4 Haziran 2010 Cuma

Söz Market



söz der ki
“-İyi bir yarış çıkarmak için önce kendinizi kenara çekin...”
(...İkinci ve sonrakilere ettiği müthiş S.Ö.Z.leri)

tuzaktan kumanda
(...KANAL D - Disko Kralı)
OKAN BAYÜLGEN: Sen Türkiye’nin en güzel oyuncularından birisin...
FATOŞ KABASAKAL: Ee, kim derdi küçükken “Safinaz” diye alay edilen kızın bir gün böyle olacağını?...
***
(...TRT 2 - Medya Medya)
SEDEF KABAŞ: Programda çok güldüğünüz için eleştiriler var, bir şey söylemek ister misin?...
SABA TÜMER: Bana hayat şunu öğretti; kendin olursan başarı ve para peşinden gelir.

hayata dair
Aşkı ölçmek, sınamak, denemek ve kurtarmak için aşka yönelttiğimiz bütün sorular belki de her şeyin yanı sıra aşkı kısaltmaya da yarıyor...
Belki de sevemememizin sebebi çok sevmek istememiz...
Yani karşımızdaki kişiden hiçbir istekte bulunmaksızın ondan onunla birlikte olmaktan başka bir şey istemeksizin kendimizi ona verecek yerde ondan bir şey (aşk) talep etmemizdendir... (...M.Kundera)

itiraf reyonu
(...isim: eyyüp argu ...şehir: istanbul ...yaş: bilinmiyor)
Üniversite döneminde okuldan çıktıktan sonra gittiğimiz Mehmet Utuş’un kampüs içindeki internet kafedeyiz.
Akşam saatleri ve kafede 3 arkadaşız, bir de Mehmet Abi var... Bu sırada 2 üniversite öğrencisi bayan geldi ve birer masaya oturdular.
Mehmet Abi adisyon açtı, bayanlara sordu, “İçecek bir şey alır mısınız?...”
Bayanlar çay istedi, Mehmet Abi “Şu an çay yok başka bir şey alır mısınız” diye sordu. “Başka ne var” dediler, Mehmet Abi, “Başka bir şey yok” diye cevap verdi.
Bayanlar birbirine baktı ve “O zaman bir şey almayalım” dedi.
Mehmet Abi “Tamam siz bilirsiniz” diyerek tüm masumiyetiyle yanımıza geldi...

(...osoztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim)

temel’in yeri
Bir şekilde ıssız bir adaya düşmüş olan Temel’in karşısına meşhur cin çıkmış...
Günlerdir çaya hasret kalan Temel’e 3 isteğini sormuş...
Temel;
“-Şu denizin hepsi çay olsun...”
İkinci hakkında adacıkların yemek olmasını istemiş...
Üçüncü ve son istek için Temel sıkıntılı bir halde oradan oraya dolanıp düşünüyormuş...
Uzun bir süre geçince, “Eee, hadi son isteğini de söyle” demiş cin...
Temel yüzünü buruşturup sıkıntılı bir halde;
“-Ne olur, ne olmaz... Sen gitmeden bir demlik bırak da öyle git...”

bizimkiler
Haftanın olayı, Adnan Abi’nin perdeci diye Ender’in telefonunu çevirmesiydi;
-Yav kardeşim ne oldu bizim perde?...
-Ne perdesi abicim?...
-Sinema perdesi takacaktınız?...
-Abi parasını yatırmadan takamıyoruz...
-Yarısını verdik, yarısını da iş bittikten sonra verecektik?...
...Ve gelişen olaylar...

israf
Ellili yılların ortalarında Menderes Hükümeti ülkeyi kalkındırmak için bir dizi programlar hazırlar.
İkinci Dünya Savaşından çıktığı halde gözle görülür bir atılım yapan Almanya örnek alınacaktır... Alman ekonomi bakanı Türkiye’ye çağrılır.
Bizim ekonomi planlamacılarına bir konferans verecek olan bakan, lüks bir otelde yemeğe götürülür. Adet olduğu üzere çorba ile başlanır.
Bakan çorbasını bitirirken bizim bürokratlar iki kaşık alıp iade ederler.
Bizimkilerin anlayışında tabağı bitirmek görgüsüzlüktür. Az bir şey de olsa bırakılmalıdır.
Peşinden gelen yemekte de bizimkiler aynı davranırken, bakan yine tabağındakileri bitirir.
En son pilav yenilirken bizimkiler yine iki kaşık iade edecekken Alman Bakan “Durun!” diye çıkışır.
“Herkes tabağındaki pirinç tanelerini saysın!” der tercüman aracılığı ile.
Bürokrat ve politikacılar şaşkın vaziyette misafirin dediğini yaparlar.
“Çıkan rakamları toplayın ve Türkiye nüfusunun yarısı ile çarpın” der.
Rakamlar çarpılır ve tonlarca pirinci israf ettiğimiz anlaşılır.
Bunun ekonomik maliyeti ise korkunç büyüklükte rakamlardır.
Alman Bakan topluluğa döner ve şöyle der:
“Türk Milleti her yıl bu kadar ürünü israf ediyorsa benim size verebileceğim hiçbir ders yok beyler!.. Biz Almanlar doğaüstü bir iş yapmadık, sadece kaynaklarımızı iyi kullandık ve israf etmedik!”
(...Mehmed Doğramacı’nın dersi)

İğnelik

SAĞDUYU

Bir yıkımın tesiri,
Engelledi inatla...
Değilken harp esiri,
Yaşadık ta’limâtla!

Yükseldikçe her yaştan,
Dar alandan şikâyet...
Açılıyor sil baştan,
Prangalar nihâyet!

Türk milleti cihânda,
Liderliğe tâliptir...
Ateşle imtihânda,
Akl-ı selîm gâliptir!..

Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Komedi