmanın verdiği hissiyatla çenemi tutamayıp, “Belli hocam siz yolmuşsunuz” deyiverip günün geri kalan kısmını okul müdürümüzün şefkatli kollarında geçirmek zorunda kalmıştım...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)

İğnelik

TUTMAYAN YAFTA

Osmanlı’dan sonrası,
Âdetâ tûfân oldu...
Türk’ün yurdu merâsı,
Yığınla uğru doldu!

Ermeniler baş çekti,
Yalan arenasında...
Fitne tohumu ekti,
Dünyanın terasında!

Ermeni safsatası,
Târihe yakışmadı...
Soykırımcı yaftası,
Türklere yapışmadı!..

Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr

Söz Market




kadınlar & erkekler
(...EVLİ ERKEĞİN AVANTAJLARI)

-Çamaşırınız yıkanır, ütüleriniz yapılır, eviniz temizlenir... “Gak” deyince temiz atlet, “Guk” deyince temiz çorap verilir elinize; daha ne olsun?...
...
-”Pembe dizileri duyardınız da ne olduğunu bilmezdiniz. Eşiniz sayesinde öğrendiniz, hatta hoşunuza bile gitmeye başladı...
...
-Ara sıra söylenen pembe yalanlar, hayatın tadı tuzudur... Bu tadı eşinize borçlusunuz; o olmasaydı bir şey uydurmak zorunda kalmayacaktınız...
...
-Büyükler der ki “Kavga etmek de bir ihtiyaçtır”... En yakınınızda kim var bağırıp çağıracağınız?... Eşiniz...
...
-Başarısızlıkları- nızı, mutsuzluklarınızı fatura edeceğiniz biri olmalı hayatınızda... Eşiniz bunun için biçilmiş kaftan...
...
-Sizi kimsenin kıskanmadığını düşünün... Kendinizi işe yaramaz biri gibi hissetmez misiniz?... Eşiniz sizi tez günde bu duygudan kurtaracaktır, hiç üzülmeyin...


itiraf reyonu
(...isim: semih a. ...şehir: istanbul ...yaş: yirmi iki)

Önemli bir telefon beklediğim için markete giderken cep telefonumu yanıma aldım...
Alışverişi tamamlamış parasını öderken telefon çaldı... Aceleyle cepteki telefonu çıkardım, “Alo... Alo...” diye bağırıyorum... Ses veren olmadı ve kasiyer tarihî uyarıyı yaptı; “Beyefendi elinizdeki telefon değil” diye...
Telefon diye uzaktan kumandayı almış olmama bir bahane uyduramadım tabii...
Zaten çalan telefon da arkamdaki müşterinin telefonuymuş...

(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)


temel’in yeri
Temel, hararetli hararetli Fadime’ye dert yanıyormuş;
-Ben sana dedim hastayım diye, bak her şeyi çift görüyorum...
“-Telaşlanma... İkiz kardeş onlar...”


söz der ki
“-İyiliğin değerini anlayabilmek için kötülüğün ne olduğunu öğrenmek gerekir...”
(...Faruk Sarıkurt’un ettiği müthişe yakın S.Ö.Z.’leri)


tuzaktan kumanda
(...ATV - Mavi Şeker)

ECE ERKEN: Seni kimseye benzettikleri oluyor mu?...
SANATÇI GÖKHAN: Evet, şarkıcı Doğuş’a benzetiyorlar...
ECE ERKEN: Ay kıyamaaam...

***

ECE ERKEN: Sen 8 aydır Türkiye’desin, bizim milli dansımızı bilirsin?...
YABANCI GELİN AKVİLİNA: Hangi dans?...
ECE ERKEN: Kollama biliyor musun?... Ay kolbastı diyecektim...



bir film diyaloğu
“-Bu dünyada bile yaşamayı beceremeyen, niçin merak eder başka gezegenlerdeki hayatı?...”
(...Bana Bir Şeyhler Oluyor oyunundan)


hayata dair
Sevgi dolu seçimler üzerinde düşündükçe, hayatımızın sevgi dolu olması kaçınılmazdır...
O zaman sevgi bir alışkanlığa dönüşür...
Neyin değerli olduğuna dikkat edersek, değerli olanı görürüz...
Hepimiz kendi küçük yöntemlerimizle yaptığımız her seçimle dünyayı bir biçimde etkileriz...
Ya sorunun bir parçasıyızdır ya da çözümün...
Ya dünyaya daha fazla sevgi getiririz ya da sevginin önünde dururuz...
Sevgi yolunda yaptığımız her seçim önemli bir adımdır...
Bir sevgi kaynağı olmak birinci önceliğimiz olduğunda;
Hayat, tadı çıkarılması gereken büyülü bir yolculuk olur...
(...Richard Carlson)



bizimkiler
(...Mehmet Abi yani namı diğer “Muhtemelen kendisi” anlatıyor)
Üçüncüyeni Radyodayız... Kadir Çetin İzmir robot ofisinden, birbirimize “Abi” diye hitap ederiz.
Radyo sunucusu, şair Ayşe Hanım bu durumu anlamaya çalışıyor;
“-Küçük olan büyüğe abi der, ama ikiniz de birbirinize “Abi” diyorsunuz, anlamadım...”
Durumu Kadir Çetin’e havale ettim, ne anlattıysa ne dediyse artık, bir zaman sonra; Ayşe Hanım bayan dinleyiciler dâhil herkese “Abi” diye hitap etmeye başladı...


İğnelik
3.YENİ TURAN
Binbir yıllık rüyânın,
Alarmı vuruluyor...
Başkentinde Turan’ın,
Başkanlık kuruluyor!

Milletimin bahtında,
Büyük gönül seferi...
Bir tek çatı altında,
Bütün dünya Türkleri!

Ne muhteşem dehâdır,
Türk Birliği’ni kuran...
Yeşeren bir vahâdır,
Üçüncü Yeni Turan!..

> Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr



Söz Market



İnsanlar acımasızdır küçüğüm...
Sana seni, kendini, kalbinde taşıdığın sevgini, duygularını unuttururlar...
Tüm kalbinle savaş açsan, silahın ne olursa olsun yenilirsin...
Savaş kötüdür be küçüğüm... Ama mecbur ederler...
Bir gün gelir, en yakının senin en uzağın olur, hiç tanıyamayacağın hale gelir...
En uzağın, hiç tanımadığın senin en yakının, canın olur.
Onun için canını verebilir hale gelirsin...
“Gözden uzak olan gönülden de uzak da olur” derler ya küçüğüm, inanma...
Sen onu gönlünde yaşatırsan sana hep yakın olur...
Hayat bir okuldur... İnsanlar öğretmen ve öğrencidir...
Acılar, çekilen çileler, kayıplar, feryatlar derstir...
Gözyaşları defterdir... Kalbin, duyguların, özgürlüğün kitaptır...
Hayat okulundan başarıyla geçmelisin... Asla isyan etmemelisin...
Sen hep bildiğini sanırsın, ama bilmediğin çok şey vardır hep...
Öğrenmenin sınırı yoktur...
Hayat budur...
(...L.Zilan)



temel’in yeri
-Temel takasının karaya oturup oturmadığını nasıl anlıyormuş?...
-Suya taş atıp, halkaların oluşup oluşmadığına bakarak...
xxx
-Hayatında ilk defa at yarışına giden Temel, oynadığı atın kaybetmesine niçin sevinmiş?...
-Kazansaydım koca atı evde nasıl beslerim diye...
xxx
-Temel kuyudan kovayla suyu çekip, tekrar kuyuya boşaltıyormuş. Bunu yüzlerce defa yapmış, niçin?...
-Kuyuda kaç kova su olduğunu ölçüyormuş...
xxx
-”Çöl” filmini seyretmek için sinemaya giden Temel, biletçiden ne istemiş?...
-Gölgede bir koltuk...

kadınlar & erkekler
(...EVLİ KADININ AVANTAJLARI)
-Bozulan musluk, sallanan sandalye bacağı, gevşemiş vidalar, vs. için eve tamirci çağırmanız gerekmez, kocanız hepsini halleder...
...
-Eşyaların yerini değiştirmek istiyorsunuz; hepsi de çok ağır... Kim taşıyacak onları?... Tabii ki de kocanız...
...
-Pazar günü şöyle arabayla dolaşmak istedi canınız... Özel şoförünüz kocanız emrinizde...
...
-Eskiden futboldan nefret ederdiniz... Şimdi kocanız sayesinde yeni bir tutkunuz oldu...
...
-Gece evde yalnız kalmaktan, hırsızdan, uğursuzdan korkuyorsunuz; kocanız gönüllü “bodyguard’’ınız...
...
-Kocanız olmasa en yakın arkadaşlarınızla kahve içerken kimi çekiştireceksiniz?...
...
-Alışverişe gittiniz, evin erzağını düzdünüz... Torbaları taşımak centilmen bir erkek olarak kocanızın görevi...

söz der ki
“-Seçenekler bitince ortaya çıkanlara kahraman diyorlar...”
(... “Kadını rahat bırakın” diye nara atarken ettiği müthiş S.Ö.Z.’leri)


tuzaktan kumanda
(...STAR - İzdivaç)
ZUHAL TOPAL: Daha önce beğenmiştiniz beyefendiyi ama şimdi kararsızsınız galiba...
EVLENECEK KADIN: Evet, herkes üstüme geliyor... Müthiş bir basınç hissediyorum...


bizimkiler
Talip mahalleden tanıdığı genç çocuğun annesini görünce, “Teyze geçmiş olsun, oğlunuz kaybolmuş” diye tesellide bulunuyormuş...
Kadın şaşırmış, “Nereden çıktı yavrum, Tezcan evde”...
“Kusura bakma” demiş,
“Duvarda asılı resmini görünce kayıp ilanı sandım...”
“Yok” demiş kadın;
“-Sınavda birinci olmuştu, dershaneden asmışlar...”


İğnelik

PKK BİTTİ

ABD parasını,
Bankalarda dondurdu...
Terörist karasını,
Tam alnına kondurdu!

Tuttu bu hükûmetin,
Aktif stratejisi...
Açılımı devletin,
Dağıttı yoğun sisi!

Aleyhte yazı yorum,
Patron kenara itti...
Buraya yazıyorum,
PKK artık bitti!.

Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr


Komedi