söz der ki
“-Mutluluk ve mutsuzluk aynı kalır, onları karşılama biçimi değişir...”
(...Hayatın sırlarını verirken ettiği müthiş S.Ö.Z.leri)
temel’in yeri
Aldatıldığını düşünen Fadime, Temel’i nihayet uzun bir takip sonucu enselemiş...
Eve girdiğinde kocasını bir kadınla yakalayınca çantasından silahını çıkarmış kadını tek kurşunla öldürmüş...
Daha sonra kendi kafasına dayamış...
Temel cinayeti ve bu intihar girişimini dehşetle seyrederken, “Dur yapma” diye birden fırlamış...
Fadime tehditkar bir şekilde konuşmuş;
“-Kes sesini... Sıra sana da gelecek...”
hayata dair
Önünüzde gelecek varken geçmişle uğraşmayın...
Ama geleceği de yeni bir “Eski geçmiş” yapmak için yaşamayın...
Onu şekillendirin; geçmişinizin tekrarlarından kurtulun...
...
Başınıza gelmiş ve gelecek her şeyin tek sorumlusunun kendiniz olduğu gerçeğiyle barışmayı reddettiğiniz her gün tedavi süreniz gecikecek,
“Yeni bir eski geçmiş” için her seferinde yeni bir adım attığınızla kalacaksınız...
...
Dünyadaki en büyük ekonomik gerçek mutluluktur...
Ekonomi’nin tanımı mutluluktan başka bir şey değildir...
Her zaman iyi bir ekonomist olun...
Düşleyin, düşleyin, düşleyin...
Düş, var olan en gerçek şeydir...
(...Stefano Elio D’anna)
tuzaktan kumanda
(...NTV - Haydi Gel Bizimle Ol)
ÇİĞDEM ANAD: Paris Hilton otel açılışı için bir kez daha Türkiye’ye geldi...
MÜJDE AR: Bu kadın ha bire Türkiye’ye gelip, duruyor. Bu gidişle kendine Manavgat’tan bir koca bulup yerleşecek valla...
***
(...SHOW TV - Yemekteyiz)
YARIŞMACI NECLA: Bizim buralarda jöle kullanılmaz. Serkan Bey’in saçları gibi limon ve tükürük kullanılır...
YARIŞMACI SERKAN: Sen Rizeli değilsin o zaman... Sen Rizeliysen ben Afrikalıyım...
bizim ora
(...Çürük Ahmet’in Aşkı “Dındik”ten)
Çürük Ahmet otuz iki avradı...
Kandırıp üst üste aldı boşadı...
Daha ilk celsede işi kavradı...
Hepsine bir sebep buldu boşadı...
...
Kırk kapıya dünür gitti nenesi...
Otuzunda avrat gördü sinesi...
Düşük çıktı Döne Kız’ın çenesi...
Dırdırdan usandı, yıldı boşadı...
...
Neriman kör idi, Ayşe sağırdı...
Necmiye’nin eli biraz ağırdı...
Kezban geldiği gün ikiz doğurdu...
Bak şu işe dedi, güldü boşadı...
...
Televizyon, radyo kendine kaldı...
Yatağı, yorganı Fadime aldı...
Sıra yerde duran halıya geldi...
Onu da ikiye böldü boşadı...
...
Dokuz avrat daha aldı sırayı...
Rasim der ki, O da buldu belayı...
Boşayamaz denen Cadı Nuray’ı...
İnat için kendi öldü boşadı...
kadınlar & erkekler
“-Bir ülkeyi mahveden şeyler, bilgisayarlar ve kadınlardır...”
...
“-Sigorta evlilik gibidir... Sürekli bir şeyler ödersin ama geri hiçbir şey alamazsın...”
...
“-Eğer huzur istiyorsan çocukların evden gitmeli, eğer mutluluk istiyorsan karın evden gitmeli...”
...
“-Doğum günleri pişmanlıklar için değildir... Pişmanlıklar için evlilik yıldönümleri vardır...”
(...Al Bundy’den)
bizimkiler
Sırrı Facebook’ta bulduğu ilkokul arkadaşıyla uzun süre yazışmıştır...
Fotoğraflar gönderilmiş, hatıralar anlatılmış, hocaların kulaklarını çınlatılmıştır...
Aradan iki sene geçmiştir ki; Sırrı’nın İstanbul’da, arkadaşının İzmir’de okuduğu anlaşılmıştır...
“Bu kadar mı tesadüf olur” diye anlattı bize...
iğnelik
VIZ GELİR
Kriz işin gribi,
Aksıran borsa döviz...
Bizler Avrupa gibi,
Çıtkırıldım değiliz!
Mâdem ki sevdi bizi,
Demeyiz kuru yavan...
Atlatırız krizi,
Yeriz ekmekle soğan!
Uyarıcı bizlere,
Kriz kırmızı biber...
Alıştık krizlere,
Vız gelir tırıs gider!
(...Sefa Koyuncu)
30 Mayıs 2010 Pazar
Söz Market
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder