4 Haziran 2010 Cuma

Söz Market



söz der ki
“-Yazarın sadece ilhama değil, vicdana da ihtiyacı vardır...”
(...Sonunda adam gibi edebildiği müthiş S.Ö.Z.leri)

tuzaktan kumanda
(...ATV - Ah Be Güzelim)
SORU: Frikik ne demektir?...
YARIŞMACI ERKEK: Hani böyle giyim kuşamda faul olur ya, bir yerleri görünür hanımların...
**
(...FOX TV - Bizden Kaçmaz)
MUHABİR: Sizi uzun zamandır göremiyorduk?...
METİN ŞENTÜRK: Ben kimseyi çok uzun zamandır göremiyorum...

bir film diyaloğu
“-Kadınlar böyledir, tahmin edilemezler; tıpkı deniz gibi...”
(...Le Grand Bleu)

kadınlar & erkekler
(...”Kadın erkek arasındaki fark” başlıklı Nurettin Yavuz yazısı)
-Kadın kavga çıkmasını istediği vakit konuşmak ister...
-Erkek ise kavga etmek istediğinde konuşmaya başlar...
...
-Kadın mutlaka duygularının anlaşılmasını ister...
-Erkek duygularının anlaşılmasından nefret eder...
...
-Kadın “Git” dediğinde erkeğin kalmasını istiyordur...
-Erkek “Git” dediğinde kalmak en saçma şeydir...
...
-Kadın için “Evet” ya da “Hayır” gibi kısa cevaplar yetersizdir...
-Erkek için, “Evet” ya da “Hayır” cevapları asıl istenen cevaplardır...
...
-Kadın gelecek kaygısı duymamak için evlenir...
-Erkek evlendiğinde gelecek kaygısı duymaya başlar...
...
-Kadın cevap beklemeden de soru sorar...
-Erkek istediği cevabı alana kadar soru sorar...
...
-Kadın “Neyin var” dediğinde “Hiçbir şey” cevabına inanmaz...
-Erkek “Neyin var” dediğinde “Hiçbir şey’’ cevabına inanır...
...
-Kadın istemediği bir cevap duyunca yeni sorular üretir...
-Erkek istemediği bir cevap duyunca daha evvelki sorularını bile unutur...

bizimkiler
Güzelşehir Dergisi‘nin kuruluş yıl dönümünü kutluyoruz...
Tabii yemekte yeni insanlarla tanışıyoruz;
METİN ABİ: Bu da Galip Bey, sürücü hocası kendisi...
GALİP BEY: Sizin gazetede Hasan Bey var tanır mısınız?...
ÖMER: Tanımaz mıyız, birlikte çalışıyoruz...
YILMAZ ABİ: Ömer’le onlar akraba gibidir...
ÖMER: Yok, çok şükür o kadar değil!...
GALİP BEY: Benim yakın akrabam da!...

temel’in yeri
Yıllar önce benzin rafinerisinde büyük bir yangın çıkmış... Alevler yerden yüzlerce metre yükseğe ulaşmış...
Gökyüzü, kalın, siyah bir duman tabakasıyla kaplanmış... Isı çok yoğunmuş, öyle ki itfaiyeciler arabalarını bir blok öteye park edip yangınla mücadele için ısının azalmasını beklemek zorunda kalmışlar... Ama yangın kontrolden çıkmak üzereymiş...
Birdenbire birkaç blok ileriden Temel’in sürdüğü itfaiye arabası son hızla gelmiş...
Acı bir fren yapıp, yangın yerinin ön kısmına yerleştirilmiş engele çarpmış...
İtfaiyeciler arabadan atlayıp alevlerle mücadeleye başlamışlar... Ortak çabalar sonucunda yangın kontrol altına alınabilmiş...
Bu ekip çalışmasını gören insanlar, “O ilk itfaiye arabasını süren adam ne kadar cesurdu” diye düşünmüşler...Ona işinde öncülük yaptığı için ve cesareti nedeniyle özel bir ödül vermek istemişler... Törende belediye başkanı, “Gösterdiğiniz üstün cesaretten dolayı sizi ödüllendirmek istiyoruz... Büyük mal kaybını ve belki de can kaybını önlediniz... Sahip olmak istediğiniz özel bir şey varsa, bunu bize söyler misiniz” demiş...
İtfaiye görevlisi Temel cevap vermiş:
“-Evet efendim... Yeni bir fren harika olurdu...”

itiraf reyonu
(...isim: emre bayrak ...şehir: ankara ...yaş: yirmi dört)
Babası araba alan kız arkadaşım ehliyet kursuna başladı...
İlk direksiyon dersinde hocaya sormuş;
“-Hocam, boş vitese kaçtan takıyoruz...”

(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)

İğnelik

HÜR TÜRKİSTAN

Sincan Uygur yarası,
Asırlardır kanıyor...
Olduk bıçak arası,
Ciğerimiz yanıyor!

Soy kırıyor Sincan’da,
Vahşi kızıl komünist...
Çin Doğu Türkistan’da,
İşgâlci emperyalist!

Müslüman Uygur Türk’ü,
Kurtulmalı cellattan...
Gerçekleşmeli ülkü;
Tam bağımsız Türkistan!

Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Komedi