4 Haziran 2010 Cuma

Söz Market




Hayat birbiri ardına gelen durumlardan ibarettir...
İçinde bulunduğumuz bu zamanı, başka bir zaman izleyecektir...
Hoşumuza giden bir şey olmaktaysa, bu anın getirdiği mutluluğun tadını çıkarın, fakat unutmayın ki, o an er geç yerini başka türlü bir zamana bırakacaktır... Eğer bunu kabul edebiliyorsanız, o an değişirken bile huzurlu kalabilirsiniz...
Eğer bir ızdırabınız varsa, ya da, çok mutsuz bir dönem geçiriyorsanız, bunun da geçeceğini bilin...
Bu bilinci yüreğinizde barındırmak, en çetin zamanlarınızda bile perspektifinizi korumanızı sağlar. Her zaman kolay olacağını söyleyemem, ama çoğu kez çok işe yarar... (...R.Carlson)


bizimkiler
(...Bu hafta yaşanan kazalar)
-Sırrı’nın zippo çakmağına benzin doldurduktan sonra ilk sigarayı yakan olması:
(...Dudak çevresinde üçüncü dereceden yanık)
...
-Serdar’ın tıraş olurken sırtının kaşınması ve tıraş bıçağı ile olay yerine müdahale...
(...Sağ omuz üzerinde derin bir çizik)
...
-Talip’in sabah mahmurluğunu, diş fırçasına macun yerine sıvı sabun koyarak atması...
(...Boş mide ile şiddetli kusma hissi)


temel’in yeri
Temel arabasını servisine götürmüş,
“Ne zaman arabama birini alsam, hava nasıl olursa olsun su alıyor... Kaynağı bir türlü bulamadım” demiş tamirciye;
“Ben yalnızken katiyen olmuyor...”
“Tamam” demiş tamirci, “Birlikte şöyle bir tur atalım, neymiş görelim bakalım...”
Temel’in yanına binmesiyle araba ok gibi fırlamış ve servisin karşısındaki ‘Girilmez’ yola dalmış...
Daracık yolda 120 km hıza ulaşıp yandaki çöp bidonlarına çarparak bir yayayı son anda sıyırmış, karşıdan gelen arabaların bir sağından bir solundan son anda geçerek ana caddeye fırlamış, sert bir dönüş yaparak durmuş...
“Bakın” demiş Temel, “Yine her taraf su içinde kaldı... Nereden kaynaklandığını anlayabildiniz mi?...”
“Nasıl anlamam” demiş tamirci bembeyaz bir yüzle,
“-Şu anda kaynağın tam üzerinde oturuyorum...”


kadınlar & erkekler
(...”Kadınların nefret ettiği şeyler” başlıklı Gülşah&Pınar çalışması)
-Erkeğin eve girerken sanki kendini bekleyen biri yokmuş da, tahsilat için bir firmaya giriyormuş gibi girmesi...
-”Günün nasıl geçti sorusunu sormamaları. Sorsa bile bunu konuşacak bir şey kalmadığında yapması...
-Bir konu hakkında konuşurken gazete, dergi falan okumayı sürdürmesi ve sadece “Hı hı” diye kafa ile onaylaması...
-Çalışma arkadaşlarına davrandığı gibi davranması, hatta kendilerinden de iş arkadaşı gibi konuşmayı beklemesi...
-Çiçek getirerek, yemeğe çıkararak, birkaç dakika sohbet ederek bonus puan kazandığını zannetmesi...
-Kendi bakımsızlıklarına kadınları da ortak etmeye çalışmaları, hazırlanırken onları ışık hızı ile kapıda beklemeleri...
-Gideceği bir yeri, yaptığı bir programı kadınlara bildirmemeleri ve kadının her adımından hesap sormaları...
-Başkalarının basit esprilerine bile gülmeleri, ancak kendilerinin anlattığı hiçbir şeyin komik gelmemesi...


söz der ki
“-Evliliğin dadısı sevgi, bahçıvanı saygı, hizmetçisi de hoşgörüdür...”
(...Noktayı biraz sertçe koyduğu müthiş S.Ö.Z.leri)


tuzaktan kumanda
(...FOX TV - Kandıramazsın Beni)
MÜJDAT GEZEN: Yav Yıldo’cum bu kadar saçmalığı aynı gün içine nasıl sığdırabiliyorsun?...
YILDO: Hocam sabah çok erken kalkıyorum...
***
VATAN ŞAŞMAZ: Siz Esra ve Ceyda kardeşler olarak tek yumurta ikizisiniz değil mi?...
ESRA VE CEYDA: Söylemeyelim... Çünkü bu bizim sırrımız...


bir film diyaloğu
“-Aşk savaş gibidir... Başlaması kolay, bitirmesi zor ve unutması imkânsız...”
(...P.S. I Love You filminden)


İğnelik

> AÇILIM ÇIKMAZI

Anlayın gidişinden,
Atıldı dendi adım...
Bu ‘açılım’ işinden,
Hiçbir şey anlamadım!

Okudum konuşanı,
Anlamak ya murâdım...
Dinledim Başbakanı,
Yine de anlamadım!

İster kafa patlatsın,
Kalmaz asla hatırım...
Biri bana anlatsın,
Anlarsam anlatırım!..


>> Sefa Koyuncu - sefa.koyuncu@tg.com.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Komedi