10 Ekim 2010 Pazar
Söz Market
söz der ki
“-Ne kadar yükseldiğin değil, çıktığın merdivenlerin ne kadar sağlam olduğu önemli...”
(...Burun sızlatan S.Ö.Z.’leri)
bizimkiler
ÖMER FARUK ÜNAL: Mustafa Hocam, malum cuma akşamı TGRT HABER TV’de “Başlama Vuruşu” programımız var... Size bağlansak da Beşiktaş-Bursa maçının hakemi Tolga Özkalfa’yı değerlendirseniz...
MUSATAFA ÇULCU: Cuma mı dedin Ömerciğim?... Eee... Hanımın Çiftliği var ama... Nasıl yapsak...
ÖMER FARUK ÜNAL: Hocam hayırlı olsun, İnci Hanım çiftlik mi aldı?...
MUSTAFA ÇULCU: Televizyon dizisi Ömerciğim, sen hiç TV izlemez misin?... Neyse, senin programa katılacağız artık, seni kırmak ne mümkün?...
tuzaktan kumanda
(...KANAL D - Medya Kralı)
OKAN BAYÜLGEN: Siz nasıldınız nişanlanırken Hakkı ağabey?...
HAKKI DEVRİM: Müşkül durumdaydım..
kadınlar & erkekler
(...”Ne zaman âşık olmuşuzdur” başlıklı Mücella Yıldırım yorumu)
-Haber alamadığımızda, sinirlenmek yerine, başına bir şey gelmesinden korkuyorsak...
...
-Çevremizden “Yüzüne renk gelmiş”, “Seni iyi gördüm” türü sözler duyuyorsak...
...
-Biz onu aramayı düşünürken, onun bizi arama tesadüfleri çoğaldıysa...
...
-Birkaç kilo almış olmasına rağmen, “Sanki bugünlerde biraz zayıfladın” diyebiliyorsak...
...
-Birbirimizin kredi kartı, telefon, e-posta şifrelerini biliyorsak...
...
-Yemeği tuzlu sevdiğimiz halde, onun için tuzsuz yiyorsak...
...
-Cep telefonumuzun şarjı kitapçığında yazdığından az gidiyorsa...
bir film diyaloğu
“-Sen benim içime batmış bir bıçaksın oğlum... Çıkarsam da ölürüm çıkarmasam da...”
(...Kapalıçarşı dizisinden)
temel’in yeri
Temel, çok iyimsermiş... En kötü haberi bile verseniz:
“Daha kötüsü olabilirdi” diye hem kendisini, hem etrafını teselli edermiş...
Bir gün Temel’e Dursun’un dükkanının soyulduğunu söylemişler...
“-Yahu duydun mu?... Bizim Dursun dün dükkanı açtığında bütün mallarının çalındığını görmüş... Tabancayı çekip hırsızı vurmuş...”
Temel her zamanki tavrıyla:
“Daha da kötüsü olabilirdi” demiş...
-Yahu daha da kötüsü ne olabilirdi ki?...
“-Öyle demeyin... Bir saat önce gelse ben ölmüştüm...”
hayata dair
Size verilen hediyeler, siz onları paylaşıncaya kadar gerçek anlamlarını kazanmayacaklar. Verdiğiniz hiçbir şey sizden eksilmez... Ve hiçbir şeyi kaybedemezsiniz...
Bir başka mumu yakmak için kendi alevinizi (ışığınızı) kullandığınızda azalan karanlıktır, aleviniz değil...
Alevinizin, yani ışığınızın farkında değilseniz, onun gücüne henüz tanık olmadınız demektir.
Size söylediklerimle ilgili hata yapmayın.
Hediyelerinizin üzerindeki soğuk, katılaşmış parmaklarınızı serbest bırakın...
Hediyelerinizi avucunuzun içine koyun ve onları evrene doğru üfleyin...
Onların yeni evlere gitmesine izin verin.
Böyle yaparak dengenin oluşmasına yardım edecek ve bunu verdiği mutluluğu gerçek anlamda hissedeceksiniz...
Skor tutmayın, bu sayılmayacaktır. Sadece güvenin.
(...Sheree Rainbolt-Kren)
İğnelik
BATI BUHRÂNI
Batı’da aydınlanma,
Müslüman’ın eseri...
Lâkin tutmadı yama,
Yine kaldı serseri!
Çözülürken örgüsü,
Kurtulması yakındı...
Yok etti Endülüs’ü,
Haça puta tapındı!
Bununla da kalmadı,
Küfre öncülük etti...
Sa’âdeti almadı,
İstediği servetti!..
Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder