10 Ekim 2010 Pazar

Söz Market



-Bir kadın erkeksiz bir hayatın neye benzediğini nasıl öğrenebilir?...
“-Evlenerek...”
...
-Erkeklerin ve kadınların ortak noktaları nedir?...
“-İkisi de erkeklere güvenmezler...”
...
-Erkekler neden duygularını göstermez?...
“-Çünkü yoktur...”
...
-Aya ilk insan gittiğinde kadınlar ne dedi?
“-Eğer aya bir adam gönderebiliyorlarsa, neden hepsini göndermiyorlar?...”


temel’in yeri
“-Duydun mu Dursun öldü...”
-Yapma yahu... Nasıl öldü ki?...
“-Evine gelirken arabasının freni tutmadı, kaldırıma çarptı, fırladı arabadan ve benim yatak odasının penceresinden içeri güm diye düştü...”
-Ne korkunç bir kaza...
“-Hayır, o an yaşıyordu... Her taraf cam kırıklarıyla doluydu... Ayağa kalkmak için antika gardırobun kapısına tutununca dolap üzerine düştü bütün kemikleri kırıldı...”
-Ne fena bir ölüm...
“-Yok yok daha ölmedi... Dolabı itip altından kalkmak isteyince döşeme çöktü, alt kata düştü, avizenin sapı karnına girdi...”
-Ah... Feci bir son...
“-Hayır hâlâ yaşıyordu... Sürünerek mutfağa girdi, tutunup kalkmak için fırının kapağına asılınca ocaktaki kaynar su her tarafını yaktı...”
-Öldü mü?...
“-Son bir gayretle kablolara, su tesisat borularına asılınca onları kopardı, evi basan su prizdeki elektrikle temas edince...”
-Öldü...
“-Yok ölmedi...”
-Peki nasıl öldü yahu?...
“-Ben vurdum...”
-Niye vurdun zavallı adamı?...
“-Ne zavallısı?.... Evin içine etti...”


hayata dair
Umudun tanımına giren iki şey vardır: Zaman ve gelecek... Umut ne dündür, ne de şimdi... O hep yarınlarda yaşamayı sever...
Asılmakta olan kişinin bile, ip kopacaktır diye bir umudu vardır...
İnsan için, hayatı akışına bırakmak; çabasız, amaçsız ve atılımsız duruma
gelmek demektir...
Hiçbir zaman olamayacak bir şeyi ısrarla umut etmek, insanı devamlı bir
karamsarlığa sürükler...
Umut; umut edilen şeyin, olabilirliği oranında mutluluk kaynağı olur...
Umut; büyük bir canlılık, duyarlılık ve olumlu düşünce üretimiyle oluşan
bir değişim isteğidir...
Umut; varlıklı bir kişi için belki, yemeğin üstüne yediği tatlı olabilir... Ancak bir yoksul için kuru bir ekmek parçasıdır da...
Yaşanan gün nasıl olursa olsun, beklenen gün her zaman daha güzeldir... Çünkü insanın geçmişi hep kayıplarla, geleceği de hep umutlarla doludur...
İyice düşünüp karar verin... İstediğiniz nedir?... Silik, beklentisiz, havanın esişine, suyun akışına bırakılmış bir hayat mı?...
Umut bir yerde de duyulan değişim isteğidir ve insanın yarınlarına borçlanmasıdır...
(...Hanri Benazus)

söz der ki
“-Kadının itirafı, daha büyük suçları saklamak içindir...”
(...Yine mi sen dedin diye merak
uyandıran müthiş S.Ö.Z.leri)


tuzaktan kumanda
(...NTV - Yüzde Yüz Futbol)
RIDVAN DİLMEN: Fenerbahçe hakemler konusunda şanssız bir sezon geçiriyor...
GÜNTEKİN ONAY: Evet ligde yediği son dört golün üçü hakem hatası...
RIDVAN DİLMEN: Beşiktaş maçında üçüncü gol net ofsayt, bir penaltısı verilmedi. Kasımpaşa maçında üçüncü gol yine ofsayt. Eskişehir’de de yediği ilk gol öncesi Bilica’ya net faul var...
GÜNTEKİN ONAY: Hakem korner veriyor, ardından gol geliyor...
RIDVAN DİLMEN: Ne yapsın oyuncular?... Tabii ki bu duruma üzülüyorlar...
GÜNTEKİN ONAY: Üzüntüden o bar benim, bu bar senin dolaşıp duruyorlar...

bizimkiler
İMG’den Ömer Faruk’tan çok taze bir hatıra...
Ömer Faruk’a hanım tarafından ninesi ve diğer akrabaları et göndermiş memleketten...
Mutfakta etleri derin dondurucu için ayırırken hanıma anlatıyormuş, “Bunlar ninenin eti” diye...
Ömer Faruk‘un oğlu Salih dehşete düşmüş;
“-Baba ninemi ne zaman kestiniz?...”

İğnelik

> PASLI KİLİT

Topluma kilit vurmak,
Akıl kârı değildir...
Hukûka tuzak kurmak,
Anarşizme delildir!

Yatağını kaparsan,
Sular derinden yürür...
Dereye set yaparsan,
Bir sel gelir götürür!

Gerçekleşir ümitler,
Bir tebessüm saçılır...
Kirli paslı kilitler,
Günü gelir açılır!..

Sefa Koyuncu
> sefa.koyuncu@tg.com.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Komedi