11 Haziran 2010 Cuma

Söz Market



kadınlar & erkekler
(...Kızlar karşısındaki erkek halleri)
-Eğer bir gözünü kısıp, öbür gözünün kaşını kaldırıyorsa, çapkınlık yapmaya çalışıyordur... Hiç size göre değil...

-Dik dik gözünüzün içine bakıyorsa “benim ne harika biri olduğumu bir bilsen” bakışıdır bu; ya da ileri derece miyoptur, göremiyordur zavallı.

-Bazıları sizi iltifatlara boğar... Dikkat edin, abartıyorsa zaten bizim bir şey dememize gerek yok, siz de anladınız değil mi?...

-Size bakarak, yanındaki kızlara (nedense) biraz daha ilgili olmaya başlayanlar var, kahkahalar falan... “Bak görüyorsun ki onları çok mutlu ediyorum, seni de edebilirim” halleri... Kaçın...

-Bazıları da ne kadar kültürlü olduklarından yola çıkıp, etkilemeye çalışırlar... Bayıltırlar...

-Bir de maçolardan hoşlanıldığını sanıp, böyle şovlar yapanlar vardır. Ama onlar yalnız kazak giydikleri zaman “kazak”tırlar... Bu güzel yaz gününde çekilir mi canım?...

-Kendine fazla güvenenlere diyecek söz bile bulamıyorum... O edalar, havalar, jön görüntüleri... Ancak deterjan reklamlarında şansı olabilir böylelerinin...

-Üzerlerindeki her şeyin marka olduğunu bir şekilde söyleyenler de vardır... Aman çok etkileyici...

-Mal varlığı konusunda sizi gereksiz yere bilgilendirmeye çalışanlar da olabilir... Bu türlerin mallarından başka bir şeyleri de yoktur zaten... Hatta bazen o da yoktur...

-Hele esrarengiz görünmeye çalışanlara ne demeli?... Kendilerine gizli kapaklı işler çeviriyor izlenimi vermek için ne kadar da çok uğraşırlar...

-Erkeklerin yaptıkları-yapacakları bu bayat “kur”larla bir yere varılamayacağını anlamışsınızdır herhalde...
(...Emine Aslan’dan)



temel’in yeri
Uzun zamandır birbirlerini görmeyen Dursun ile Temel kahvede karşılaşmışlar...
Dursun başlamış anlatmaya;
“-Ula Temel artık yaşlandık... Ayaklarım, kollarım, başım... Anlayacağın her tarafım ağrıyor... Bu yaşlılık ne kötü bir şeydir... E sen nasılsın bakalım?...”
Temel cevap vermiş;
“-İyiyim iyiyim... Anamdan doğduğum ilk günkü gibiyim... Başımda saçım yok... Ağzımda dişim yok... Altıma yapıyorum haberim yok...”



tuzaktan kumanda
(...FLASH TV - Dest-i İzdivaç)
TELEFONDAKİ KADIN: Sen kaç yaşındasın?
STÜDYODAKİ KADIN: Kırk dokuz.
TELEFONDAKİ KADIN: Sen yaşlısın be abla, o adamı bana bırak.
YASEMİN BOZKURT: Sen gel hele buraya gel, ben adamı sana ayırdım.



itiraf reyonu
(...isim: ali taşdelen ...şehir: istanbul ...yaş: kırk dört)
Bilgisayarla yeni yeni haşır neşir olmaya başlayan küçük kızım, oynadığı oyun hata verip çıkamayınca, annesinin Ctrl-Alt-Delete tuşlarına basarak sorunu halledebileceğini söylemesi üzerine klavyedeki c-t-r-l ve d-l-t harflerinin bulunduğu bütün tuşlara basıp yine de başarılı olamadığını görüp, “Diğer harflere de basacak mıyım anne” diye seslenmiş... Saygılarımla...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)



söz der ki
“-Kaybetmeyi göze almadığın hiçbir şeyi kazanamazsın...”
(...Sadece ve sadece müthiş S.Ö.Z.’leri)



hayata dair
Birçok insan matematiğin yasalarını bilir ve güzel sanatların çoğunda da beceri sahibidir...
Fakat çoğu insan hayatı yöneten yasalarla, yaşama sanatı denilen o güç sanat hakkında az şey bilir...
Bir insan bir uçak yapabilir ve onunla bütün dünyayı baştan başa dolaşabilir...
Fakat nasıl mutlu, başarılı ve memnun olacağını öğreten o basit sanatın tamamıyla cahilidir...
Sanatları öğrenirken listenin en başına yaşama sanatını koymayı unutma... (...Jean Jacques Rousseau)



bizimkiler
Serdar kola almak için büfeye iner...
O sırada alışveriş yapan adam, “Merhaba, nasılsın” diye hal hatır sorar...
“İyiyim abi sağol... Sen nasılsın” der...
Kıyafete bakılırsa adam kuryedir, “Nerdesin” diye devam eder...
“Spordayım hâlâ” der Serdar... Tipini pek hatırlamaz ama “Bizim kargoculardan biridir” diye düşünür...
Konuşma uzayacaktır ki; adam Serdar’a acır ve telefonu kemerinden, kulaklığı da telefondan çıkarıp devam eder...
İlk şaşkınlığı üzerinden atınca bir an önce oradan uzaklaşmak için siparişini verir;
“-Hasan Abi, bana iki kilo kola versene!..”



İğnelik
SEÇİM-GEÇİM
Açılımı durdurdu,
Baş muhâlefet güya...
Aklınca vole vurdu,
Tahvil edecek oya!

Uyandı artık millet,
Belirledi yönünü...
Çözümsüzlükten medet,
Uman görür gününü!

Herkesin derdi geçim,
Sense seçim diyedur...
Zamânındaki seçim,
Erkenden iyi olur!..

> Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr


Söz Market



söz der ki
“-Aşk; sevgiye geçiş için dayanıklılık sınavıdır...”
(...Parmakla gösterilen müthiş S.Ö.Z.’leri)

tuzaktan kumanda
(...FOX TV - Popstar Alaturka)
GÜLBEN ERGEN: Sanatçı kolay yetişmiyor, onların kıymeti bilinmeli...
OSMANTAN ERKIR: Michael Jackson da çok büyük bir sanatçıydı... Sanırım bir daha dünyaya gelmeyecek...
***
GÜLBEN ERGEN: Size katılmak zorunda değilim, herkes kendi fikrini söylemekte özgür...
BÜLENT ERSOY: Benimle diskosyona girebilmek için benim kadar bilgiye mücehhez olmanız lazım...

bir film diyaloğu
-Savaşa karşısınız sanıyordum...
“-Haksızlığın olduğu yerde savaşa daima inanırım... Ama bir şeyleri değiştirmek istiyorsak bunun, trenleri raydan çıkarmak, ya da birini kılıçla kesmekten daha iyi yolları var...”
(...Gandhi filminden)

itiraf reyonu...
(...isim: zennure ...şehir: ankara ...yaş: yirmi üç)

Yaz tatili... Köydeydik ve çocuktuk...
Kuzenim Elif avlunun kapısından parmak ucundan zıplayıp bağırarak ve ağlayarak geliyor...
Kimi “Bacağına kedi dolandı” derken kimine göre “Havale geçiriyor”...
Babaanneme göre ise cin çarpıyordu...
En sonunda amcam acil servisi ararken, yengem de kuzenimin üzerini çıkarmaya başladı...
Sonuç: Külotlu çorabının içine bozuk para kaçmış... E haliyle o koşarken para da yerinde durmuyordu...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)

kadınlar & erkekler
(...Erkeklere romantizm dersleri-Emine Cantekin’den)
-Romantizim, asla modası geçmeyen ama sürekli yeni adımlar öğrenmek zorunda olduğunuz bir danstır...
-Romantizm her yerdedir... Yalnızca onu aramanız gerekir...
-Gerçek bir romantik yalnızken bile günbatımının tadını çıkarabilen kişidir...
-Çiçeklerin suya nasıl ihtiyacı varsa kadınların da romantizme o kadar ihtiyacı var...
-Eğer havada romantizm varsa derin derin nefes alın...
-Romantizm yemek yapmak gibidir... Ya kendinizi tamamen vereceksiniz ya da hiç bulaşmayacaksınız...
-Romantizm için zaman ayıramayan biri onu hak etmiyordur...

temel’in yeri
Yaşlı Temel otobüse binmiş...
Otobüse şöyle bir baktıktan sonra yakınındaki bir genç adama seslenmiş:
-Evladım yaşlı teyzene yer vermeyecek misin?...
“-Teyzecim bak bir sürü boş yer var, geç otur birine...”
-Ama evladım çok yaşlıyım ben... Bak elimde torbalar da var, zar zor taşıyorum hadi...
“-Olmaz teyze geç başka yere otur hadi...”
-Seni terbiyesiz! Hayırsız herif! Kim yetiştirdi seni böyle?...
“-Eeehh... İyi anasını satiim; geç hadi sen kullan otobüsü!...”

hayata dair
Bize huzur ve iç rahatlığını ne mal mülk, ne de makam ve mevki sağlar...
Bunları ancak benimsediğimiz büyük davalar, büyük idealler ve o doğrultuda yaptığımız işler kazandırır bize...
Biz kusursuzluk arayışımızın yönlendirdiği ve olabileceğimizin en iyisini olmamızı sağladığı zaman;
Başkalarına yardım ve hizmet etmeyi dilimizden çıkarıp davranışımıza aktardığımız zaman;
Bizi istediklerimize bağlayan bağlar sağlam ve güçlü olduğu zaman; içinde bulunduğumuz şartlar ne kadar kısıtlı olursa olsun işte ancak o zaman mutlu oluruz...
(...Roger Porter)

bizimkiler
Zonguldak’tan arkadaşımız Eser; Reverse Osmosis demosu için gittiği aile ile aralarında geçen diyaloğu anlatıyor;
-Buralı mısınız?...
“-Evet... Doğma büyüme buralıyız... Eşimle evlerimizin arasında sadece 2 ev varmış ama birbirimizi 19 sene görmemişiz... Görücü usulü evlendik?...”

İğnelik

KANDİL TURİZMİ

Etrafınız sarıldı,
Türkiye Irak İran...
Çemberiniz yarıldı,
Akıtamazsınız kan!

Şu baltaları gömün,
Etmeyin daha inat...
Teslim olun gün bugün,
Türk hukûku teminât!

Çaldı açılım zili,
Doğu olacak yıldız...
Temizleyip Kandil’i,
Turizme açacağız!..

Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr

Söz Market



söz der ki
“-Övüleceğini bildiği yerde mütevazı olan, her zamankinden daha kibirlidir...”
(...Alkışlamaktan avuçları patlatan müthiş S.Ö.Z.’leri)

tuzaktan kumanda
(...LİG TV - Maraton)

ŞANSAL BÜYÜKA: Hocam burda bir şey var mı? Bir mavili ayak var tam çizginin üstünde...
ERMAN TOROĞLU: Şimdi top adamın önünde... Adamın kalçası nerde? Otursa lazımlığa oturur gibi, çizginin üstüne oturur mu?
ŞANSAL BÜYÜKA: Ya hocam lazımlığı bırak şimdi gecenin bu saatinde...
ERMAN TOROĞLU: Ama abi bunu başka nasıl anlatayım?
ŞANSAL BÜYÜKA: Anlatılacak çok sekil var hocam! Adamın poposu ofsaytı bozuyor diyebilirsin?...

kadınlar & erkekler
(...Erkekleri nikâh masasına götüren cümleler... Nilay Duman’dan)

- Ben neyim senin için Hayri... Lütfen bana söyler misin, senin için kimim ben?...
- Annem seninle tanışmak istiyor Haydar?... Canım ne var bir gelip merhaba desen?...
- Seninle bir koltuğa uzanıp filmler seyretmek istiyorum Nejat...
- Kesinlikle evlenmeyi düşünmüyorum... Evlilik bana göre değil Hikmet...
- Babam artık görüşmeyeceksin o çapulcuyla dedi Tarık...
- Beni ne doktorlar ne mühendisler istedi bilsen?... Neden durgunlaştın Fevzi?...
- Evlenmekten korkacak ne var Hidayet?... Bir kağıt parçasından mı korkuyorsun?...
- Bizim ilişkimizde eksik bişey var ama nedir bulamıyorum Fırat?...
- Nasıl yaptığım kuzu kapamayı beğendin mi Talat... İstersen sana her gün yaparım...
- Evlenmek şart değil, ilişkimize bir isim vermek istiyorum...
- Soyadın çok güzelmiş Ertan... Dikkat ettin mi benim ismimle de çok kafiyeli oluyor...
- Bak ne diyeceğim?... Bir akşam yemek yapayım, annenler de gelsin...
- Hayatla ilgili planların nedir İbrahim?...

bir film diyaloğu
“-Kendini mükemmel buluyorsun ve onu kimsenin mahvetmesini istemiyorsun... Bu yüzden yalnızsın...”
(...Can Dostum filminden)

temel’in yeri
Temel okuma gözlüğü almak için gözlükçüye gitmiş...
Bütün okuma gözlüklerini teker teker takıp çıkarmış fakat önündeki gazeteyi bir türlü okuyamamış...
Gözlükçü sormuş;
“-Gerçekten okuma yazma bildiğinizden emin misiniz?... “
Temel kafasını kaldırmış;
“-Yoksa şart mıdır?...”

hayata dair
Gerçek dostluğun ne olduğunu bilirim...
Bildiğim için de dostumu kendime çekmekten çok, kendimi ona veririm...
Ona iyilik etmeyi onun bana iyilik etmesinden daha çok istemekle kalmam; kendine her edeceği iyiliğin bana da iyilik olmasını isterim...
Bana en büyük iyiliği kendine iyilik etmiş olduğu zaman olur...
Bir yere gitmek ona hoş geliyor, yahut bir işine yarıyorsa, uzakta olması bana yanımda olmasından daha tatlı gelir...
Kaldı ki haberleşme imkânı varsa insan ayrı düşmüş de sayılmaz...
Ben vaktiyle dostumdan ayrılmayı yararlı bile buldum...
Birbirimizden uzaklaşmakla hayatımızı daha fazla doldurmuş, imkânlarımızı genişletmiş oluyorduk...
Başka başka yerlerde, o benim için yaşıyor, keşfediyordu ben de onun için hayatın tadını bir aradaymışız gibi çıkarıyorduk...
Hatta bir aradayken birimizden biri işsiz kalıyordu...
O kadar kaynaşmıştık ki ayrı ayrı yerlerde olmakla aramızdaki gönül birliği bir kat daha zenginleşiyordu...
...Montaigne

bizimkiler
(...Arkadaşımız Mehmet Yıldız, geçtiğimiz bayram yaşadıklarını anlatıyor)
Ramazan Bayramında memleketim Hatay’a gittim...
Yanımda da bayramda giyeceğim ve moda olan yırtık kot pantolonum var...
Ninemin pantolonumun yırtık yerlerini dikmesi tam bir komediydi...

İğnelik

AVRUPA YAKASI

Birkaç yüzyıldır Batı,
Peşindedir dirliğin...
Kurdu ise de çatı,
Eksiği çok birliğin!

Görünüşte var birlik,
Her şey yerli yerinde...
İşin aslı liderlik,
Çekişmesi derinde!

Gerçekleşirse rüya,
ABD’yi geçecek...
Asırlar sonra güya,
Başkanını seçecek!..

Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr

Söz Market



söz der ki
“-Sıkıntısı az olan başarının lezzeti olmaz...”
(...Zor şartlarda çok kolay ettiği müthiş S.Ö.Z.’leri)

tuzaktan kumanda
(...STAR - İzdivaç)
ZUHAL TOPAL: Nasıl bir izdivaç yapmak istiyorsunuz?...
EVLENECEK KADIN: Erkekler aynı fıkrayı defalarca anlatırlar ya; ben buna bile gülebileceğim birini arıyorum... Esprili olsun...
***
YARIŞMACI: Bana dokunmazsanız sabaha kadar oynarım... Böyle her müzikte göbek atarım...
ZUHAL TOPAL: Evet sevgili seyirciler; tımarhaneden yaptığımız canlı yayın devam ediyor!

kadınlar&erkekler
(... “İş yerindeki görev bölümleri” Ayşenur Kale’den)
-9 kadının 1 bebeği 1 ayda doğurabileceğini söylüyorsa, “Proje Müdürü”dür...
...
-1 bebeği tutup geri kalanların satılarak şirkete kaynak sağlayacağını söylüyorsa ve “Proje Müdürünün” işten çıkarılmasını öneriyorsa, “Finans Müdürü”dür...
...
-1 bebeğin 18 ayda ancak doğacağını söylüyorsa, “Üretim Müdürü”dür...
...
-Tek bir kadının 1 ayda 9 bebek doğurabileceğini söylüyorsa, “Planlama Müdürü”dür...
...
-Bebeğin üretim şeklinin ille de yanlış olduğunu söylüyorsa, “Kalite Müdürü”dür...
...
-Dünyada hiç kadın ve erkek kalmasa o bebeği kendisinin doğurabileceğini(!) söylüyorsa, “Pazarlama Müdürü”dür...
...
-1 kadından 1 bebeği 1 ayda doğurmasını bekliyorsa, “Genel Müdür”dür...
...
-1 ayda, dokuz doğuran kişi “Memur”, bebek filan istemediğini söyleyen kişi de “Müşteri”dir...

temel’in yeri
Temel, Dursun ve İdris, yattıkları hapishaneden kaçmaya karar vermiş...
Ama kaçmak için 100 basamaklı merdiven engelini aşmak zorundalarmış...
Merdiveni çıkmaya başlamışlar 1, 2, 3, 4, 5 derken 50’nci basamağa geldiklerinde İdris “Ben çok yoruldum” demiş ve geri dönmüş...
Temel’le Dursun devam etmiş... 80’inci basamakta Dursun da yorulmuş ve geri dönmüş...
Temel merdivenleri çıkmaya devam etmiş 81, 82, 83, 90, 95, 96 derken son basamak olan 100’üncü merdivene gelmiş...
...Ve “Onu da yarın çıkarım” diyerek geri dönmüş...

hayata dair
Çocuklarınıza; kendini kötü ve yaralanmış hissettiğinde rahatsızlık veren duyguların derin nefes almak gibi basit yöntemlerle yatıştırılabileceğini öğretin...
...
Çocuklarınıza; bazen öğrenmenin hata yapmayı içerdiğini... Hata yapmanın normal olduğunu ve hatalardan öğrenmeyi seçebileceklerini öğretin...
...
Çocuklarınıza; sorumluluk almanın ve yaptıkları hatayı düzeltmenin özgüvenlerini arttıran en büyük itici güç olduğunu öğretin...
...
Çocuklarınıza; başarısızlığın hayatın bir parçası olduğunu ve ayağa kalkmak ve tekrar denemek için gösterilecek kararlılığın, başarısızlıkla başa çıkmak için faydalı bir yöntem olduğunu öğretin...
...
Çocuklarınıza; dünyaya iyimserlik gözlüklerinin arkasından bakılabileceğini... Bazı şeylerin değiştirebileceğini ve bazı şeyleri sadece kabul etmesi gerektiğini öğretin...
...
Çocuklarınıza; her zaman her şeyin istediği gibi olmayabileceğini ve bunun kabul edilebilir olduğunu öğretin...
...
Çocuklarınıza; başkalarının üzerine çıkmaya veya onları yaralamaya çalışmayla elde edilen iyi hissetme duygusunun sahte bir özgüven olduğunu öğretin...
...
Çocuklarınıza; birisinin kaybetmesi ile hissedilen “kazandım” duygusunun geçici ve her iki taraf için de zarar verici olduğunu öğretin...
...
Çocuklarınıza; hepimizin kocaman bir ailenin kız ve erkek kardeşleri olduğumuzu ve derinin renginin ve kişisel farklılıklarının kutlanması gerektiğini öğretin...
...
Çocuklarınıza; sevginin doğumundan itibaren hakkı olduğunu... Soru ne olursa olsun, karmaşa ne olursa olsun sevginin daima cevap olduğunu öğretin...

(...Lynne N.)

İğnelik

SÖYLETENE BAK

Sırp’ın cumhurbaşkanı,
Boris Tadiç verdi çek...
İkâz etti cihânı,
Söylediği som gerçek!

Dedi akdetseniz siz,
Sözlerin içi dolmaz...
Bilin ki Türkiyesiz,
Dünya barışı olmaz!

Yankılandı her dilde,
Dünyada söktü şafak...
Söyleyene değil de,
Hakkı söyletene bak!..

Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr


Söz Market



söz der ki
“-Hiçbir başarı aynı değildir... Çünkü başarmanın ilk şartı, daha önce kullanılmamış yolu kullanmaktır...”
(...Biraz zorlama da olsa, özünde müthiş S.Ö.Z.’leri)

tuzaktan kumanda
(...KANAL D - Geniş Aile Diyalogları)
MÜRSEL: Siz kimi takip etmiştiniz?... Bana bak; tuttuğum yer hariç 40 cm cetvelim var, açarım takip mesafesini... Yürü git kız...
CEVAHİR: Emniyet güçlerimle göz altlarına sürme çektiririm ülen senin...
...
ZEKAİ: Saltuk, bu Hollanda çok serbest bir yermiş olum... Çimlere basıyorsun serbest, şoförle konuşuyorsun serbest... Göndermem yarimi öyle serbest yerlere...
...
KUNTER: Ben film indirmem orijinal alırım Zekai... Ailemiz bizi bandrollü yetiştirdi...
...
KOYU BİLAL: Ye ülen ye... Bu sefillere daha fazla bulaşık çıksın, en son da biz çıkalım sahneye “assadistler” olarak...
...
CEVAHİR: Bende para ne gezer az Ulvi?... Kapalı alanda sigara içsem, evime haciz gelir ülen...

Ayaküstü...
Valla an geçmiyor ki “Domuz Gribi” muhabbeti açılmasın...
Bunlar da o anlardan çıkardıklarımız;
...
-Hastalık ancak birine geçirince atlatılıyormuş...
“-Domuz gribini satan bilge...”
...
-Önce yıkılıyor gibi oldum ama şimdi çok şükür iyiyim...
“-Grip seni teğet geçti yani...”
...
-Deli dana, kuş gribi, kırımlı kene derken şimdi de domuz çıktı başımıza...
-Hee, yakında öküz nezlesi çıkacak... Hapşırana “Oha” diyeceğiz...
...
-Artık tokalaşmak, öpüşmek falan yasaklanmış...
-Sana ne, bayramda harçlık toplayan çocuklar düşünsün...

bizimkiler
Hasan Hocam; derbi maçından sonraki basın toplantısında sorularıyla Rijkaard’ı terletmiştir...
Toplantıyı televizyondan seyreden Ercan takılıyor;
-Hocam adam Barcelona’yı çalıştırmış, ondan iyi mi bileceksin?...
“-Öyle deme; iki soru sordum adam simsiyah oldu...”

temel’in yeri
Temel’le Fadime iki katlı dağ evinde yaşıyorlarmış...
Bir ara çok şiddetli yağmur yağmaya ve gök gürlemeye başlayınca Fadime çok korkmuş ve alt kattaki kocasına seslenmiş;
“-Temel, gök gürlüyor, hemen yukarı gel...”
Temel ise aşağıdan seslenmiş,
“-Gerek yok, ben buradan da duyayrum...”

hayata dair
-”Bu nasıl yapılır” daima yapabileceğine inanan kişilerin kapısını çalar...
-İnandığınız zaman aklınız, o şeyi yapmanın yollarını bulur...
-Kişi kendi düşüncelerinin ürünüdür... Onun için büyük düşünün...
-Sıradan bir insanın öne sürdüğü tüm bahaneler, başarılı insanlar tarafından da ileri sürülebilecekken, sürülmemiştir...
-Zekânızı yönlendiren düşünce, zekâ gücünüzün miktarından daha önemlidir...
-Vazgeçmemek, pes etmemek yapabilmenin yüzde 95’idir...
-Doğuştan varolan kabiliyetlerin miktarını artırmak konusunda çok fazla şey yapamayız, ancak sahip olduğumuz şeyleri kullanma biçimini elbette değiştirebiliriz...
-Beynini gerçekleri saklamak için bir depo olarak kullanacağına, onu düşünmek için kullanmaya çalış...
-Dünyanın bizim üstümüze koyduğu fiyat etiketi, bizim kendimize biçtiğimiz değerle neredeyse aynıdır...
-Zaferin karşılığını almak yerine, onu kazananlarla paylaşarak yatırım yap...
-İsmi doğru telaffuz et ve doğru yaz. Eğer tersi olursa, onun önemsiz birisi olduğuna inandığınızı düşünecektir...
(...David Joseph Schwart)

İğnelik

O BİR YILDIZ

Bir zamanlar Türkiye,
Kapalı bir kutuydu...
Muhtaçtı bir çiviye,
Şimdi yapıyor uydu!

‘Millî Şef’lik tabutluk,
‘Karaoğlan’ revirdi...
‘Bir Bilen’ çekti nutuk,
Lâf evirdi çevirdi!

Menderes’le açıldık,
Özal’la kazandık hız...
Süper güç olduk artık,
Recep Tayyip bir yıldız!..

Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr

Söz Market



-Sadece neşeli arkadaşlarınız olsun... Suratsızlar sizi aşağı çeker...
-Öğrenmeyi sürdürün: Bilgisayar, el sanatları, bahçecilik, ne olursa. Beyniniz âtıl kalmasın... Âtıl kafa, iblisin tezgâhıdır...
-Küçük şeylerden zevk almaya bakın... Gözyaşları olacaktır... Katlanın, yas tutun, başka yaşantılara geçin...
-Sevdiklerinizle doldurun çevrenizi, aile, kuş, balık, müzik, bitkiler, hobiler, ne olursa... Eviniz sığınağınızdır...
-Sağlığınızın kıymetini bilin... İyiyse üstüne titreyin... Bozuksa düzeltin... Siz kendiniz düzeltemiyorsanız yardım sağlayın...
-Vicdan azabından uzak durun... Çarşı pazarda gezin, komşu illerde dış ülkelerde dolaşın, ama sakın suçluluk, pişmanlık duygusuna yönelmeyin...
-Sevdiğiniz insanlara onları sevdiğinizi söyleyin her fırsatta... Ve hiç unutmayın ki hayat, aldığımız soluklarla değil, soluk kesen anlarla ölçülür... (...G. Carlin)


bir film diyaloğu
“-Bu ülkede başarılı olan hiçbir iş cezasız kalmaz...”
(...Devrim Arabaları filminden)


temel’in yeri
Temel çalışmaz, yan gelir yatarmış... Bundan fena halde rahatsız olan Fadime, çareyi büyüklere danışmakta bulmuş...
Temel’in Dursun‘u kıramayacağını bildiği için onu kocasına göndermiş;
Dursun, “Niye çalışmıyorsun” diye sorunca Temel hayatın şu seyrini anlatmış;
-Çalışıp da ne olacak?... Para kazanacağım...
“-Kazanıp da ne olacak?... Rahat edeceğim...”
-Rahat edip de ne olacak?... Yan gelip yatacağım...
“-Ben zaten yan gelip yatıyorum, bunca seremoniye ne gerek var?...”


ayaküstü
“G.Saray’a yakışmıyordu, İnter’e yakışmıyordu, Newcastle’a yakışmıyordu... Ama Fener’e yakışıyor...”
Bir yazar arkadaşım bu benzetmeyi yapıyor Emre Belözoğlu için...
Fenerbahçe taraftarına yaranmak için çirkeflik limitini iki katına çıkarmış...
Bizde futbolcu değerlendirmesi, “Forma aşkı” adı altında yapılan çirkinliklerle ölçülmüyor mu zaten?...
Arda tükürsün Hagi olsun, Keita vursun Nouma olsun...
Türkiye’de futbolla ilgilenen son kişi ölmeyince, bir oyun olduğunu anlamayacakmışız Cevahir...
Biz öyle duyduk...


bizimkiler
Daha bir MSN adresi olmayan Tahir, kalkıp Facebook’a üye oldu...
Üyelik formunu doldururken verdiği şifre uzun gelmiş olacak ki; bilgisayar uyardı,
“-Şifrenizin altı karakter olması lazım...”
Düzeltiyor, “Tamam” diyor, yine aynı uyarı...
Sonunda yardım istediği Ercan soruyor;
-Ne yazıyorsun ki şifre olarak?...
“-Altı karakter olması lazım diyor, ben de ALTIKARAKTER yapıyorum...”


söz der ki
“-Düşüncelerine ortak bulmak için değil, gerçeği bulmak için oku...”
(...Artık parmakla gösterildiği müthiş S.Ö.Z.’leri)


tuzaktan kumanda
(...NTV - Ntv Spor)
SUNUCU: Sahanın zemininde problem var mı?... Özellikle bu maçta çok top kaybı var...
AHMET ÇAKAR: Sahanın çimleriyle oynanmış sanki... Saha; yeni sünnet olmuş bir çocuğun yatağına dönmüş...


itiraf reyonu
(...isim: nihan çakır...
şehir: bilinmiyor ...yaş: hiç bilinmiyor)
Bir gün anneannemle arabada şehirler arası giderken, kasklı bisiklet kullanan bir sporcu gördük... Ben de anneanneme, “Bak anneanne; adam şehirler arası bisiklet sürüyor” dedim...
Anneannem de beni hayretlere düşüren cevabını verdi; “-Fakirlik zor kızım, Allah düşürmesin, otobüse verecek parası yoktur...”
(omer.soztutan@tg.com.tr -
itiraf edin, rezil edelim...)

İğnelik

> SINIR ÖTESİ

Dile kolay işe bak,
Sınırlar açılıyor...
Türkiye giderayak,
Açılıp saçılıyor!

Artık dikenli tele,
Takılmıyor yapılar...
Komşularla el ele,
Açılıyor kapılar!

Sarılıyor yaralar,
Girişildi imâra...
Sınırlarda şenlik var,
Teşekkürler mimâra!..

Sefa Koyuncu
> sefa.koyuncu@tg.com.tr

Söz Market



Sevgi risklerin en büyüğüdür.
Dikkatli değildir, güvenilir değildir. Önyargısızdır ve acımasızdır.
Zihni tüm gücüyle vurur ve dizleri üzerine çöktürür.
En güzel zamanlarında bile, sevgi acıtabilir...
İhtiyaç duymak acıtır, ait olmak acıtır, bir başkasının diğer parçası olmak acıtır.
Hem de hiç rızanız olmadan.
Ama sizi ele geçirdiği andan itibaren, tamamen yalnız olmak daha da çok acıtır...
Sonuç ne olursa olsun, sevgiyi hissettiğinizde asla aynı kalmayacaksınız.
Kalbinizde ve ruhunuzda iz bırakabilir ve sizi anılarla sonsuza dek baş başa bırakabilir..
Veya, sanki yarına hiç ihtiyacınız yokmuş gibi hissetmenize yol açabilir..
Ama sevgi buna değer... Risk almaya değer. (...Kris Hydmore)


bir film diyaloğu
“-Kadınlar mükemmel erkekleri sevmezler, hataları olan erkeği isterler... Kendileri düzeltmek için...”
(...Kapalıçarşı dizisinden)

temel’in yeri
Gecenin ileri bir saatinde karakolun kapısı açılmış ve Temel bir gözü mosmor şekilde içeri girmiş...
Uyurken arka bahçede bir gürültü duyduğunu, ne olduğunu araştırmak için bahçe kapısını açıp dışarı çıktığında, kafasına bir şey indirildiğini, ayıldığında gözünü mosmor olarak bulduğunu söylemiş...
Komiser memurlardan birisine Temel’e eşlik ederek eve gidip araştırma yapmasını söylemiş... Yarım saat sonra memur tek başına karakola geri dönmüş... Gözünde kocaman bir morluk varmış...
Komiser sormuş;
-Aynı adam sana da mı vurdu?...
“-Hayır... Ben de aynı tırmığa bastım...”

itiraf reyonu
(...isim: çookşeker ...şehir: kayseri ...yaş: yirmi)

Anneannemle sohbet ediyorduk... Söz internet cafelere geldi...
O da herkes gibi internetin gençler için zararlı olduğuna inanıyordu...
Buna karşılık ben de bilinçli kullanıldığı takdirde faydalı olduğunu ve dünyadaki tüm bilgilere anında ulaşabileceğimizi söyledim...
Bir süre düşüncelere daldı, sonra gözleri parlayarak dedi ki:
“-Kızım, benim evde kaybolan 150 liramı kim almış diye yazsanız çıkar mı?... Kimin aldığına bi baksanız...”
> (omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)

bizimkiler
Almanya’daki bizimkilerden İbrahim Abi annesiyle 15 kilometre mesafedeki anneannesini almaya gidiyor...
Yolculuğu kendisi anlatıyor:
Dönerken navigasyonu çalıştırdım... Tabii navigasyon dönüşleri falan sesli olarak söylüyor...
Hızlı gittiğimizde hız sınırını aştığına dair uyarı yapınca anneannem, annemin kulağına iyice eğilip fısıltıyla, “Kızım aman yavaş gidelim... Sinirlendirmeyin adamı” deyince arkadaki kardeşlerim gülme krizine giriyorlar...

söz der ki
“-Kadınlar tehdit ediyorsa korkmayın... Ama bilmek istiyorsa korkun...”
(...Bıçaktan keskin müthiş S.Ö.Z.’leri)

tuzaktan kumanda
(...LİG TV - Maraton)
ŞANSAL BÜYÜKA: Hocam yine olay çıktı maçta, yan hakemin kafasını yardılar?...
ERMAN TOROĞLU: Sevgili taraftarlar; bundan sonra hakem kafası yaracak olursanız maçtan evvel, veya maçtan sonra yarın... Maç esnasında hakemin kafası değerli...

kadınlar & erkekler
(...Tuğba Yıldırım, Bernard Shaw’dan aktarıyor)
Bir kadın bir erkeği beğendiğinde örümceğe benzer...
Sineği gözüne kestiren örümcek gibidir...
Avının farkına varmıştır, ama farkında değilmiş gibi ilgisiz durarak ağlarını örmeye devam eder...
Sinek örümceğin ağlarına girdiğini fark ettiğinde artık bir kurbandır ve çıkışı yoktur...

İğnelik

> OY HESABI

Kastediyor kim neyi,
Kavraması çok zor mu...
Problemi çözmeyi,
Herkes istemiyor mu!

Yapılanları yıkma,
İyi düşün ver karar...
Kışkırtma karşı çıkma,
Kimin işine yarar!

Hoşlanmıyor düzlükten,
Yokuşa itekleyen...
Belli çözümsüzlükten,
Siyâsi rant bekleyen!..

Sefa Koyuncu

> sefa.koyuncu@tg.com.tr


Söz Market



söz der ki
“-Kendisi olmadan bir işin yürümeyeceğini düşünen insan, o işin önündeki en büyük engeldir...”
(...Muhalefete de bir kıyak yaptığı müthiş S.Ö.Z.leri)

tuzaktan kumanda
(...TRT - Ben Neredeyim)

BANU SAĞNAK (Sokaktaki vatandaşa soruyor): Hanımefendi, bir sorumuz var... Bilirseniz 300 TL kazanacaksınız. Bize dünyanın 7 harikasından yalnızca birini söyler misiniz?...
VATANDAŞ (Gülümseyerek): Mutluluk...
BANU SAĞNAK (Şaşırmış): Yok. Hani yapıt olur ya, öyle sorduk...
VATANDAŞ: Kapadokya olabilir mi mesela?... Ben orayı çok seviyorum da...

bizim ora...
BURÇLARUNUZ!..

GOÇ - Teessüf ki, bu gün ulduzlardan hansısa uğur gözlemeyiniz ebesdir. Yahşısı budur, esas güvvenizi emek fealiyyetine yöneldesiniz. Başgalarının mesleheti ile hereket etmeyin.
...
BUĞA - Tebietin bu füsunkar gününde maliyye problemlerinizin hellini süretlendirin. Bu, her menada size kömek ola biler. Yeni işlere başlamag üçün tecrübeli insanlarla müzakireler aparın.
...
EKİZLER - Hemkarlarınızla münasibetlerinizde soyuglug yaranmaması üçün bir geder güzeşte getmeyiniz meslehetdir. Yersiz iddialarınızı bir geder mehdudlaşdırın. Ahşamsa gonag gedin.
...
HERÇENG - Esebi situasiyalara mübtela olsanız da, metinliyiniz sayesinde netice öz heyrinize tamamlanacag. Nahar erefesinde ve ahşama yahın büdcenizi artırmag imkanı gazanacagsınız.
...
ŞİR - Yahşı olar ki, bu gün işle meşğul olmayasınız. Çünki behtinizin işden kenarda getireceyi bildirilir. Dostlarınızın ehatesinde olun. Uzag olmayan ünvanlara sefer de ede bilersiniz.
...
GIZ - Müeyyen gerginlikler müşahide olunsa da, bu, heç de insanlardan ireli gelmeyecek. Garşılaşdığınız çetinliklere garşı tedbirli olun. Göy gübbesi tenbelliyinizden şikayetlenir.
...
TEREZİ - Maraglı hadiselerle rastlaşacagsınız. Oturag fealiyyete ara verin. Sevdiyiniz adamların arasında olmagla sevincinizi artıra bilersiniz. Taleyinizde dönüş erefesi başlamagdadır.
...
EGREB - Meslehetsiz addım atmayın. Yahşı bilirsiniz ki, terslik etmek size heyir getirmir. Ele hereket edin ki, etrafdakıların reğbetini gazanasınız. Nezere alın ki, bu ahşam bürcünüz başlayır.
...
OHATAN - Narahatçılığa heç bir esas yohdur. Bütün sutkanı hoş teessüratla başa vuracağınız güman olunur. Sevgi meselelerinde emeli addımlar atmağınız teleb olunur. Prosesleri dondurmayın.
...
OĞLAG - Saat 11:40-dan menfi enerjili Ay bürcünüze dahil olsa da, bu, hestelik ve ya gangaraçılığı ile neticelenmeyecek. Lakin gerar çıhararken mütleg ehtiyatlı olun. Böyüklere gulag asın.
...
SUTÖKEN - Hoş heberler yolunuzu gözleyir. Aldığınız her bir teklif zövgünüzce olacag. Günün ikinci yarısında ise ezmkarlığınızı artırmagla pul elde ede bilersiniz. Sefere çıhmayın.

BALIGLAR - Bu gün esas enerjinizi fealiyyete yöneldin. Çünki diger sahelerde hansısa uğur gözlenilmir. Tehminen saat 14-den sonra şehsi işlerinizde ilkin irelileyişler nezere çarpacag.

bizimkiler
Hasan Hocam, davetlisi olduğu G.Saray’ın 104. yıl kutlamalarında Futbol A.Ş. Genel
Müdürü Adnan Sezgin’le sohbet ediyor:
“- İnşallah 401’i de görürüz...”
Sezgin şaşkın:
“- İki yüz doksan yedi sene sonra ben buralarda olmam da seni bilemem...”

temel’in yeri
Temel’in yaptığı kamikaze uçağını duydunuz mu?...
Tam 48 başarılı görev uçuşu yapmış...
...
Temel size el bombası atarsa ne yapmalısınız?...
Pimini çekip geri atın...
...
Temel size bir pim atarsa ne yapmalısınız?...
Temel’in dişlerinin arasındaki bombadan hızla uzaklaşın...
...
Karadeniz buz hokeyi takımını duydunuz mu?...
Bahar antrenmanında bütün takım boğulmuş...
...
Temel’in yaptığı yeni otomatik paraşütü duydunuz mu?...
Çarpma anında kendiliğinden açılıyor...

İğnelik

HANDİKAP

İleri her adımda,
Engelleyen var işi...
Başaracakken tam da,
Ters döndürür gidişi!

Siyâset çarşısında,
Dikiş tutmaz ayarı...
Açılım karşısında,
Oldu utanç duvarı!

Köstekçilik tek rolü,
Sıfır altı vizyon çap...
Çözümsüzlük ekolü,
Türkiye’de handikap!..

Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr

Söz Market




(...“Erkek Sözlüğü” Tuğba Yıldırım’dan)

“-Birine bağlanmalıyım artık...”
(...Annem evlen diye tutturdu, seni yokluyorum)
...
“- Tek önem verdiğim kız sensin...”
(...Beni reddetmeyen tek kız sensin)
...
“-Seni daha yakından tanımalıyım...”
(...Ki arkadaşlarıma daha detaylı anlatabileyim)
...
“-Seni o kadar özledim ki...”
(...Bu aralar her şey gözüme hoş gözüküyor)
...
“-Beni ‘gerçekten’ seviyor musun?..”
(...Salakça bir şey yaptım ve birkaç günde ortaya çıkar)
...
“-Daha sonra ben seni ararım...”
(...Bir daha seni göreceğime evime kapanırım daha iyi)
...
“-İlişkimiz hakkında çok düşündüm...”
(...Ben daha iyilerine lâyığım)
...
“-Anlasan, biz seninle arkadaşız...”
(...Daha güzel birinden sinyaller aldım)


temel’in yeri
Fadime neşeli bir zamanını bulup, Temel‘e isteğini söylemiş;
“-Kocacığım... Bu yıl mutlaka tatile gidelim...”
Temel başını sallamış;
-Karıcığım biliyorsun kriz var... Her şeyden evvel borçlarımızı düşünmek zorundayız...
“-Ama onları tatilde de düşünebiliriz...”

hayata dair
İyi niyetli ve yardımsever bir arkadaşımla bir gün doğada gezinirken, kozasından çıkmaya çalışan bir kelebek gördük...
Kelebek kozanın lifleri arasından sıyrılmaya çalışmaktaydı...
Yardımsever arkadaşım hemen kelebeğin imdadına koştu...
Dikkatlice kozanın liflerini sıyırdı ve kelebeğin fazla çabalamadan kozadan çıkmasını sağladı...
Ancak kelebek kozadan kolaylıkla çıktıysa da, biraz çırpındı ve uçamadı...
Yardımsever arkadaşımın göz ardı ettiği gerçek şuydu:
Kanatlar ancak kozadan çıkma çabalarıyla güçlenir ve uçuşa hazırlanır...
Kelebek kendini kurtarma çabalarıyla aslında kaslarını geliştirmekte, kendini ayakta tutacak, güçlü kılacak, uçmaya hazırlayacak hareketleri çabalarıyla öğrenmekteydi...
Yardımsever arkadaşım, işini kolaylaştırarak kelebeğin güçlenmesine engel olmuştu...
Kelebek hiçbir zaman özgürlüğü tanıyamadı; hiçbir zaman gerçekten yaşayamadı... (...R.Sandford)

bizimkiler
Bugüne kadar çok şey yaptık, çok şey yaşadık...
Bazılarımız çok komik, bazılarımız dalgın bombalara imza attık...
Ama kimse Serdar gibisini yapmadı!..
Resmî bir evrak için “İstanbul Fotoğrafçılık” stüdyolarında vesikalık çektirip de;
Ertesi gün “Bu benim... Fena çıkmamışım” diye 6 vesikalığı alarak gazeteye gelip,
Fotoğrafların başka birine ait olduğunu fark etmedi...
Kimse ama!..

söz der ki
“-Büyüklük; başarılı olan kişiyi kıskanacağı yerde, alkışlayandır...”
(...Al da at dercesine ettiği müthiş S.Ö.Z.’leri)

tuzaktan kumanda
(...KANAL D - Beyaz Show)

DEMET AKALIN: Sence en çok dikkat edilecek şey ne?
BEYAZIT ÖZTÜRK: “Seni seviyorum” lafı, ilişkide her lafı açan bir kilittir...
***
OKAN BAYÜLGEN: Yani İstanbul’da kayboldunuz?...
BEYAZIT ÖZTÜRK: Yok kaybolmadık ama, nerede olduğumuzu bilmiyorduk...

bir film diyaloğu
“-Büyük bir ismin var, seni öldürmeden önce ismini öldürmek gerekecek...”
(...Blade Runner filminden)

İğnelik

> KLİNİK VAK’A

Politika en geniş,
Vizyonu gerektirir...
Dar kafalı yapmaz iş,
Denizde taş sektirir!

İdeolojik kafa,
Bir tek ben bilirim der...
Kulak vermez etrafa,
Burnu dikine gider!

Kullanır kozlarını,
İş yapmaz ve yaptırmaz...
Bilgiçlik pozlarını,
Kimselere kaptırmaz!..

Sefa Koyuncu
> sefa.koyuncu@tg.com.tr

Söz Market



söz der ki
“-Hatayı başkalarında arayanlar, yerinde saymak için iyi bir bahane bulmuştur...”
(...Siniri tepesinden aşınca ettiği müthiş S.Ö.Z.’leri)

tuzaktan kumanda
(...STAR - Kazanmali)
MEHMET ALİ ERBİL: Televizyonunuzun sesini biraz kısar mısınız?...
TELEFONDAKİ ADAM: Ben komşudayım şimdi, inip kapatayım mı?...

bir film diyaloğu
-Ben ölsem ne yaparsın?...
“-Siyah takımımı ütülerim...”
(...The Last Kiss filminden)

hayata dair
Ölümlüler, uyanın...
Henüz hayattan kurtulmuş değilsiniz...
Zamanı gelince doymak bilmeden dinleneceksiniz...
Şimdilik size ölüm için izin verilmedi...
Yalnızca, zaman zaman, belirli bir süre için onun bir benzeri verildi...
Çünkü hayat sık sık ara verilmeden korunamaz...
Bu kısa ve geçici uykudan uzun süre yoksun kalınması,
Ölümcül rahatsızlık ve ebedi uyku nedenidir...
Hayat da öyledir...
Onu taşıyabilmek için zaman zaman onu sırtından indirmek;
Biraz soluklanmak ve âdeta bir parçacık ölüm tadında güç toplamak gerekir... (...Giacomo Leopardi)

kadınlar & erkekler
(... “Kadın... Erkek... Ve aşk” başlıklı Mor&Berisi yorumu)
-Başından büyük bir aşk geçmemiş her kadın için, bu bir eksikliktir;
-Başından büyük bir aşk geçmiş her erkek için ise, bu bir fazlalıktır.
...
-Erkeğin hayatında belki bir aşka yer vardır...
-Kadının ise aşkında belki bir hayata...
...
-Erkekler deli gibi âşık olurlar, zamanla akıllanırlar...
-Kadınlar ise akıllı gibi âşık olurlar, zamanla delirirler...
...
-Âşık olan kadının gözünde başka hiçbir şeyin değeri kalmaz...
-Âşık olan erkeğin gözünde ise her şey yeniden değerlenir.
...
-Çünkü âşık kadın ‘nasıl olsa bitecek’ sezgisi ile hareket eder...
-Âşık erkek ise ‘nasıl olsa sonsuza dek sürecek’ yanılgısıyla...
...
-Âşık kadınlar bu yüzden hep endişeli ve huzursuzdurlar;
-Âşık erkekler ise dingin ve aptallar gibi bön...
...
-Aşksız bir erkek kendini kölesiz bir efendi gibi hisseder,
-Aşksız bir kadın ise efendisiz bir köle...

bizimkiler
İSMAİL ABİ: Bir arkadaş kahve otomatının anahtarını kaybetmiş... Yüklü de para varmış anahtarda... Bulan getirmedi...
HALİL BABA: Sen de öyle bir şey söylüyorsun ki; pişmiş tavuk bile güler...
Bu espriye kahkahayı basan İsmail Abi’ye hemşehrisi Ramazan Abi ikinci vurgunu yapar:
“-Bak işte; pişmiş tavuk nasıl gülüyor gördün mü?...”

temel’in yeri
Temel karısını yaralamaktan mahkemeye çıkarılmış...
Hakim sormuş;
“-Neden karınızı 100 kere bıçakla yaraladınız?...”
“İstemeyerek oldu efendim” diye başını önüne eğmiş Temel;
“-Elektrikli ekmek bıçağının kapatma düğmesini bulamadım...”

itiraf reyonu...
(...isim: senem ...şehir: amasya yaş: bilinmiyor)

Bir yaz akşamı ailece balkonda oturuyoruz... Laf lafı açıyor, muhabbet iyi...
Derken kız kardeşim ortaya bir laf atıyor;
“-Ya dün akşam Reha Muhtar’ı seyrettiniz mi?... Adamın biri kafasının üzerinde tam yedi bardakla oynuyordu?...”
Saflığın zirvesi, muhteşem soru da benden geliyor;
“-Ne?... Yedi bardak mı?... Yan yana mı, üst üste mi?...”
İşte o akşamdan sonra “Akıllı kız” efsanesi sona eriyor... Bizimkiler bunu asla unutmuyor, bana da unutturmuyor...
Üstelik bütün akrabayı taallukata rezil ediliyorum...
Ben de kendimi iyice rezil edeyim de kurtulayım bu azaptan dedim...
Oh be!... Dünya varmış...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)

İğnelik

MİLLET ANLADI

Politika değersiz,
Kuruntudan çıkıyor...
Münâsebetsiz yersiz,
Tabuları yıkıyor!

Otuz sene kan aktı,
Ancak ağıt yaktınız...
Açılım bir ataktı,
Ona da yan baktınız!

Milletin firâseti,
Erdoğan’ı anladı...
Gerilim siyâseti,
Devrini tamamladı!..

Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr

Söz Market



hayata dair
-Kendine, bugün yapmakta olduğun şeyin seni yarın varmak istediğin yere yaklaştırıp yaklaştırmadığını sor...
...
-Başarılı bir evlilik yapmanın çiftçilik gibi olduğunu unutma: Her sabah yeniden başlamalısın...
...
-Her türlü mecburi yol değişikliğini yeni şeyler öğrenmek için bir fırsat diye düşün...
...
-Ailende çocuk doğduğunda o günkü gazeteyi sakla ve on sekizinci doğum gününde ona ver...
...
-Başkalarının ecza dolaplarını, gardıroplarını, ya da buzdolaplarını karıştırma...
...
-Senin için önemli olan bir insana kızdığında, ona neden kızdığını anlatan bir mektup yaz, ama postalama...
...
-Birkaç kilo verip içine sığabileceğini düşünerek asla bir giysi alma...
...
-Takımının kazanması için tezahüratta bulun, öteki takımın yenilmesi için değil...
...
-Her ay en az bir kere ter ve toz toprak içinde kalacağın bir iş yap...
...
-Değişiklik olsun diye, yatarken çocuğundan sana masal okumasını iste...
...
-İnsanları banka hesaplarının büyüklüğüyle değil, kalplerinin büyüklüğüyle ölç...
...
-Ailevi problemlerde, para problemlerinde, ya da saç kesimi konusunda akıl verme...
...
-Hak eden çalışanlarına, şirket için ne kadar önemli olduklarını her fırsatta söyle...
...
-İlk kez tanıştığın insanlara ne iş yaptıklarını sorma. Onlarla ahbaplığını etiketlerinden bağımsız başlat...
...
-Atak ve cesur ol... Bir gün geriye dönüp baktığında yaptıklarından çok, yapmadıkların için pişmanlık duyacaksın...
(...H.Jackson Brown)



bizimkiler
İNAN: Cüneyt Abi senin araban var mı?...
CÜNEYT ABİ: Var abi...
Diyalogdan sonra İnan birkaç telefon görüşmesi yapar ve Cüneyt Abi’ye döner;
İNAN: Hadi çıkalım...
CÜNEYT ABİ: Nereye abi?...
İNAN: Senin arabayla Beyazıt’a gidip geleceğiz...
CÜNEYT ABİ: Yav benim arabam var ama evin önünde... Karşıda...



söz der ki
“-Aşkın üç kuralı: Sevgi, saygı ve hoşgörü... Evliliğin üç kuralı; sabır, sabır, sabır...”
(...Güldürürken, düşündüren biraz müthişi aşan S.Ö.Z.’leri)



tuzaktan kumanda
(...ATV - Tatlı Sert)
MÜGE ANLI: Sesiniz yankı yapıyor. Rica etsem televizyonunuzun sesini kısar mısınız?...
TELEFONDAKİ KADIN: Ama babam da programı izlemek istiyor...
MÜGE ANLI: Hanımefendi babanız bir zahmet komşuda izlesin programı!...


temel’in yeri
Temel, sahilde iki saat boyunca durmadan aynı noktaya bakıyormuş...
Bunu gören plaj görevlisi yaklaşarak ne olduğunu sormuş...
“Mükemmel” diye söylenmiş Temel gözlerini ayırmadan;
“-Arkadaşım Dursun ilk defa dün yüzme öğrenmeye başladı... Maşallah bugün iki saat dalabiliyor...”



itiraf reyonu...
(...isim: masum hattatoğlu ...şehir: nazilli ...yaş: otuz üç)
Hasan Erdem abimiz 5-6 yıl öncesine kadar çok olmasa da üç günde bir paket kaliteli sigara içenlerdendir...
Çarşıda işlerini gördükten sonra her gün soluklanmak için mağazaya gelir, ben de çantasından çaktırmadan iki dal sigara alır, birini ona verir birini ben yakarım...
Garibim bu jestime karşılık olarak da her seferinde, “Çaylar benden olsun” der...
Hem çay hem sigara Hasan abimizden olur...
Olayı kavrayana kadar 3-4 yıl geçer ve sonunda gerçeği öğrenir...
Ve kahreder “Len” der “Yıllardır hem çay hem sigara benden... Bunu telafi etmem lazım... Senin yüzünden sigarayı bırakıyorum” der ve bırakır... Bırakış o bırakış...
Bazen rüyalarına girse de artık o günler çok geride kalmıştır...
Şimdi de beni her gördüğünde hem dua, hem teşekkür ediyor...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)



İğnelik
TEKLİFİN NE?
Belirteyim ki hemen,
Trajedi gördüğüm...
Engellemeye rağmen,
Çözülecek kördüğüm!

İşkence ediyorsun,
Açılım olmaz dedin...
Terör sürsün diyorsun,
Sen kafayı mı yedin!

Eski tas eski hamam,
Kavgaya devam yani...
Barışta yoksun tamam,
Çözüm teklifin hani!..

> Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr

Söz Market




Dombili Murat’ın maceraları -7-
Mahalleden tanıdığı, fakat samimi olmadığı Ali ile aynı yerde on altı ay askerlik yaparlar...
Ve bu 16 ay onların çok kaynaşmasına ve can-ciğer olmasına vesile olur...
Çok abartalı yaşarlarmış...
Tezkereden sonra bir gün Murat yoldan geçen bir kamyonda Ali’yi görmüş... Kamyonu Ali kullanıyor, hemen durduruyor ve sorgusuz sualsiz biniyor...
Hoş beşten sonra Murat başlıyor laubaliliğe... Her türlü şakayı, eziyeti yapıyor...
Fakat Ali sabırlıdır, sesini hiç çıkarmıyor...
Derken dükkana varıyorlar, beraberce inip yazıhaneye geçiyorlar...
Ve Murat şok oluyor... Çünkü Ali yazıhanede oturuyor...
Ali zannettiği, Ali’nin abisi Ahmet, söylenmeye başlıyor;
“Yahu al şu manyağı... Kim ise elimden bir kaza çıkacak... Anladım beni sen zannetti sesimi çıkartmadım... Ama yeter artık...”

(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)



Vize
AB ülkeleri yıllardır üstelik mahkeme kararlarına rağmen vize uygulamaya devam ediyorlar. Etsinler bakalım.
Dünya, AB Birliği’nden ibaret değil ya.

Suriye vizeyi kaldırdı.
Arnavutluk vizeyi kaldırıyor.
Sudan da vizeyi kaldırıyor.
Bakalım sırada kim var?
(...Mustafa Koç-Okur/Yazar)



tuzaktan kumanda
(...STAR - Bak Şu Duvara)

YARIŞMACI: Rahmetli Nejat Uygur’u da burada sevgiyle anıyoruz...
BEHZAT UYGUR: Yok ölmedi daha babam... Demek ki ömrü uzadı...


bir film diyaloğu
“-Bir gün geçmiyor ki; günahlarımın beni tekrar bulmaması için dua etmeyeyim...”
(...The Patriot filminden)


bizimkiler
Hep Ercan’ın yaptığı “İğrenç Espriler”den bir tane de Serdar yapıyor;
-Işık seni aradı...
“-Hangi ışık?...”
-Florasan...
“-Hasan olacak olum Hasan...”


söz der ki
“-Sadece aşk deneyimlerinin tekrarı acemileştirir...”
(...Artık dillere slogan olmuş müthiş S.Ö.Z.’leri)



temel’in yeri
İngiltere’ye giden Temel’le Dursun bir araç kiralamış...
Temel sola, Dursun da sağa oturduktan sonra yola koyulmuşlar...
Yolda birkaç çarpmadan sonra Temel uyarmış;
“-Dursun biraz dikkat et, arabayı parçalayacaksın...”
Temel, “Uy anam” demiş telaşla;
“-La arabayı sen kullanmıyor musun?...”


hayata dair
İdeal insan iyilik yapmaktan keyif alır...
Kendisine iyilik yapılırsa mahcubiyet duyar...
Çünkü iyilik yapmak üstünlük işareti, bir iyiliğe muhtaç duruma düşmek zaaf işaretidir...
Karşılaşacağımız nankörlükten dolayı üzülmemek için hazırlıklı olun...
Karşılık beklemeden iyilik yapın...
Mutluluk minnet beklemekte değil, minnet gösterilmesinden rahatsızlık duyulacak olgunluğa erişmektir...
Gerçek korkunç bir şey...
Elbette, gerçeği bilmek ve söylemek isteği var olduğu sürece, bilmeye ve söylemeye çalışır insan...
Ahlâk anlayışımdan kalan tek şey bu...
Yapacağım tek şey de bu, ama sizin sanatınızla değil...
Sanat, yalandır, bense güzel yalanı sevemiyorum artık...
(...Tolstoy)



İğnelik
KAMERA İSTERİM
Çıkacağım da cama,
Candan seyreden olsa...
Oynayacağım ama,
Yenim dar paçam kısa!

Açılımı gel seyret,
Haydi ramba da rumba...
Evet hayır mı evet,
Emme basma tulumba!

Yaldızlı dâvet yetmez,
Cazlı olsun gösterim...
Mektûbun ikna etmez,
Kamera da isterim!..

> Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr



Söz Market




söz der ki
“-Mutluluğu bulmak için âşık oluruz, mutluluğu paylaşmak için severiz...”
(...Vasat ama müthiş S.Ö.Z.’leri)

tuzaktan kumanda
(...KANALTÜRK - Telegol)
Ahmet Çakar; bu kez Maradona’ya inciler diziyor;
Maradona tam bir spor şerefsizidir... Kokain kullanan bir spor şerefsizi...
FIFA’nın derhal buna çok ciddi cezalar vermesi lazım...
FIFA’nın Botox’lu yanaklarından tutup; “Bi dakka beyler ya; bu ne hale gelmiş, yanaklara botox yaptırmış, kaşları alınmış” diye sorması lazım...

bir film diyaloğu
-Neden hatalarına başarılarından daha fazla önem veriyorsun?...
“-Başarılar sadece birisi onu berbat edene kadar sürer... Hatalar sonsuza kadar kalır...” (...House M.D. dizisinden)

bizimkiler
Mevsimden dolayı hepimiz hastayız...
Ama Fatih Selek bizden biraz daha beter...
Nasıl üşütmüşse, sesi haddinden fazla kısık, neredeyse dedikleri anlaşılmıyor...
Bu yüzden birkaç gündür iletişimini elindeki kâğıt kalemle sağlıyor...
Talip’e sayfaları sormak için yine kağıda yazıp uzatıyor;
“-Senin sayfayı yolladın mı?...”
Talip; kâğıt kalemi alıp, cevap yazarken Fatih’in o hasta bedeni bile gülüyor...
Ve son notu düşüyor;
“-Sen konuşarak anlatabilirsin...”

bayrak krizi...
Yazılanlara bakılırsa Türkiye-Ermenistan arasındaki milli maçta stada Azerbaycan bayraklarının sokulmamasına tepki olarak Azerbaycan da Bakü’deki Türk şehitliğindeki Türk bayraklarını kaldırmış.
Türkiye’de stada Azerbaycan bayrağını sokmamıza FIFA izin vermemişti.
Peki, şimdi soralım.
Azerbaycan’da şehitlikteki Türk bayraklarının kaldırılmasını kim istedi?
(...Mustafa Koç-Okur/Yazar)

kadınlar & erkekler
(...Arkadaşımız Hasan Birpınar’dan “Türk Hanımı” açılımı)
-Bir adam bir bayanın karşısına geçer der ki ;
“-Ey dilberi rana!... Ey tesadüf-ü müstesna!... O mahrem suratınızı görünce size lahza-i kalpten sarsıldım...
Niyetim acizane-i taciz etmek değildir... Bilakis efkar-i umumiyede ufak bir aile bacası tüttürmektir...
Sözlerim sizi temin ve tatmin edecekse şayet, zevc-i izdivacınıza talibim!...”
...
-Bayan da der ki ;
“-O mahrem suratınıza bir sille-i osmaniye nakşedersem sekte-i kalpten terk-i hayat edersiniz...”

temel’in yeri
Avukat Temel, idama mahkûm olmuş müvekkilinin infaz öncesi yerleştirildiği hücreye gitmiş ve “Sana bir iyi, bir de kötü haberim var” demiş..
“Tamam” diye cevap vermiş mahkûm, “Kötü haber nedir..”
“-Vali infaz emrini bekletmedi.... Bu akşam 7’de
elektrikli sandalyeye
gidiyorsun...”
-Aman Allah’ım, bu bir felaket... Peki, bunun üzerine ‘iyi bir haber’ ne olabilir ki?..
“-Yetkililerle görüştüm, sana verilecek voltajı biraz düşürttüm...”

hayata dair
Başkalarına inancımız; kendimizde neye inanmak istediğimizi açığa vurur...
...
Dostun biri sana kötülük ederse, şöyle de:
“Bana ettiğini bağışlıyorum; ama kendine ettiğini, sana nasıl bağışlarım?...”
...
Köle misin; öyleyse dost olamazsın...
Zorba mısın; öyleyse dostun olmaz...
...
Kendinizi kötü sevmeniz, yalnızlığı size zindan eder...
...
Büyük borçlar insanları değer bilmeye değil, kin beslemeye yöneltir...
...
Şöyle buyurur erdem:
“İlle de uşak olman gerekiyorsa, senden en çok yararlanacak kişiyi bul...”
...
Küçük bir iyilik, unutulmazsa, kemiren bir kurt olur çıkar...
...
Kimine göre yalnızlık, hasta insanın kaçışıdır...
Kimine göre de, hasta insanlardan kaçıştır...
...
İnsanlar arasında yaşamak güçtür... Neden mi;
Susmak çok güçtür de ondan...
(...Nietzsche)

İğnelik

AMPUL VAR

Eşkıya hayâlleri,
Açılımla yüz yüze...
Aldılar sinyalleri,
Dağdan indiler düze!

Sonunda uyandılar,
Muhâlefet karşı ya...
Mâdem akıllandılar,
Hoş geldiler çarşıya!

Terör barışı seçti,
Boşaltılıyor dağlar...
Kandil zamânı geçti,
Şimdi artık ampul var!

Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr

Söz Market




(...Fatih’in kendisi anlatıyor)
Geçen haber toplantısında bir sıkıştım bir sıkıştım...
Koştum hemen tuvalete, tam oooh deyip çıkacağım, yan kabinden bir kadın sesi geldi...
Tuvaletini yaptırdığı küçük kızıyla konuşuyordu... Meğer kadınlar tuvaletine girmişim. Korkudan çıkamadım, gitmelerini bekledim... Uzun bir süre gitmediler, ben de içeride hapis kalıp soğuk terler döktüm...
Tuvalette kimse kalmayıp çıktığımda haber toplantısı da sona ermişti..

itiraf reyonu
(...isim: skd ...şehir: istanbul ...yaş: bilinmiyor)

Hocamız bütünleme sınavları için bana kıyak yapıp, soruların cevaplarını verecekmiş...
Diğerleri fark etmesin diye cevapları uzatırken, “Şunları da giderken çöpe at” demiş...
Ben de tek sayfasına bakmadan hepsini çöpe atıp yoluma devam etmişim...
Okul hayatı galiba benim bünyeme göre değil...
> (omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)

temel’in yeri
Temel’e sormuşlar,
“-Evli kadın ile dul kadın arasında ne fark vardır” diye...
“-Dul kadın kocasının nerede olduğunu biliyor, evli kadın bilmiyor” demiş...
“Peki evlilik ne demektir” diye sormuşlar;
“-Gündüzleri çifte hırlama, geceleri çifte horlama” demiş...
“Hımm” demişler,
“-Peki sen niye evlenmiyorsun?... Biz senin yerinde olsak o kızla gözü kapalı evlenirdik” demişler;
“Neden” diye sormuş,
“-O kadar mı çirkin?...”

hayata dair
Hayatın akışı değişip de bizi güçsüz bırakırsa;
O zaman gerçek gücümüz ortaya çıkar...
Sevgi bize “Neden ben” diyerek zaman kaybetmemeyi;
Onun yerine, “Şimdi ne yapmalı” demeyi öğretir...
Birinci soru gereksiz ve anlamsız bir çatışmaya götürür;
Ama ikincisi kendine acımanın ve anlamsız suçlamanın yükünü taşımayan bir eylemi akla getirir...
Eğer sevgi varsa, güçlükler bozulan ilişkilerin nedeni değildir...
Aslında bu durum bizim değişip ayakta kalmamızı sağlar...
(...Leo Buscaglia)

bizim ora
Azerbaycan Devlet Televiziyası’nda araba ödüllü yarışmadan sorular;
SORU: Ailada sonuncu uşağa ne denir?...
a. Daha bastir... b. Sonuncu beşik... c. Sonuncu uşak...
...
SORU: Mike Tyson neyi dişlemiştir?...
a. Burnu... b. Hakemin barmağını... C. Kulağı...

söz der ki
“-Kendini diğer insanlardan üstün tutan kişilikten medet umarsan; hem zamanını kaybedersin, hem amacını...”
(...Turan Özçelik’in müthiş olsun diye ettiği S.Ö.Z.’leri)

tuzaktan kumanda
(...FOX TV - Fox Futbol)

SERKAN KORKMAZ: Hakem bu pozisyonu görmemiş olabilir mi?...
ERSUN YANAL: Hakemin bunu görmemesi imkânsız... Fakat bu imkânsız şeyler futbolun doğasında var... Ve gerçekten de hakem onu görmedi...
...

(...KANAL 1 - Telegol)

SERHAT ULUEREN: Rijkaard’ı nasıl buluyorsunuz, başarılı mı sizce?...
AHMET ÇAKAR: Ben Rijkaard efendiye sadece şunu söyleyeceğim; sen Galatasaray’ın teknik direktörüsün, böyle giyinemezsin... O kazak ne öyle?...


İğnelik

> AŞI-ŞAŞI

Domuz gribe karşı,
Yapılacak aşı var...
Aşıya hayır marşı,
Besteleyen şaşı var!

Muhâlefet evet de,
Aşıya da mı yani...
Âcil muhâlefet de,
Aşılanmalı hani!

Salgın sel el eledir,
Dinlemez kuru yaşı...
Hayatî meseledir,
Aşıya bakma şaşı!..

Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr


Söz Market



kadınlar & erkekler
(...Bu da kadın olmanın yeni avantajları... Dürdane’den)

-Çalışmak mı, yoksa evde oturup gündüz programlarını seyretmek mi?... Paşa gönlünüze kalmıştır...
-Saçlarınız renkten renge, şekilden şekle girebilir ve hayatınız tekdüze gitmez...
-”Kadınlar ağlamaz” diye bir laf eden olmamıştır, bu yüzden gözyaşlarınızı içinize akıtmanız gerekmez...
-Dul maaşı alan bir erkek henüz hiçbir banka kuyruğunda görülmemiştir...
-Tekstil ve kozmetik sanayii; her türlü ürünleriyle sizin için seferber olmuş durumdadır...
-Kendinizi bir yere götürürken, ekstradan bir de göbek taşımanız gerekmez...
-Yaşınız kaç olursa olsun, eşinizden küçüksünüzdür...



söz der ki
“-Hayat bisiklet gibidir... Binmeyi bilirsen seni taşır, bilmezsen sen onu taşırsın...”
(...”Bu da kayıtlara geçsin” dediği müthiş S.Ö.Z.’leri)



tuzaktan kumanda
(...FOX TV-Su Gibi)
EVLENECEK KADIN: Nasıl, centilmen bir bey misiniz, yoksa biraz maçoluk var mı?...
EVLENECEK ADAM: Yok ben lise mezunuyum...
***
(...FLASH - İzdivaç)
EVLENECEK ADAM: Siz beyaz mısınız, ben kendi tenimde biriyle evlenmek istiyorum...
YASEMİN BOZKURT: Evet, görüyorsunuz kimse kaşının üstünde gözü var demiyor...



temel’in yeri
Temel oturduğu dalın dibine testereyi dayamış, kesmeye çalışıyormuş...
Olayı gören Dursun aşağıdan bağırmış, “Yapma Temel... Düşeceksin...”
Temel aldırmayıp devam etmiş...
Sonuç belli; dal kopmuş, Temel düşmüş...
Sonra belini tutarak doğrulmuş ve Dursun’a bağırmış;
“-Şom ağızlı... Ağzını açtın mı, bak neler oluyor...”


bizimkiler
GARSON: Ne alırdınız efendim?...
TALİP: Ben kahve istiyorum bir tane...
GARSON: Neskafe mi?...
TALİP: Hayır, orta şeker, Türkçe kahve...


itiraf reyonu

(...isim: çoook şeker ...şehir: kayseri ... yaş: yirmi)
Kuzenim N.K’nın ilkokuldayken hazırladığı “Temizlik” konulu kompozisyonundan alıntıdır:
“-Banyo yapmalıyız... Yoksa kokarak ölürüz....”

(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)


hayata dair
Güç istedim...
Ve Allah beni güçlü yapmak için karşıma zorluklar çıkardı...
...
Bilgelik istedim...
Ve Allah bana çözmek için problemler verdi...
...
Zenginlik istedim...
Ve Allah çalışmak için bana beyin ve güçlü kaslar verdi...
...
Cesaret istedim...
Ve Allah üstesinden gelmem için bana tehlike verdi...
...
Sevgi istedim...
Ve Allah yardım etmem için bana problemli insanlar verdi...
...
İyilik istedim...
Ve Allah bana fırsatlar verdi...
...
İstediğim hiçbir şeyi elde etmedim..
İhtiyacım olan her şeyi elde ettim...



bir film diyaloğu
“-Niçin kalbimi kırıyorsun Joy?...”
-Dokunmuyorum bile ona...
“-İşte ondan kırılıyor...” (...Olağan Mucizeler oyunundan)



İğnelik
TAVAN YAPIYOR
Palavracı haşarı,
Rekortmendir vartada...
Baş döndüren başarı,
Tekmiliyle ortada!

Gürler damlayıp akmaz,
Varsa yoksa hep dırdır...
Mangalda kül bırakmaz,
İşi koca sıfırdır!

Destekle iktidârı,
Konuşma yavan yavan...
Ülkenin itibârı,
Tavan yapıyor tavan!..

> Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr


Söz Market




söz der ki
“-Aşk, sonunda karşınıza ne çıkaracağı belli olmayan bir yoldur... Ama sabırla ilerlerseniz karşınıza kötü bir şey çıkmayacağı kesindir...”
(...Faruk Sarıkurt’un biraz müdahale edilmiş ama müthiş S.Ö.Z.’leri)

tuzaktan kumanda
(...SHOW TV-Devler Ligi)

ACUN ILICALI: Pozisyona çok itiraz ettin ama penaltı değilmiş?...
TANJU ÇOLAK: İki kişinin arasında kalınca mutlaka bir şey yapmışlardır sandım... Ama yokmuş bir şey...

bizimkiler
Cüneyt Abi’nin günü kurtarmamıza vesile olan bombası;
Servisi kaçırmış ve binanın önünden E-5’e kadar inecek araba arıyor...
O sırada bir belediye otobüsü geçiyor Cüneyt Abi işaretle durduruyor...
Binince, “Aşağıya kadar geleceğim” diye derdini anlatıp, bir de hediye olarak gazete uzatıyor...
Adam “Solcuyum ben” deyince Cüneyt Abi şaşırıyor,
“-Yav bu gazeteyi herkes okur... Sağcı-solcu olman önemli değil” diyor...
Adamın gülmesi bitince açıklama yapıyor...
“-Yahu soncuyum diyorum soncu... Son otobüsüm yani...”

temel’in yeri
TEMEL: Ne oldu bana böyle?...
DOKTOR: Çok feci bir trafik kazası geçirdin...
TEMEL: Peki yaşayacak mıyım?...
DOKTOR:Yaşaman için her iki bacağını da kesmek zorundayız...
TEMEL: Böyle bir şey yaparsanız bir daha buraya adımımı atmam...

avunmak
Fatih Terim açıklama yapmış.
Demiş ki, “Dışarı gidiyorum”...
Oldu olacak gitmişken Güney Afrika’ya gitsin...
Hem kendisi Güney Afrika biletini bedavaya getirir...
Hem de biz Milli Takım olmasa da, bizi Güney Afrika’da temsil eden biri var diyerek kendimizi avuturuz...
Tıpkı “Milenyum Başarı”larıyla avunulduğu gibi.

(...Mustafa Koç-Okur/Yazar)

gündemin kırıntıları
-Fatih Terim yazıyor;
Karizmasını satan bilge...
...
-Emre Belözoğlu’nu da al, git burdan...
...
-Acun’un yeni projesi;
Fatih Terim ve Devler...
...
-Görevine son verin, futbola can verin...

bir film diyaloğu
“-Aslında aptal görünmeyi istemiyorsan âşık olmayı da hak etmiyorsun demektir...”
(...A Lot Like Love filminden)

hayata dair
Yapmak istedigin şeylere başlama zamanın geldi...
Kendin için koyduğun hedefler ne olursa olsun, onlara ulaşmak için adım atmakta çok geç kalmadın...
Şu an, harekete geçmenin tam zamanı... Öyleyse ileri doğru ilk adımı at...
En kıymetli isteklerine doğru yol alırken kendine güçlü bir ivme kazandırmaya başla...
Yarına bıraktığın işler, hiçbir değeri olmayan bahaneleri de beraberinde getirir...
Kendin için büyük sonuçlar üret... Şimdi, o sonuçlara ulaşmak için işe başla...
Peki ya işini yarına bırakırsan... İşte o zaman oturup kendi kendine şöyle söylemeye devam edersin:
“-Dünya nasıl da beni ıskalayarak geçip gidiyor?...”
Gerçekten hangisini istersin?...
Bugünü; hayatla, aksiyonla, sorumlulukla, eğlenceyle, aşkla, sevgiyle ve tecrübeyle doldur...
Bugün senin için çok önemli, dolu dolu bir gün... Öyleyse her anını değerlendir... (...R.Marston)

İğnelik

EMEKLİ AÇILIMI

SSK BAĞ-KUR Sandık,
Emekli eden kurum...
Diye diye usandık,
Maaşlarda uçurum!

Memura ballı kaymak,
İşçiye ham çökelek...
Mümkün mü eşit saymak,
Bu adâlet dümbelek!

Alkış sana Başbakan,
Vur neşteri inlesin...
Her işe karşı çıkan,
Muhâlefet dinlesin!..

Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr

Söz Market



söz der ki
“-Geçmişten ders almayanın, gelecekteki derdi bellidir...”
(...Ağız avuçlatan, göz büyüten, “Uff” dedirten müthiş S.Ö.Z.’leri)

Call Center’da Kahve Molası...
Emine Yetkiner’in duyurmakta biraz geç kaldığımız; “Müşteri Hizmetleri” diyaloglarının yer aldığı kitabının ismi...
Çoğunlukla şikayet mektuplarıyla, çok nadir teşekkür mektuplarıyla anılan “Call Center”lara içeriden bakmak isteyenler için keyifli bir mola...
“Meslek hayatımız boyunca başımızdan geçen komik, trajik konuşmaları kaleme alsak roman olur” deyip kitap yaptığı sayısız komik müşteri diyaloglarından birkaç örnek çıkardım...
Gerisi “Fastbook”tan çıkan Call Center’da;
...
“-İyi günler, ben Sibel... Nasıl yardımcı olabilirim?...”
-Ben de Yusuf Sibel Hanım... Kart şifresi alacaktım...
“-Tabii Nüfus Bey... Yusuf cüzdanınızın seri numarasını alabilir miyim?...”
...
-İyi günler Vahdettin Bey... Tabii işleminizi hemen gerçekleştiriyorum Vahdet Bey... Havaleyi onaylıyor musunuz Vahdet?...
“-Birazdan bana Vah diyeceksiniz sanırım... İsmim gittikçe ufalıyor...”
...
“-Kızım İzmir’e 9 TL’lik biletlerden istiyorum...”
-Maalesef İzmir’e bütün kampanya biletlerimiz satıldı efendim...
“-Adana olsun o zaman... Ver de nereye varsa ver, şu kadını ölmeden bir uçağa bindireyim...”
...
-Anne kızlık soy isminiz nedir?...
“-Bilmiyorum...”
-(Pratiğiz ya) Dayınızın soy ismi ne?...
“-Ya bir kart vereceksiniz, taa dayımı karıştırıyorsunuz... İstemem kart mart...”
...
-Merhaba ben Sencer, nasıl yardımcı olabilirim?...
“-Bende bir problem var, yönlendirmeyle ilgili...”
-İlk önce telefonunuzun “menü” tuşuna, sonra da “5” tuşuna basın... Ekranda ne var şimdi?...
“-ATV...”
...
“-Benim telefonum kemerde çekmiyor...”
-Kayıtlara bakalım hemen, Fethiye’deki hatlarda bir problem gözükmüyor şu anda...
“-Ne Fethiye’si kardeşim, telefonu pantolonun kemerine takınca çekmiyor...”
...
-Şu an bankanızın ATM’sinden maaşımı çekemiyorum...
“-Üzgünüz efendim, geçici bir hatadan ötürü şu an tüm sistemimiz off’tadır...”
(Bir saat kadar sonra)
“-Ben şu an Of’tayım, hâlâ paramı çekemiyorum...”
...
-İyi günler ben Ece, nasıl yardımcı olabilirim?...
“-Ece Hanım, bilgisayarı açtım, ilk disketi sürdüm, ikinciyi sürerken çok zorlandım... Üçüncüsü hayatta girmiyor...

temel’in yeri
Temel perişan bir halde doktorun muayenehanesine girmiş;
“Komşunun köpeği beni mahvediyor doktor” demiş,
“Sabaha kadar havlıyor, bırakın uyumayı gözümü bile kırpamıyorum...”
Doktor, çekmecesine uzanmış, numune ilaçlardan birinin kutusunu Temel’e uzatmış,
“Şu uyku hapını bir deneyin” demiş, “Çözüm bu... Sorununuz ortadan kalkacak”...
Ertesi gün Temel daha bitkin, daha perişan gelmiş muayenehaneye,
“Doktor hay senin çözümüne...” demiş;
“-O it oğlu it ilacı katiyen içmiyor, üstelik elimi de ısırdı...”

bizimkiler
Tercihli yoldan halı saha maçına yetişmeye çalışıyoruz, polis çeviriyor... Uyanık gazeteciyiz ya; rica ediyoruz;
“-Abicim gazeteciyiz... Acil bir toplantıya yetişmemiz gerekiyor...”
Arabaya doğru bağırıp bize yardımcı oluyor;
“-Saabiiit... Arkadaşların acelesi varmış, cezalarını çabuk kes...”

kadınlar & erkekler
(...Erkek olmanın yeni yararları Mehmet Y. Altay’dan)
-Araba tamircileri size hep doğruyu söyler...
-Kendi kavanozlarınızı kendiniz açabilirsiniz...
-Yüzünüzdeki her nokta orijinal rengindedir...
-Telefon görüşmeleriniz otuz saniyede biter...
-Bir haftalık seyahate küçük bir bavulla çıkabilirsiniz..
-Tanklar, uçaklar hakkında bilgiye sahipsinizdir..
-Yüzünüzdeki buruşukluklar, şakaklardaki aklar sizi karizmatik yapar...
-Yeni aldığınız ayakkabı vurmaz, sıkmaz, acıtmaz..
-Birisi sizi davet etmeyi unutsa da onunla hâlâ arkadaş kalabilirsiniz...

İğnelik

IRAK-YAKIN

Irak bizim özümüz,
Irak biziz azizim...
Gören gönül gözümüz,
Ciğerpâremiz bizim!

Irak maddî ma’nevî,
Irak zannetme sakın...
Irak değil cânevi,
Irak candan da yakın!

Dostluk bize yakışan,
Destânlaşan bir meşher...
Irak’la el sıkışan,
Gönüllere tebrikler!..

Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr

Söz Market



söz der ki
“-Almaya gücün yeten hiçbir şey sana zevk vermeyecektir...”
(...Senetlere imza atarken ettiği müthiş S.Ö.Z.’leri)

tuzaktan kumanda
(...KANAL 1 - Bu Gece)
SABA TÜMER: Kendinize nasıl bakıyorsunuz?...
PASCAL NOUMA: Cildim hâlâ genç, çünkü buzdolabında uyuyorum...
***
(...SHOW TV - Pazar Sürprizi)
MUHABİR: Çiçek tutkunuzu biliyoruz ama bunlar çok fazla...
SAFİYE SOYMAN: Bunlar sadece dörtte biri, diğer yarısı da İstanbul’da...
***
(...FOX - Bizden Kaçmaz)
MUHABİR: Böcek fobiniz olduğunu biliyoruz... Neden korkuyorsunuz?...
YELİZ YEŞİLMEN: Böcek boynuzu beni ürkütüyor...

hayata dair
Birbirinizi sevin, ama sevginin üstüne bağlayıcı anlaşmalar koymayın...
Bırakın yüreklerinizin sahilleri arasında gel-git ile çalkalanan bir deniz olsun sevgi...
...
Birbirinizin bardağını onunla doldurun ama aynı bardağa eğilip içmeyin...
Ekmeğinizi bölüşün ama aynı lokmayı dişlemeye kalkmayın...
...
Şarkı söyleyin, eğlenin ama ikinizin de birer yalnız olduğunu unutmayın...
Çünkü çalgıdan çıkan müzik aynı, ama nağmeleri çıkaran teller ayrıdır...
...
Yüreklerinizi birbirine bağlayın ama biri ötekinin saklayıcısı olmasın...
Çünkü ancak hayatın elidir yüreklerinizi saklayacak olan...
...
Hep yan yana olun ama birbirinize fazla sokulmayın...
Çünkü yapıları taşıyan sütunlar da birbirinden ayrıdır...
...
Unutmayın... Bir selvi ile bir meşe birbirinin gölgesinde yetişmez...
(...H.Cibran)

temel’in yeri
Hastası; Doktor Temel’e teşekkür ediyormuş;
“-Eline sağlık doktor bey, ameliyattan sonra tam iki kilo aldım...”
Temel hemşireye doğru bağırmış;
“-Arama kızım arama... Kaybolan malzemelerin yerini buldum...”

günün kırıntıları
Fatih Terim‘in vizyonunu,
Şenol Güneş‘in bilgisini,
Ertuğrul Sağlam’ın efendiliğini almış;
Milli Takım teknik direktörü aranıyor...

bir film diyaloğu
-Ne düşünüyorsun?...
“-Eğer bilmeni isteseydim, şu anda düşünmek yerine konuşuyor olurdum...”
(...Al Bundy filminden)

bizimkiler
Uzun zaman sonra karşıya geçmekte olan Derya Abi’nin OGS’si olmadığını Boğaz Köprüsü üstünde fark etmesi haftanın bombasıydı...
Mehmet Abi’yi arayıp, “Oğlum ne yapacağım şimdi” diye yardım alması, olayı su yüzüne çıkardı...
Mehmet Abi’nin, “Arkadaki arabadan rica et” sözünü yanlış anladı ve gişeleri geçtikten sonra duran arabalardan “Geçiş Kartı” rica etti...
Neticede seyahat 80 liraya falan maloldu...

kadınlar & erkekler
ÇOCUK: Anneee... Neden arabayı uçuruma doğru itiyoruz?...
ANNESİ: Şşşşttt... Sus babanı uyandıracaksın...

İğnelik

MAÇ KAÇ KAÇ?

Ermenistan Türkiye,
Maçları berâbere...
Sorma skor kaç diye,
Sen bak asıl habere!

Müsâbaka ödüldü,
Eritmişti buzları...
Sarkisyan ile Gül’dü,
Bu maçın yıldızları!

Birliktelik imkânı,
Oldu birer deplasman...
İki cumhurbaşkanı,
Yaptı barışa lansman!..

Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr

Söz Market



kadınlar & erkekler
(...Erkeklerin demek istedikleri... Merve Gülşen’den)
“-Gelirken bir şey almamı istiyor musun?...”
(...Geç kaldım biliyorum, nasıl telafi edebilirim)
...
“-Ütüye yardım edeyim mi?...”
(...Gömleklerim kaç gün daha ütü masasında duracak.)
...
“-Elbette seni seviyorum, o nasıl soru öyle?...”
(...Aşkın bittiğini anlamışsın, ama saygım sürüyor...”
...
“-Ara ver artık, sabahtan beri evi temizleyeceğim diye helak oldun...”
(...Şu elektrikli süpürgeyi artık sustursan iyi olacak, filmi mahvettin)
...
“-Endişelenme tatlım, alt tarafı küçük bir
çizik...”
(...Canım çok yanıyor ama bunu itiraf etmeyeceğim...”
...
“-Hafızam iyi değildir biliyorsun...”
(...Futbolla ilgili her şeyi biliyorum ama senin doğum gününü unuttum.)
...
“-Neden yüzün asık, yine ne yaptım?...”
(...Tahmin ettiğim şeyle ilgili ipucu mu yakaladın.)
...
“-Ooo... Muhteşem görünüyorsun...”
(...Bu denediğin son elbise olsun lütfen... Dayanamıyorum.)
...
“-Sakin ol nerede olduğumuzu biliyorum...”
(...Bu sefer gerçekten kaybolduk galiba)



söz der ki
“-İki şey aşkı bitirir... Biri kavuşmak, diğeri kavuşamamak...”
(...Kafaları iyice karıştırırken ettiği müthiş S.Ö.Z.’leri)



yeni cem uzan vaatleri
-Beyin göçünün önü açılacak...
-Zidane futbola döndürülecek...
-Mazot 1 Frank olacak...
-İkinci Eyfel ahşaptan yapılacak...



bizim ora
İmperator devrildi...
Artıg Türkiye futbolçuları 2010-cu ilde Cenubi Afrika Respublikasında keçirilecek dünya çempionatına vesiga gazanmag şansını itirdi.
Türkiye futbolçularının baş meşgçisi, “İmperator” legabli Fatih Terim istefaya getmek fikrinde olduğunu bildirir...
Türkiye’nin Futbol Federasiyası lengimeden Terim‘in yerine yeni baş meşgçi ahtarışına başlayır.
Onu da geyd edek ki, 2000-ci ilde “Galatasaray”la UEFA kubokunu gazandıgdan sonra Fatih Terim hec cür başarılı ola bilmir, çalışdığı bütün kollektivlerden mügavilesi başa çatmamış ayrılır... (Azerbaycan - Y.Müsavat Gazeti)


temel’in yeri
Kekeme Temel, bir kuşçu dükkanına girmiş...
Rengârenk papağanlara uzun uzun baktıktan sonra konuşmuş;
“-Lü... lü... lütfen... Bi... Bir... Pa.... Pa... Papağan... İs.. İs... İstiyorum...”
Dükkan sahibi Temel’i kolundan tuttuğu gibi kapıya doğru sürüklemeye başlamış;
“-Çok rica ederim bir an önce terk edin burayı... Yoksa mallarımın hepsini bozacaksınız...”



hayata dair
Hırs insanların ruhunu zehirledi, dünyayı bir nefret çemberine aldı...
Hepimizi kaz adımlarıyla sefaletin ve savaşların içine sürükledi...
Hızımızı artırdık, ama bunun esiri olduk...
Bolluk getiren makineleşme bizi yoksul kıldı...
Edindiğimiz bilgiler bizi çıkarcı yaptı, zekâmızı da katı ve acımasız...
Çok düşünüyoruz, ama az hissediyoruz...
Makineleşmeden çok insanlığa, zekâdan çok iyilik ve anlayışa ihtiyacımız var...
İnsancıl değerlerimizi koruyamazsak hayat korkunç olur, hep yitiririz...
Siz insanlar güçlüsünüz... Makineleri yapacak güç sizdedir...
Bu hayatı olağanüstü bir mutluluk serüvenine çevirecek olan yine sizlersiniz...
Öyleyse, insanlık ve demokrasi adına bu gücü kullanalım...
...Ve ayırımcılık olmayan yeni bir dünya kuralım... (...Şarlo)


bir film diyaloğu
“-Sadece hırsız olmadığımı söylediğimde yalan söyledim, ama şimdi bunu yapmıyorum artık...”
-Hırsızlığı mı?...
“-Yalan söylemeyi...”
(...Blade Runner filminden)



İğnelik
KUTLU ÇATI
Ermenistan sonunda,
Anladı hakîkatı...
Uyandılar oyunda,
Aldatıyordu Batı!

Büyük harpte bu millet,
Büyük kayba uğradı...
Hınçak Daşnak’tı illet,
Türk’ü kesti doğradı!

Soykırım hikâyesi,
Uydurması Batı’nın...
Çökmesiydi gâyesi,
Kutlu büyük çatının!..

> Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr

Söz Market



Erkek: “Kadınların ne istediğini ben biliyorum...”
Kadın: “O zaman neden beni rahat bırakmıyorsun?...”
...
Erkek: “Sen tam rüyalarımın kadınısın...”
Kadın: “İyi o zaman, sen uyumana devam et...”
...
Erkek: “Telefon numaranı alabilir miyim?”
Kadın: “Telefon rehberinde var...”
Erkek: “Peki ismin ne o zaman?...”
Kadın: “Numaranın önünde yazan benim ismimdir...”
...
Erkek: “Benim hayatım boyunca sen nerelerdeydin?...”
Kadın: “Tipine bakılırsa ben daha doğmamıştım...”
...
Erkek: “Dünyanın en güzel kadını olmak nasıl bir duygu?...”
Kadın: “Dünyanın en büyük yalakası olmak nasıl bir duygu?...”


bizimkiler
(...Bizimkiler’in muhteşem soruları)

Ömer Faruk Abi, “Var mısın, Yok musun”u ilk kez seyretmiş, soruyor;
“-Bu yarışmayı hiç anlayamadım... Kutudan 10 lira çıkıyor, adamlar seviniyor?...
...
Ercan Sivasspor’la anlaşan Muhsin Ertuğral için haber başlığı teklifinde bulunuyor;
“-Gitti Muhsin, geldi Muhsin olur mu?...
...
Cahit, Bilgehan’ı uyarıyor;
“-Dikkatli ol, toplantıda Yıldırım Demirören’i protesto edebilirler”...
“Ne yapacaklar” diye soruyor Bilgehan, “Piknik tüpü mü atacaklar?...”

temel’in yeri
Bölgeler arası folklor yarışması düzenlenmiş...
Finale Karadeniz horon ekibiyle, Ege zeybek ekibi kalmış...
Ve yarışmayı zeybek ekibi kazanmış...
Karadenizliler duruma içerlemiş ve aralarında yenilginin muhasebesini yaparken ekip başı Temel söylenmiş;
“-Çok acele ettik... Keşke biz de o kadar düşüne düşüne oynasaydık...”

hayata dair
Kulak verin sözlerime iyice,
Herkes öldürebilir sevdiğini
Kimi bir bakışıyla yapar bunu,
Kimi dalkavukça sözlerle...
Korkaklar öpücük ile öldürür,
Yürekliler kılıç darbeleriyle!
...
Kimi gençken öldürür sevdiğini,
Kimileri yaşlı iken öldürür...
Şehvetli ellerle öldürür kimi
Kimi altından ellerle öldürür...
Merhametli kişi bıçak kullanır
Çünkü bıçakla ölen çabuk soğur...
...
Kimi aşk kısadır, kimi uzundur,
Kimi satar kimi de satın alır...
Kimi gözyaşı döker öldürürken,
Kimi kılı kıpırdamadan öldürür;
Herkes öldürebilir sevdiğini
Ama herkes öldürdü diye ölmez... (...Oscar Wilde)

bizim ora
Bir gün cemaat Naim Hoca’ya gelmiş;
“-Hocam namazı hızlı kıldır da Erzurumspor maçına kavuşalım...”
Naim Hoca bu durumlarda anlayışlı davranır çok hızlı kıldırırmış...
“Tamam” demiş ve başlamışlar... Fakat bu sefer öyle bir uzatmış ki, cemaat namazdan sonra sormuş;
-Hocam ne oldi niye bele uzattın?...
“Ula uşah susun” demiş Naim Hoca soldaki müftüyü göstererek;
“-Radara yakalandıh...”


söz der ki
“-Bazen hayaller gerçekleşince, büyük hayal kırıklığı olur...”
(...Baş parmağını başına dayayarak ettiği müthiş S.Ö.Z.leri)


tuzaktan kumanda
(...SHOW TV - Devler Ligi)
ACUN ILICALI: Erman Hocam, Tanju’nun bir pozisyona itirazı vardı, siz süzebildiniz mi?...
ERMAN TOROĞLU: Bir kere pozisyon süzülmez, makarna süzülür...

bir film diyaloğu
“-Hayatımın en büyük pişmanlığı ne biliyor musun?... Âşık olduğum kadının gitmesine izin verdim...”
(...Manolya filminden)

İğnelik

> NOBEL OBAMA’YA

ABD’de mâcera,
Aramayan bir başkan...
İhtiyâçtı bu ara,
Dökülmesin diye kan!

Nükleerde barışçı,
Krizdeyse cesurdu...
Ne inatçı ne yarışçı,
Mâkul bir düzen kurdu!

Deseler ki siz seçin,
Mutâbık olmaz herkes...
Bence de Nobel için,
Obama doğru adres!..

Sefa Koyuncu

> sefa.koyuncu@tg.com.tr



Söz Market



Erzurum yol durumu...
(Trafik gurallarına uyah, uymiyanlari dögah)

-Erzurum Gez Mahallesi’nde lağım patlaması dolayisi ile yol 3 saat trafiğe gapali galacah...
...
-Cennet çeşmesinin ordaki yol 12 gün trafiğe gapali... Çünki Erzurum’da suların pis olduğu için halk Cennet Çeşmesi’nden destilerini dolduracah...
...
-Cumhuriyet Caddesi’nde bugün zabıtalar denetime çıhacah... Seyyar satıcıların caddeye tezgah açmamaları önemle duyurulur...
...
-Yenişehir üst yolda Hatice ile Hasan’ın düğünleri olduğu için davul çaldıracahlarmış... Bu yüzden yol 2 saat trafiğe kapalı galacah...
...
-Erzurum Hasangala yolundan geçerken dikkatli olun... Çünkü Galalılar gözlerinin önünü göremedikleri için yola çıkabilirler...
...
Bugün Gavak Mahallesi ile Dağ Mahallesi’nde yollar köpek boğuşi ve guş uçurtma şenlikleri dolayısı ile trafiğe gapali...
...
Erzurum Tortum yolundan dikkatli geçin... Yolda dört bacakli, uzan gulahlilar çıkabilir...
...
Ben Bilo ile yol durumu bitti... Yayında ve yapımda emeği geçen herkesin o babasına, o anasına rehmet...
Gendize möggem bahın...


bizimkiler
Fatih’in okul arkadaşı anlatıyor... Anatomi çalışması için insan kemiğine ihtiyaçları varmış...
Birlikte mezarlığa gitmişler... Bekçiden rica etmişler;
“-Biz öğrenciyiz, kemik lazım?...”
-Doktor mu olacaksınız?...
“-Evet, birkaç kemik görebilir miyiz?...”
-Yeni cenaze gelirse, eski mezardaki kemiklerden göstereyim...
“-Yeni cenaze ne zaman gelir?...”

temel’in yeri
Temel’le Dursun Trabzon’a gideceklermiş... Ama ceplerinde hiç para kalmamış...
Neyse Trabzon’a doğru yürümeye başlamışlar... Yolun kenarında giderken otobüs garajı görmüşler... Etrafa bakmışlar kimseler yok...
Temel, Dursun’a demiş ki;
“-Ula Dursun, Trabzon’a kadar yürümektense gel şuradan bir otobüs çalalım onunla gidelim...”
Dursun “Tamam” demiş... Temel içeri girmiş, Dursun ise dışarıda etrafı kontrol ediyormuş...
Aradan 10 dakika geçmiş Temel yok... Tam o sırada içeriden motor sesi gelmiş ve Temel otobüsle dışarı çıkmış...
Dursun hemen atlamış otobüse ve Temel’e sormuş;
-Neden bu kadar geç kaldın...
“-Ula Trabzon’a giden otobüsü en arkaya koymuşlar...”

hayata dair
-Bazen kişiliğini, eylemlerinin önüne koyman gerektiğini öğrendim...
...
-İki kişinin tamamen aynı olan bir şeye baktıklarında bile farklı şeyler görebildiklerini öğrendim...
...
-Hayatlarında her zaman dürüst bir şekilde daha ileriye gitmek isteyen kişilerin, sonuçları önemsemediklerini öğrendim...
...
-Seni doğru dürüst tanımayan kişilerin, hayatını birkaç saat içinde değiştirebileceklerini öğrendim...
...
-Verebileceğin bir şey kalmadığında bile bir arkadaşın ağladığında, ona yardım edebilecek gücü bulabileceğini öğrendim.
...
-Yazmanın, konuşmak kadar duygusal gayret gerektirdiğini öğrendim.
...
-En fazla önemsediğim kişilerin, benden hep uzaklaştırıldıklarını öğrendim.
...
-İnsanları üzmeden ve duyarlı olarak kendi fikirlerini söylemenin çok zor olduğunu öğrendim.
...
-Sevmeyi ve sevilmeyi öğrendim... Öğrendim...

(...O.B. Washington)

söz der ki
“-Bir kadın; bugün onunla yaptığınız kavgayı 10 gün önceden başlatmıştır...”
(...Plan ve program konusunda ettiği müthiş S.Ö.Z.leri)

tuzaktan kumanda
(...KANAL 1 - Telegol)
NİHAT ÖZTÜRK: Hukuk Kurulu takım ve oyuncu kayırıyor... Bazı olaylar örtbas edildi... Tahkim Kurulu ve PFDK paralel çalışıyor ve bu da bir suç...
AHMET ÇAKAR: Futbol Federasyonu musunuz, yoksa Dallas mısınız kardeşim?...


bir film diyaloğu
“-Ben sana âşık olacağım... Sen de beni sevmek zorunda değilsin... Ama ben sana kalbimi vereceğim...”
(...Untamed Heart filminden)

İğnelik

> DİASPORA PARASI

Kırgın Ermenistan’a,
Çıkarcı diaspora...
Barışçı Erivan’a,
Vermeyecekmiş para!

Diaspora belli ki,
Gerginlik tarafıdır...
Tavırları da belki,
Suçun itirâfıdır!

Soykırım iddiası,
Oldu artık madara!
Çıkar diasporası,
Düşünsün kara kara!..

Sefa Koyuncu
> sefa.koyuncu@tg.com.tr

Komedi