(...İstek üzerine, “Mükemmel
erkek nasıl olur” konusu)
* Özel günlerde eşine “Hadi seç şurdan hediyeni, şimdi benim aldığımı beğenmezsin” demiyorsan...
* Çoraplarını attığın yerlerden kokularını takip ederek bulmuyorsan...
* Kapı kollarının ve mobilya kenarlarının dilek ağacı olmadığını anlayıp, kıyafetlerini asmıyorsan...
* Duş alırken banyo takımlarını kaldırıyor ve su içinde bırakmıyorsan...
* Kirli çamaşırlarını banyoya kadar getirdiğine göre kirli sepetinin üstüne değil içine koyuyorsan...
* Senden yardım istendiğinde “Bana söyleyene kadar şimdiye yapmıştın” demiyorsan...
* Ara sıra “Eline sağlık... Bu sana çok yakışmış... Teşekkürler... Bugün neler yaptın ve hatta çok ileri giderek “Seni seviyorum” diyorsan...
* Alışverişe gittiğinizde mağaza önüne gelince sigarını yakıp, hadi sen gir işini hallet ben burada bekliyorum demiyorsan...
* Kadınların da acıkan, yorulan, uyuyan bir insan olabileceğini ve robot hizmetçi olmadığını anlıyorsan...
...Mükemmel bir erkeksin...
temel’in yeri
Temel merdivenlerden düşmüş...
İki gün komada kaldıktan sonra gözünü açınca, “Geçmiş olsun” demiş doktoru;
“-Size bir kötü bir de iyi haberim var... Birincisi artık ömür boyu çalışamayacaksınız...” Temel, “Peki” demiş;
“-Kötü haber ne?...”
bizimkiler
(...Arka arkaya maç kaybeden
Bizimkiler diyalogları)
EMİN: Sen defansa geç...
SERDAR: Defans neresi yav?...
EMİN: Kalecinin önünde, orta sahanın arkasında... Sor gösterirler sana...
...
FATİH: Abi takım yaşlandı artık?...
ORHAN: Ee, ne yapacağız?...
FATİH: Listelere Cahit Abi’nin yaşını küçük yazalım, Ömer Abi de kimlikteki yaşını kullansın...
itiraf reyonu
> (...osoztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim)
İşe giderken Bakırköy-Yenibosna arası halk otobüsüne bindim...
Boş yer yoktu, ortadaki iniş kapısının orada sırtımı demirlere yasladım.
Bu arada inenler binenler sürekli değişen yüzler. Şoför her durakta repliğini tekrarlıyor;
“-İlerleyelim arkada yer var...”
Neyse alımlı bir bayan bindi otobüse. Elinde kitaplar ve kitapların üstünde -muhtemelen- sevgilisinden aldığı çiçekler...
Elleri dolu olduğundan nereye geçeceğini bulamadı. Nitekim centilmenin biri yer verdi.
Gel zaman git zaman sonra ineceği tuttu bayanın...
Elindeki çiçeklerle orta kapıdan indi o anda çiçeklerin üzerine iliştirilmiş not düştü kapının yanındaki oturan bayan yolcunun ayaklarının dibine.
Dörde katlanmış notu ayağıyla kendine çekerek aldı, hemencecik açtı.
Kendi kendine güldü, başını salladı. Notu kapattı, eliyle sıktı. Tekrar açtı notu tekrar güldü.
Yüzünde mutlu bir tebessümle daldı uzaklara...
Benim aklımda ise şu soru vardı.
Kendisiyle alakası olmayanı mutlu eden bir not; sahibine ulaşsa acaba ne kadar mutlu olurdu?
Herhangi birinden çiçek alan ve çiçekteki notu okuyamadan kaybeden herkese...
söz der ki
“-Kadınlar unutur... Ama neyi unuttuklarını size hatırlatacaklardır...”
(...Artık iyice kaşınırken ettiği müthiş S.Ö.Z.leri)
tuzaktan kumanda
(...STAR - İzdivaç)
EVLENECEK KADIN: Benim bir dayanağım yok... Sigortalı işi, bir evi, bankada da biraz parası olursa, düşünüyorum açıkçası...
EVLENECEK ADAM: Hanımefendi koca değil sponsor arıyor...
ayaküstü...
Ayaküstü sohbetimizi Aysun İnan’la yapıyoruz...
Diyor ki;
Ecevit öldü hepimiz solcu olduk...
Barış Akarsu öldü hepimiz Rock’cı olduk...
Hrant Dink öldü hepimiz Ermeni olduk...
Muhsin Yazıcıoğlu öldü hepimiz ülkücü olduk...
Türkan Saylan öldü hepimiz laik olduk...
Bülent Ersoy’a uzun ömürler diliyorum...
İğnelik
> YENİ ÇIĞIR
Değil zorlanmak âdil,
Akımların selinde...
İnsan oyuncak değil,
İdeolog elinde!
Vatandaş her birimde,
Bağlısıdır devletin...
Demokratik rejimde,
Hâkimiyet milletin!
Hukûkta olmaz plan,
Kapatan kalır naçar...
Yüzde elli oy alan,
Yeni bir çığır açar!..
> Sefa Koyuncu - sefa.koyuncu@tg.com.tr
30 Mayıs 2010 Pazar
Söz Market
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder