4 Ocak 2011 Salı

Söz Market - 5 Ocak 2011

Bizim Ora
(...Azeri özlü sözler)
Mene varlığımda gıymet vermeyeni yohlugumla terbiye edirem...
...
-Ağzından çıhmamış söz senin gulundur, ağzından çıhan söz ise agandır...
...
-Savaşarken ölenleri gehreman eden ölümleri deyil, ölümlerinin sebebidir...
...
-Çoh danışmag algın azlığına, yalan danışmag iradenin zeyifliyine delalet edir...
-Bir insanı tanımag üçün başgalarının onun haggında ne dediyine yoh, onun başgaları haggında dediyine bah...
...
-Düşmenlerinizi bağışlamag böyülükdür amma onları unutmag böyük bir ahmaglıgdır...
...
-Yohusla aşağı getmek asandır, ancag menzere tepeden seyr edilir...
...
-Meymundan insana dönenleri yohdur, amma insandan meymuna dönenler çohdur...

söz der ki
“-Bütün büyük eserlerin arkasında, büyük sıkıntılar vardır...” (...Sadece günü kurtarmaya yönelik müthiş S.Ö.Z.leri)


BİZİMKİLER
Bacak bacak üstüne atmış birini görünce Yusuf Abi gülmeye başladı...
“Ne oldu” diye sorduk anlattı:
“-Abim on beş yaşına girince geçmiş babamın karşına, bacak bacak üstüne atıp oturmuş... Muhtırayı vermiş: Baba sen on üç yaşında evlendin... Ben şimdi on beş oldum. Niye hâlâ beni evlendirmiyorsun? İki senedir hakkımı yiyorsun...”


KRAMPON
> Eleştirilere sahada cevap vereceğini söyleyen futbolcunun İnönü Stadı’ndaki basın toplantısını 32 bin kişi izledi...
...
> Necati Ateş’i yuvaya geri kazandırarak büyük sükse yapan Adnan Sezgin, Hagi’yi de sezon sonuna kadar kiralamak için Galatasaray kulübü ile masaya oturmaya hazırlanıyor...
...
> Futbol Federasyonu, Sabrosa Simao, Manuel Fernandes ve Hugo Almeida’nın Türkiye’ye gelişlerinde havaalanında çıkan olaylar nedeni ile Beşiktaş kulübüne 2 transfer seyircisiz karşılama cezası verdi... (...Erisev Bildirdi)


TEMEL’iN YERi
Temel deniz kenarında balık tutuyormuş diğer insanlarla...
Oltasını atmış, beklemiş ve kocaman bir balık çekmiş...
Balığı almış eline, nazikçe çıkarmış iğneyi balığın ağzından, şöyle bir balığa iyice bakmış ve denize atmış...
Ondan başka kimse balık yakalayamıyormuş...
Temel tekrar oltasını atmış daha kocaman bir balık, tekrar balığın ağzından iğneyi nazikçe çıkarmış ve balığa şöyle bir etraflıca bakmış ve tekrar denize atmış..
Her seferinde daha kocaman balıklar yakalamış yine etraflıca baktıktan sonra balıkları denize...
Yanında balık tutanlar artık dayanamamışlar ve Temel‘in yanına gelmişler;
“-Amcacığım ne yapıyorsun sen” demişler,
“-Biz saatlerdir buradayız tek bir balık bile yakalayamadık... Sen ise kocaman kocaman balıkları denize atıyorsun...”
Temel, dönmüş kalabalığa ve şöyle demiş;
“-Çünkü benim tavam küçük...”


İTİRAF REYONU
(...isim: enes ...şehir: bilinmiyor ...yaş: on altı)
Aslında rezil olmak; “Açık büfe”nin ne olduğunu bilmeyip açık büfeye giderek kişi başı
15 TL ödeyip tabağa sadece domates, peynir ve zeytin almaktır...
(omer.soztutan@tg.com.tr
itiraf edin, rezil edelim...)


Yıldırım Tuna Günlüğü
Savaş sırasında parlamentoda basına kapalı oturum yapılmış...
Son durumla ilgili açıklamalar yapan Milli Savunma Bakanı’na vekiller “Düşmanın kaç askeri var?” diye sormuşlar.
“1.5 milyon askeri var” diye cevap vermiş Bakan.
“Yahu bu çok fazla” demişler, “Nereden biliyorsunuz?...”
Bakan, “Bence de fazla ama” demiş,
“-Ne zaman generallerimiz savaş kaybetse yenilginin nedenini sorduğumda ‘Düşman bizden 3 kat fazlaydı efendim’ diyorlar... Ee bizim de 500 bin askerimiz olduğuna göre, kabaca bir hesap yapacak olursak...”


HAYATA DAİR...
Hayatının sevgiyle dolu olmasını istemeyen tek insan çıkacağını sanmam...
O halde, bunu gerçekleştirmek üzere ilk çabayı bizim göstermemiz gerekir...
İstediğimiz sevgiyi bize başkalarının sağlamasını beklemektense, kendimiz bir sevgi kaynağı olmalıyız...
Derler ki: “İki nokta arasındaki en kısa mesafe, niyettir...”
Sevgi dolu bir hayata kavuşmak için bu deyiş son derece doğrudur...
Sevgi dolu bir hayatın başlangıç noktası, ya da temeli, önce bir sevgi kaynağı olma isteği ve kararlılığıdır...
Ne kadar çok sevgi gösterirseniz, o kadar çok sevgi görürsünüz...
Sevecen bir insan olmak sizin elinizdeyken, sevilen bir insan olmak, sizin denetiminizde değildir...
O halde sevgi göstermeye ağırlık verirseniz, hayatınızın fazlasıyla sevgi dolduğunu göreceksiniz...
Çok geçmeden de dünyanın en büyük sırlarından birini keşfedersiniz:
Sevginin ödülü, kendisidir...
(...Dr.Richard Carlson)

BİR FİLM DİYALOĞU
(...Ateşli Piliç’ filminden)
“-Kalbimin aynı zamanda hem daha hızlı hem de daha yavaş atmasını sağlayabilecek tek kişi sensin...”

Söz Market - 4 Ocak 2011

Bizimkiler
Serdar “İyi akşamlar” deyip çıkan Bilgehan’ı uğurladıktan sonra cep telefonunu masada unuttuğunu fark edip hemen telefona sarıldı... Cepten arayıp, telefonunu serviste unuttuğunu söyleyecek...
Ömer Abi‘nin “Bilgehan’ın telefonu çalıyor” demesi üzerine “Açma abi... Cepten arıyorum, gelip kendisi bakar” demesi...
Konuşmanın “Hay Allah, ben arıyormuşum” diye son bulması...


TEMEL’iN YERi
Aldatıldığını düşünen Fadime, Temel’i nihayet uzun bir takip sonucu enselemiş...
Eve girdiğinde kocasını bir kadınla
yakalayınca çantasından silahını çıkarmış kendi kafasına dayamış...
Temel bu intihar girişimini dehşetle seyrederken, “Dur yapma” diye birden fırlamış...
Fadime tehditkâr bir şekilde konuşmuş;
“-Kes sesini... Sıra sana da gelecek...”


SÖZ’ün gelimi...
Harvard’da Neler Okutulmaz ?
Hepsi okutulur da...
Sofra adabı okutulmaz...
O sofrada ana baba çocuk bir arada “Aile Birliği” okutulmaz...
Yemeğe başlarken büyüklerini beklemek, uzanmadan önündeki ile yetinmek.
Yenene, yiyenlere, yiyemeyenlere saygı duymak...
Bir olmak, birlik olmak okutulmaz. Yaşananların, beğenilerin-beğenilmeyenlerin, aktarımında kullanılan dil-ses tonu, sivriliklerin ilk törpülenişi okutulmaz.
Çocukların abartılarının ölçüsünce hoş görülmesi...
Doğruyu bulabilme yol yordam ve çabası...
Anadan alınamayan iznin, babadan alınmasının imkânsızlığı...
Değişene kadar kurala uyulması... Zorlayan kuralların tartışılması ve tartışmanın kuralları...
Veri varsa yoruma gerek kalmaması, yoksa doğrunun kıyasla bulunabilmesinin temeli ve ilk adımları “sevgi” ile yoğurarak, “güven” ile doğruya davet ederek, okutulmaz.
Çocuklarımızı önce evimizdeki Harvard’tan mezun etmeliyiz.
Bunca bilgi ve görgü kirliliğinde, kimlik ve kişiliklerin korunabilmesi ancak evdeki Harvard ile mümkündür.
(...DI.Haluk Işındağ’ın daveti)

söz der ki
“-Mutluluk, çekilen acıların kumbarasıdır...” (...Üffff... Müthiş S.Ö.Z.leri)


Tuzaktan Kumanda
(...FLASH TV - Aradakiler)
YALÇIN ÇAKIR: Emin misiniz plazmadaki kişinin babanız olduğuna?...
TELEFONDAKİ BAYAN: Evet Yalçın Bey, şu anda elim ayağım titriyor...
YALÇIN ÇAKIR: Peki size bazı sorularım olacak. Babanız tam olarak ne zaman kayboldu ve nerede oturuyorsunuz?...
TELEFONDAKİ BAYAN: Yaklaşık bir sene önce, İstanbul’da oturuyoruz...
YALÇIN ÇAKIR: Ceset Ankara’da denizden çıkartıldı...


Hayata dair...
Kimseler bilemez beni,
senin bildiğin kadar...
...
İçinde yan yana uyuduğumuz,
gözlerin,
benim insan parıltılarıma,
dünyanın gecelerinden daha iyi bir gelecek hazırladı...
...
İçinde uçtuğum gözlerin,
yolların gidişine,
dünyanın dışında bir anlam verdi...
...
Bize belirtilenler,
gözlerindeki sonsuz yalnızlığımızı,
artık kendilerini sandıkları gibi değiller...
...
Kimseler bilemez seni,
benim seni bildiğim kadar...
(...Paul Eluard)

UHB - Uydurma Haber Bülteni
Ferhat Göçer ve kulaklığı yollarını ayırıyor...
Yıllardır birlikte aynı sahneyi paylaşan ve müzik dünyasında ayrılmaz bir ikili olarak görülen Ferhat Göçer ve kulaklığı arasında bugünlerde soğuk rüzgârlar esiyor.
Bir süredir araları bozuk olan ikilinin yollarını ayırmak üzere olduğu yolundaki söylentiler kulaktan kulağa yayılırken, konuyla ilgili ilk açıklama bu sabah Ferhat Göçer cephesinden geldi.
Bugüne kadar kulaklığıyla arasında herhangi bir problem olmadığını söyleyen ve ayrılık söylentilerini ısrarla yalanlayan ünlü sanatçı, son olarak dün gece Manisa’da verdiği konser sonrası ilk kez iddiaları doğrulayarak, yıllardır gerek televizyon programlarında, gerekse konser ve klip görüntülerinde kendisiyle aynı kareyi paylaşan kulaklığından, önümüzdeki günlerde cerrahi bir operasyonla ayrılacağını açıkladı.
Konser sonrası düzenlenen basın toplantısında, ayrılık kararını kendisinin aldığını belirten başarılı sanatçı, “Giderek ağırlaşan bu yükü artık taşımak istemediğime karar verdim, sanıyorum herkes için de en doğrusu bu oldu” diyerek samimi açıklamalarda bulundu.
(...Zaytung Bildirdi)


Krampon...
-West HAM-FulHAM maçının ardından yapılan geleneksel “HAM yaptı” esprilerine FIFA “Dur” dedi. Alınan kararlara göre “Ham yaptı” diye başlık atan gazeteciye 3 aydan 6 aya kadar spor sahalarına giriş yasağı getirilecek...
...
Olağanüstü toplanan TFF, Süper Lig takımları için “Menajerlik yapmayan oyuncu” kotası getirme kararı aldı...
...
Geçtiğimiz günlerde Fizy isimli müzik paylaşım sitesi ile telif problemi nedeniyle mahkemelik olan Müyap, İnönü stadındaki maçlarda söylenen şarkılardan da telif talep etti.
...
Gökhan Zan ve Serdar Özkan’dan sonra Tabata’nın da Beşiktaş’tan ayrılık sinyali vermesi sarı-kırmızılı taraftarlarda tedirginlik oluşturdu.

BİR FİLM DİYALOĞU
(...A Lot Like Love filminden)
“-Açıkçası, eğer aptal gibi görünmeyi göze alamıyorsan, âşık olmayı hak etmiyorsundur...”

Söz Market - 3 Ocak 2011

Krampon
-Galatasaray’da istifa edecek kimsenin kalmaması yönetimi kara kara düşündürüyor...
...
-Sabri’yi transfer etmek isteyen Juve, İtalya Futbol Federasyonu tarafından tedbirli olarak küme düşürüldü...
...
-Galatasaray tam kadro Türk Telekom Arena Stadı’nı dolaştı, Gökhan Zan’ın omzu geziye katılmadı...
...
-Galatasaray, Messi’yi 1 aylığına kiralamak üzere harekete geçti...


YILDIRIM TUNA GÜNLÜĞÜ
Uçakta bütün hostesler önde oturan yaşlı çiftin 50’nci evlilik yıl dönümü olduğunu öğrenince çiftin etrafına üşüşmüşler... Tebrik edip neler hissettiklerini öğrenmek istemişler...
“İnanır mısınız kızlar sanki tam 5 dakika gibiydi” demiş yaşlı adam...
Hostesler, “Tam ne kadar ince bir düşünce” derken adam pencereden dışarı mutlulukla bakan karısını yan gözle takip ederek kızlara eğilmiş ve fısıldamış:
“-Suyun altında geçen bir beş dakika!..”


İTİRAF REYONU
(...isim: yeter ergün ...şehir: bilinmiyor ...yaş: hiç bilinmiyor)
Benim itirafım tüm üniversite yılları boyunca ev arkadaşım olan Suzan için.
Bir alt sınıfın yıl sonu balosuna katıldığımız gece tüm sınıf fertlerinin ortasında ve oyun pistinde uzun ve gür saçlarını savurarak benimle o an kabaran saçlarım için dalga geçip, kendisinden öç alma hissi uyandıran arkadaşım... İtiraf ediyorum ki;
Bir yıl boyunca çektiğin kellik ve saç dökülme problemlerinin sebebi şampuanının içine katmış olduğum ve her ay düzenli olarak tekrarladığım tüy dökücü kremdi...
Oh sonunda söyledim ve rahatladım... (omer.soztutan@tg.com.tr
itiraf edin, rezil edelim...)

BİR FİLM DİYALOĞU
HITCH
“-Ne olursa olsun, ne zaman ve kim olursa olsun... Her erkeğin, her kadının aklını başından
alma şansı vardır...”

BİZİM ORA
Erzurum Lisesi’nde, Erzurumlu Öğretmen ile Erzurumlu öğrencinin muhabbetini duymuşsunuzdur...
“Dr. Yılmaz Cebecioğlu” ağabeyimiz; fıkranın yeni versiyonunu piyasaya sürdü;
Erzurumlu Öğretmen, Erzurumlu öğrenciyi sözlüye kaldırmış;
-Arhadaçi...
“-Buyur hocam neçi?...”
-Adın neçi?...
“-Mehmet Zeçi...”
-Numaran neçi?...
“-İçiyüz içi...”
-Memleçetin nereçi?...
“-Erzürümün içi...”
-Soriyi bilirmisen peçi?...
“-Hocam sori neçi?...”
-Erzürümün nüfüsi neçi?
“-Hocam bilmemçi...”
-Eleyse otur içi.
“-Hocam neyettimçi?...”


HAYATA DAİR
Sabaha karşı ve akşam vakti zevk almak ya da acı duymak için okuyabileceğin bir yazı istiyorsan, güneşin altın gibi parlatıp ayın gümüşe dönüştüreceği harflerle şunu yaz evinin duvarına:
“Başkasının başına gelen her şey, senin başına da gelebilir...”
(...Oscar Wilde)


TEMEL’iN YERi
Dükkân açılışı yapan adam; gelen çiçeğin üzerindeki, “Üzüntünüzü paylaşıyorum” notuna anlam vermeye çalışırken, tam o sırada çiçeği getiren Temel aramış...
“-Çok özür dilerim efendim... Size gönderilen çiçeğinize yanlış kart takmışız...”
“Önemli değil” demiş adam, “Bu tip yanlışlıklar hep olabilir iş hayatında...”
“Ama efendim” demiş çiçekçi Temel,
“-Sizin kart da bir cenazeye gitmiş, ‘Yeni yeriniz hayırlı olsun’ diye...”


TUZAKTAN KUMANDA
(...HABERTÜRK / Tarihin Arka Odası)

ERHAN AFYONCU: Kolbastıya benziyor sanki?...
PELİN BATU: Kolbastı ne?... Nasıl bir şey?...

ERHAN AFYONCU: Kolbastıyı bilmiyor musun?...
PELİN BATU: Bilek güreşi gibi bir şey mi?...

söz der ki
“-Tarihi, ‘bitti’ dedikten sonra başlayanlar yazmıştır...”
(...Gençlere umut aşılarken ettiği müthiş S.Ö.Z.leri)

UHB - Uydurma Haber Bülteni
ADNAN Polat’tan taraftara sesleniş!
Başkan Adnan Polat, basketbolda G.Saray’ın F.Bahçe’yi 67-56 yendiği maçtan sonra çarpıcı açıklamalarda bulundu. Adnan Polat’ın “Taraftara Sesleniş” konuşması şöyle:
“Sevgili Galatasaraylı kardeşlerim, 2011 yılına girdik. 2011’in soldan 2 rakamını silin. Ne kaldı 11. Sahaya kaç oyuncu çıkıyoruz? 11. Basketbolda takımımız Fenerbahçe’yi nasıl mağlup etti? 67-56 yendi. 67’den 56’yı çıkart, 11. Ve işte Galatasaray’ın yeni yılda FIFA’lık olacağı yabancı oyuncu sayısı!.. Yeni stadımıza kavuşacağımız bu yılda bu rakamlar tesadüf olamaz...
Burada her taraftarıma görev düşüyor. Facebook’a üye olup Galatasaraylı olmayan ilkokuldan 2 arkadaşını Galatasaraylı yapacaksın. Ortaokuldan 2 arkadaşını bulacaksın. Mahalleden delikanlı olması kaydıyla 1 arkadaşını bulacaksın. Toplayın 8. 20 milyon Galatasaraylıyız. 8’le çarpsan 200 milyon taraftar eder. İstersek iktidar, pardon lig lideri bile oluruz.”
Adnan Polat’ın “10 milyon ile 8 çarpılınca 120 milyon etmiyor” diye soran bir muhabire “Ronaldinho’yu almayarak 40 milyon kâr ettik, aradaki farka sayarsın” dediği öğrenildi. (...Viceversa Bildirdi)

Söz Market - 2 Ocak 2011

Bizimkiler
Serdar “İyi akşamlar” deyip çıkan Bilgehan’ı uğurladıktan sonra cep telefonunu masada unuttuğunu fark edip hemen telefona sarıldı...
Cepten arayıp, telefonunu serviste unuttuğunu söyleyecek...
Ömer Abi‘nin “Bilgehan’ın telefonu çalıyor” demesi üzerine “Açma abi... Cepten arıyorum, gelip kendisi bakar” demesi...
Konuşmanın “Hay Allah, ben arıyormuşum” diye son bulması...


TUZAKTAN KUMANDA
(...BLOOMBERG / Kelime Oyunu)
İHSAN VAROL: 16 Mayıs 2010 tarihinde “Hevesi kursağında kalmak” deyimini tüm Türkiye ile paylaşan spor kulübü?...
YARIŞMACI: Fenerbahçe... Hatta saha içinde timsah sevinci yapmışlardı...
İHSAN VAROL: Tamam, oralara fazla girmeyelim...


KRAMPON
-FIFA futbolda orta saha defans bütünleşmesini kaldırdı, TRT Ömer Üründül’ün işine son verdi.
...
-Ligin son yarısına girilirken Fenerbahçe yeni anonsçu arayışına Brezilya’da devam ediyor...
...
-UEFA, GS taraftarlarının UEFA ve Süper Kupa ile ilgili sevinme süresinin 1 Eylül 2011’de dolacağını açıkladı.
...
-TFF yeni yabancı kontenjanı formülü için Devlet Bahçeli ile prensipte anlaşıldığını duyurdu.
...
-Fenerbahçe yedek kulübesinin koltuklarını Semih’in eşi seçecek..


İTİRAF REYONU
(...isim: no name ...şehir: bilinmiyor ...yaş: hiç bilinmiyor)
Yaprak Dökümü’nün final bölümü yayınlanmaktadır siz de izlememektesinizdir...
Yan odadaki tv’den bağırış çağırış sesleri duyarsınız... Merak edip bakmaya gidersiniz.
Olayı tam olarak kavrayamayıp odada bulunan babaanneye sorarsınız...
Ondan da ferahlatan açıklama gelir:
“-Yaprak dede öldü...”
Öyle bakmayın; yaşayınca komik oluyor...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)


BİR FİLM DİYALOĞU
(...Die Hard filminden)
“-İnsan birisi yüzünden değil, birisiyle birlikte yaşlanmalı...”

UHB - Uydurma Haber Bülteni
Güzel sanatlar rağbet görmedi
Son yıllarda birçok üniversite öğrencisinin “Ya aslında ben Güzel Sanatlar Fakültesi’ne girmek istiyordum da ailem izin vermedi” şeklindeki serzenişlerine kulak veren YÖK’ün, 2009-2010 öğretim dönemine mahsus olmak üzere tanıdığı Güzel Sanatlar Fakültesi’ne geçiş hakkı üniversitelilerden beklenen ilgiyi görmedi.
Sunulan bu fırsattan yararlanmak için ülke çapında sadece 12 öğrencinin başvurduğunu ve bu 12 öğrenciden de sadece 1 tanesinin yetenek sınavını geçebildiğini bildiren yetkililer, YÖK tarafından üniversite
gençliğinden uzak olunmadığını kanıtlamak için başlatılan bu projenin başarısızlıkla sonuçlanmasını üzüntüyle karşıladıklarını belirttiler. Projenin fikir babası ve aynı zamanda Koordinatörü olan Mimar Sinan Üniversitesi Resim Heykel Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Ersin Özbükey ise yaşanan gelişmeler üzerine düzenlediği bir basın toplantısıyla görevinden istifa ettiğini duyurdu.
(...HDA Bildirdi)


TEMEL’iN YERi
Temel, Dursun ve İdris bir gökdelenin inşaatında çalışıyorlarmış... Bir gün talihsiz bir kaza olmuş ve Dursun ellinci kattan düşüp ölmüş...
Temel’le İdris, bu acılı haberi Dursun’un eşine nasıl söyleyeceklerini düşünmüşler...
Sonunda Temel demiş ki:
“-Acı haber verme konusunda deneyimliyim... Bu konuyu üstleniyorum...”
Yaklaşık iki saat sonra inşaata döndüğünde elinde bir tepsi baklava varmış... İdris merak etmiş;
-Bu baklavayı nereden aldın?...
“-Dursun’un karısı verdi...”
-Nasıl olur?... Kocasının öldüğünü söyledin, o da sana bir tepsi baklava verdi...
“-Yok öyle olmadı... Kadın kapıyı açınca ona ‘Siz Dursun’un dul eşi olmalısınız’ dedim... Bunun üzerine o da ‘Hayır ben dul değilim’ dedi...
Ben de ona ‘Bir tepsi baklavasına iddiaya var mısın’ dedim...”


HAYATA DAİR
-Bir seferde sadece tek bir konuyu ele alın.
-Karşınızdakini yaralama ya da lafı ağzına tıkayıp zafer kazanma arzunuzu bastırın.
-Dilinizi “hep” ya da “asla” gibi sözcükler dahil, kışkırtıcı ya da duygusal ifadelerden arındırın.
-Kişiye değil olaya, ya da davranışa odaklanın.
-Fark ettiğiniz ya da doğru bildiğiniz konular hakkında konuşun.
-Davranışın siz dahil insanlar üzerindeki somut ve soyut etkilerini açıklayın.
-Gerçekleşmesinden hoşnut olacağınız şeyleri ifade edin.
-Dinleyin ve karşınızdakilere temel ölçüde saygı gösterin.
-Olumlu iç konuşma ve iddialı iletişim becerilerini birlikte kullanabilirseniz düşlerinizi gerçekleştirme ve ilişkilerinizi geliştirme yolunda ilerlemeye başlarsınız.
-Unutmayın, başarısızlık sadece işe yaramayan yöntemlerden biridir, öyleyse kaybedecek neyiniz var ki?...
(...Alana Billingham)


söz der ki
“-Bir kadın; bugün onunla yaptığınız kavgayı 10 gün önceden başlatmıştır...”
(...Plan ve programın konusunda ettiği müthiş S.Ö.Z.leri)
Komedi