30 Mayıs 2010 Pazar

Söz Market



hayata dair
Eğer kendini başkalarıyla mukayese edersen
kendini boşlukta ya da acı içinde hissedebilirsin...
Çünkü, daima senden daha büyük veya daha küçük kişiler olacaktır...
...
Kendin ol...
Özellikle, yapmacıktan şefkat gösterme...
Ne de sevgi hakkında alaycı ol...
Çünkü o bütün kuraklığına ve hayal kırıklıklarına rağmen
her zaman yeşil kalmayı başaran otlar gibidir...
...
Hayatın gürültülü karmaşasında ruhunla barışı koru...
Bütün iki yüzlülüğüne, zevksizliğine
ve kırık hayallerine rağmen, dünya yine de güzeldir...
(...Max Ehrmann)



kadınlar & erkekler
Soru: Bir erkekle top arasında ne fark vardır?...

Cevap: Hiçbir fark yoktur... Kadınlar ikisiyle de oynayabilirler...


itiraf reyonu
(...isim: pes etmedim şehir: bilinmiyor... yaş: onsekiz)

Yıllar önce TGRT FM’deki Selahattin Aksungur’un sunduğu yarışma programına katıldım (canlı yayın)...
Beni çocuk diye hattan aldılar... Zaman zuhur etti, geçenlerde aradım, artık yaşım tutuyordu...
4 soruyu da bilip hediyeyi kazandım, oh olsun...

(...osoztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim)



tuzaktan kumanda
Şair Bedirhan Gökçe Habertürk’teki Airport programında uçak hatıralarını anlatıyor...
Bir gün annesine, “Ankara’ya gidiyorum” demiş...
“Güle güle git” demiş anne, “Ama yolda dikkat et...”
Merak etmesin diye, “Uçakla gidiyorum anne” diye rahatlatmak istemiş...
“Olsun oğlum” demiş kadın;
“-Sen yine dikkat et, birileri camı falan açar, hastalanırsın...”



bir film diyaloğu
“-Ölülere en yakın olduğum an, caddede bir cenaze arabasının geçtiği andır...”
(...Angel Heart filminden)




söz der ki
“-Karşısına kötülük çıkınca; yön değiştiren iyilik, yapılmasa da olur...”
(...Bardağı sertçe masaya vurup kalkarken ettiği müthiş S.Ö.Z.leri)




temel’in yeri
Temel arabasını yangına karşı sigorta yaptırmış...
Sigorta acentesindeki memur yeni bir teklifte daha bulunmuş;
“-Biraz daha fazla prim öderseniz, arabanızı çalıntıya karşı da sigortalatmış olursunuz...”
Temel teklifi anlamsız bulmuş;
“-Fazla ödeme yapmak gereksiz... Yanmış arabayı kim çalsın ki?...”



bizimkiler
Serdar, izin gününde Sultanahmet civarında gezerken; gazeteden tanıştığı, ama çok samimi olmadığı bir arkadaş da karşı yönden gelmektedir...
Hafif samimiyete güvenerek yanından geçer göz kırpar, ama çocuk oralı olmaz...
Olaya kızar ve hanıma, “Yavaş yavaş yürü, geliyorum” der...
Arkasından koşup omzuna dokunduğu arkadaşla tartışmaya başlar;
-Niye verdiğim selamı almıyorsun?...
“-Abi ben de sana bakıyordum, hiç tepki vermeyince yürüdüm gittim...”
-Olur mu, göz kırptım “Naber” gibilerinden?...
“-İyi de abi keşke güneş gözlüklerini çıkarıp yapsaydın...”



İğnelik
LABUTLAR
Ağır topu bulursan,
Hafifçe çevirirsin...
Hatta hâkim olursan,
Çok labut devirirsin!

Şaşırır matematik,
Faydasızdır kaputlar...
Dikilir otomatik,
Kolay bitmez labutlar!

Artı puan yıkıma,
Çılgın ringlere eştir...
Yaşamak bir bakıma,
Labutlarla güreştir!..

Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Komedi