19 Mayıs 2010 Çarşamba
Söz Market
hayata dair...
Şu gerçeği unutmayın; tek önemli vakit vardır, içinde bulunduğunuz an...
O an en önemli vakittir, çünkü sadece o zaman elimizden bir şey gelebilir...
En önemli kişi, kiminle beraberseniz odur...
Zira hiç kimse bir başkasıyla bir daha görüşüp görüşmeyeceğini bilemez...
...Ve en önemli iş iyilik yapmaktır...
Çünkü insanın bu dünyaya gönderilme sebebi budur...
(...Tolstoy)
itiraf reyonu...
(...isim: quaresma ...şehir: istanbul ...yaş: bilinmiyor)
Dayımın eşi Avon’un kataloğundan satışlar yapıyor...
Neyse geçen gün çocukları bize bıraktı, seminere gitti...
Geldiğinde annemle, “Nasıldı, ne oldu” falan gibi sorular sorduk...
Anlattı anlattı ardından, “Cildin yağlı mı yoksa hassas mı olduğunu tespit etmeyi öğrettiler” dedi.
Annem, “Ay nasıl kız” diye sordu...
Ben de şakasına, ama ciddi bir şekilde, “Kan alacak işte... Mikroskop vermişler, gittiği yerde tespit edecek” dedim...
Annemin cevabı bizi kopardı;
“-Yaaa?... Aferin sana kız?...”
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)
Temel’in yeri
Açık denizde kaptan ölünce en bilgili kişi diyerek Temel’i kaptan yapmışlar...
İşler başlangıçta iyi gidiyor gibi görünse de çok geçmeden gemi karaya oturmuş...
Tayfalar Temel’e sitem etmişler;
-Temel Kaptan ne yaptın?...
“-Ben bir şey yapmadım” demiş Temel, “Görmüyor musunuz, deniz bitti...”
Söz der ki;
“-Tanımadığınız birini,
tanıyormuş gibi yapıyorsanız o insan başarılıdır...”
(...Ne için söylediği ilk bakışta pek belli olmayan müthiş S.Ö.Z.’leri)
bizimkiler...
Arkadaşımız Ömer Faruk Birpınar, kendi bombasını kendi anlatıyor;
Yer İstanbul Modern Sanat Müzesi...
“Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak” filmini izlemek için dün akşam oradaydım.
Salon sandığımdan daha kalabalıktı. Filmin ortalarında bir horlama sesi duyunca uyandım.
Meğer kendim horluyormuşum. “Acaba ne zamandır horluyorum” diye çaktırmadan etrafıma baktım.
Kimse farkında değildi ya da farkında olanlar çok kibardı...
İlk defa kendi horultuma uyandım.
Bu arada uyudum diye filmi sıkıcı zannetmeyin...
Evet, sanatsal filmleri izlemek biraz zordur ama değişik tatlar verir...
Ben Matrix ve Er Ryan’ı Kurtarmak filmlerinde bile uyuduğum için ölçü olamam...
tuzaktan kumanda
(...CNN TÜRK -
Nası Yani)
BEYAZIT ÖZTÜRK: İstanbul’u bilmediğiniz söyleniyor, tanıyor musunuz İstanbul’u?...
KEMAL KILIÇDAROĞLU: Tanımaz olur muyum; üç
çocuğumun üçü de Zeynep Kamil Hastanesinde doğdu...
***
BEYAZIT ÖZTÜRK: Eskiden futbol oynuyormuşsunuz, hangi pozisyonda oynuyordunuz?...
KEMAL
KILIÇDAROĞLU:
Her alanda oynuyorduk. Topu bulduk mu topun peşinden öbür kaleye kadar koşuyorduk
Nostalji...
Başka şekilde anlatımları olmuştu... Bu da Davos versiyonu...
Davos’taki zirvenin son günlerinde kadının biri hızla erkekler tuvaletine yönelmiş ve son sürat içeri girmiş...
O esnada tuvalet görevlisi, bayana seslenmiş;
“-Yanlış yere girdiniz, burası erkekler tuvaleti...”
Kadın “Neden?... İçeride Tayyip Erdoğan mı var” diye sormuş...
Adam, “Yoo” demiş;
“-O’nunla ne ilgisi var?...”
Kadın noktayı koymuş;
“-Burada Tayyip Erdoğan’dan başka erkek mi var?...”
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder