30 Mayıs 2010 Pazar
Söz Market
Dombili Murat'ın Maceraları - 7
Bir gün Murat su birikintisinde yüzen yavru balıklar görüyor... Uyanık ya; bunları toplayıp bir poşete dolduruyor, evde akvaryum da var balıklar da var tutuyor evin yolunu...
Balıkları akvaryuma dolduruyor fakat o gün bir cenaze dolayısı ile köylerine gitmeleri gerekiyor...
Birkaç gün kalıyorlar köyde ve dönüşte eve gelip kapıyı açıyorlar ki ne görsünler; ev kurbağa kaynıyor...
Olay anlaşılıyor ki o buldukları balık değil kurbağa yavrularıymış.
(...osoztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim)
bizimkiler
Serdar’ın cevap verdiği telefonda biri, ertesi günkü gazetenin gelip gelmediğini soruyor...
Haliyle bir gün sonraki baskıyı merak edenin ancak içerden biri olduğunu düşünüp, ona göre konuşuyor...
Diyalog kesintisiz şöyle gelişiyor;
“-Yarınki gazete geldi mi acaba?”
-Yok daha gelmedi abi... Ne vardı gelince ben arayayım...
“-Bilgehan’ın yaptığı röportaj vardı”
-Abi ne bileyim ben... Bilgehan Abi her gün gereksiz bir röportaj yapıyor...
“-Haa, iyi... Ben İbrahim Toraman... Röportaj yarınki gazetede var mı onu merak ettim...”
temel’in yeri
Şehirde çok tembel olduğunu öğrenen vali, “Bunlara bir yer yaptıralım da kötü örnek olmasınlar” diye önlem almak istemiş...
Bir tembelhane yapılmış ancak bin kişiden fazla müracaat olmuş...
Yardımcısı bir öneri getirmiş ve demiş ki;
“-Sayın valim... Biz burayı ateşe verelim, kalanlar gerçek tembellerdir...”
Vali öneriyi beğenmiş ve söylenen yapılmış... Uzakta başlayan yangın, yaklaştıkça sahte tembeller kaçışmış...
Geriye Temel’le Dursun kalmış... Ateş yaklaşıyormuş ama onların kılı kıpırdamıyormuş... Nihayetinde Dursun cebinden iki sigara çıkarmış, birini Temel’e uzatmış “Şunu ateşte yak da gel” demiş...
Temel, “Ne gerek var Dursun” demiş;
“-Nasıl olsa birazdan ateş yanına gelecek...”
hayata dair
-En iyi şeyler küçük kaplarda taşınırmış...
-Küçük bir beden çoğu kez büyük bir ruha yataklık edermiş...
-Ufak balıklar lezzetli olurmuş...
-Ateşe küçük odunlar atılırsa alevler artarmış... Büyük odunlar ateşi söndürebilirmiş...
-Sağanak dediğimiz küçük damlacıklardan ibaretmiş...
-Ufacık bir yağmur kocaman bir toz bulutunu yok edebilirmiş...
-Muazzam bir aydınlık küçük bir delikten görülebilirmiş...
-Saman çöpü rüzgarın yönünü gösterirmiş...
-Bütün hasat bir kıvılcım yüzünden elden gidebilirmiş...
-Büyük bir geminin batması için küçük bir delik yeterli imiş...
-Deve büyükmüş ama ot yermiş, şahin küçükmüş ama et yermiş...
-Büyük makineleri küçük çarklar çalıştırırmış.
-Küçük başlangıçlar olmadan büyük sonuçların sağlandığı vaki değilmiş...
(...Anonim)
söz der ki
“-Yarın, elimizde olmayandır, hiçtir... Yarın yapacağım, ‘hiçbir zaman yapmayacağım’ demektir...”
(...Oldu mu, diye onaylattığı müthiş S.Ö.Z.leri)
tuzaktan kumanda
(...HABERTÜRK - Bu Gece)
SABA TÜMER: Stüdyo biraz serin olabilir, uykum gelmesin diye klimaları sonuna kadar açıyoruz...
ALİŞAN: Biraz kapatabilir miyiz, çünkü senin uykun kaçsın diye biz burada donacağız...
***
STÜDYO KONUĞU: UFO’ların varlığını ve onlarla iç içe yaşadığımızı söylüyoruz...
SABA TÜMER: Söz verin eğer UFO’ya binerseniz bana el sallayacaksınız...
bir film diyaloğu
“-Üzgünüm ama mutsuz erkeğe iyi bir örneksin...”
(...Sweet November)
İğnelik
> TEŞVİK PAKETİ
Paket para dolaydı,
Alanı ben olaydım...
Şaka gerçek olaydı,
Medyada bir olaydım!
Şaka lâkin ciddiyet,
Payı yok demek değil...
Vatandaşa her paket,
Yansıtılmalı âcil!
Olsa da başımız dik,
Teşviksiz gel gelelim...
Haydi edin de teşvik,
Biraz da biz gülelim!..
> Sefa Koyuncu - sefa.koyuncu@tg.com.tr
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder