11 Haziran 2010 Cuma

Söz Market




söz der ki
“-Kötü bir yalancıdan daha kötüsü iyi bir yalancıdır...”
(...Âdeta kulakları çınlatan müthiş S.Ö.Z.’leri)

tuzaktan kumanda
(...FOX TV - Su Gibi - Karar Anı)

UĞUR ARSLAN: Siz ne iş yapıyorsunuz?...
EVLENECEK BAYAN: Ben havalimanında check-inn yapıyorum...
UĞUR ARSLAN: Bakalım hanımefendi kendisine talip olan adayına check-inn mi yapacak, chack-out mu?...

aynı o hesap!
Her şey yapılır ama; spor, spor gazetelerinden takip edilmez...
Daha doğrusu futbol, futbol gazetelerinden...
Aynı gazete iki gün arayla Tuncay’a şu başlıkları kullanabiliyor;
Tuncay: Gelirim ağabey...
Tuncay: Dönmeyi düşünmüyorum...
Bir de haberlerin neredeyse tamamında chat diliyle, “Geliyo, gidiyo, yapıyo, ediyo” var...
Sanırsınız MSN’de yazışırken, arada gazete çıkarıyorlar...
Ben de ehliyetsiz bu editörler için şunu uydurabildim...
Benzinci yeni çırağına, “Şu otomobile benzin doldurdun mu” diye sormuş...
“-Evet, usta, ama ne kadar uğraştımsa tepesine kadar dolduramadım... Pencereleri açık da üstünden taşıyor...”

temel’in yeri
Temel, eli belinde dalgın dalgın yürüyormuş...
Bu halde yürümesine anlam veremeyen biri de onu seyrediyormuş...
Temel belediye otobüsüne binmiş ama hâlâ eli belinde...
Yolda inmiş yarım saat yürümüş ama hâlâ eli belinde...
Onu izleyen adam dayanamayıp koşup durdurmuş;
-Kardeşim sen deli misin?...
“-Yooo... Değilim...”
-Peki, rahatsız mısın?...
“-Yooo... Gayet iyiyim...”
-Seni iki saattir takip ediyorum... Hep elin belinde yürüyorsun... Neden?...
Temel bir çığlık atmış;
“-Vay anam... Karpuz düşmüş...”

bir film diyaloğu
“-Sen Türkçe bilmiyorsun ama; gönülden gönüle görünmeyen kablolar uzanır... O kablolardan sözler, hisler akar...”
(...Maskeli Beşler Irak filminden)

kadınlar & erkekler
Adam arkadaşına anlatıyor;
Tam 34 yıllık evliyim, düğün videomuzu tersten oynattıkça inan mest oluyorum...
En sevdiğim yer neresi mi?...
Karım nikâh yüzüğünü parmağından çıkarıyor...
Nikâh salonunda geri geri gidip kapıda bir arabaya binip caddelerde kaybolmuyor mu, keyiften çıldırıyorum...

hayata dair
Suya bakarken; gülümseyişim, hayatın engin ve vahşi denizinde çok uzaklara yelken açtı;
Ama sayabileceğimden çok fazlası yüzerek bana geri geldi...
...
“Kara bulutlar kaybolacak” diye fısıldayarak birinin elini sıktım;
Bütün gün hayatımın değiştiğini hissettim...
...
En çok gereken yere bir mutluluk düşüncesi gönderdim;
Ve çok geçmeden büyük bir sevinçle doldum...
Güç bela kazanıp biriktirdiğim azıcık altını akıllıca paylaştım;
Ve çok geçmeden yüz katına çıkarak bana geri geldiğini anladım...
...
Bir miktar çabayla, birinin tepeye tırmanmasına yardım ettim;
Yepyepi bir dostluk gibi, çok değerli bir şey elde ettim...
...
Her sabah uyandığımda, nasıl başarabileceğimi düşünüyorum;
“Önce hizmet ederek,” diyorum, biliyorum ki ben, verdikçe alıyorum...
(...T.Gaines)

bizimkiler
ÖMER ABİ: Bizim simitçi krizi çözmüş...
BEN: Nasıl yapmış?...
ÖMER ABİ: Demin önünden geçtim... Müşterisiyle konuşuyordu;
...
SİMİTÇİ Abla bir simit al be...
ABLA: Sağol... Bozuğum yok...
SİMİTÇİ: Abla al ver, ekonomiye can ver işte...

İğnelik

BU ÜLKE

Dinleyelim her ferdi,
Anlamaya ver izin...
Birimizin bir derdi,
Derdidir hepimizin!

Kangren yaramızda,
Kapatılan kulvarlar...
Kalmasın aramızda,
Kalın sun’î duvarlar!

Söyler kendi sazıyla,
Rengi farklı her sesin...
Türk Kürt Çerkez Lazıyla,
Bu memleket herkesin!..

Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Komedi