ADAM: Bu evde, benim dediğim hiç olmayacak mı?...
KADIN: Niye olmasın?... Sen de benim dediğimi dersen...
...
ADAM: Sofra hazır mı hanım?...
KADIN: Bey gürültü yapma, güzellik uykusuna yattım...
ADAM: Ama o kadar bekleyemem, çok açım...
...
KADIN 1: Fadime hanım oklavanı birkaç saatliğine bana verir misin?...
KADIN 2: Maalesef veremem Hatice Hanım... Bizim bey de henüz dönmedi...
...
DOKTOR: Karınızın durumunu hiç beğenmedim doğrusu...
ADAM: Doğrusu ben yirmi yıldır hiç beğenmiyorum...
...
ADAM: Niye bu kadar kasete para verdin, bizim evde teyp yok ki?...
KADIN: Sen şapka aldığında ben soruyor muyum?...”
söz der ki
“-Doğum günü, ajandaya bakılarak hatırlananlardan olma... İyi bir tarihte doğmayı kaçırdıysan, iyi bir hayat yaşa...”
(...Her yıl aynı tarihte ettiği müthiş S.Ö.Z.leri...)
temel’in yeri
Temel bir şirkette iş bulmuş...
Patronla detayları konuşuyormuş;
Temel:
“-Efendim maaşım ne olacak?... Ne kadar kazanacağım?...”
Patron:
“-Şimdilik 800 YTL... 3 veya 4 ay sonra 950 YTL...”
Temel:
“-800 YTL çok az... Ben 3 ay sonra tekrar gelirim...”
tuzaktan kumanda
(...ATV - Siyaset Meydanı)
ŞEVKET KAZAN: Sayın Akkoyunlu...
YILMAZ KARAKOYUNLU: Akkoyunlu değil efendim, Karakoyunlu...
ŞEVKET KAZAN: Neyse, aynı şey...
YILMAZ KARAKOYUNLU: Olur mu sayın Kazan, şimdi ben size “Sayın Kepçe” desem olur mu?...
bizimkiler
(...Nazilli’den Masum Abi anlatıyor)
5 Aralık günü Eskişehir-Fenerbahçe maçını FB TV’den dinliyorum, (Malum 2-1 yenildik)...
İşin komik tarafı misafirliğe gelen annem TV’ye bakıp söyleniyor, “Oğlum 2-0 yeniliyorsunuz ama sizin oyuncular seviniyorlar?...”
Tabii açıklamak bana düştü;
O maçların eski görüntüler olduğu ve radyodan dinlemekte olduğumun ise şimdiki maç olduğunu...
hayata dair
Bir oğlum olsun;
Zayıf olduğu anı bilecek denli güçlü, korktuğu zaman kendini bulabilecek denli cesur...
Şerefli bir yenilgide gururlu ve eğilmeyen, fakat zaferde yumuşak ve alçak gönüllü olsun.
...
Bir oğlum olsun;
İstekleri yaptıklarının yerini almasın ve bilginin temel taşının kendini tanımak olduğunu kavrasın...
Kolaylık ve rahatlık yolundan değil, güçlükler ve savaşımlar yolundan gelsin ki, fırtına da ayakta durmayı öğrensin.
Bunu başaramayanlara da şefkatli davransın.
...
Kalbi temiz bir oğlum olsun;
Amacı yüksek olsun, başkalarını yönetmeden önce kendini yönetebilsin.
Gülmeyi bilsin ama ağlamayı da hiçbir zaman unutmasın.
Geleceğe yönelebilsin ama geçmişi unutmasın.
...
Alçak gönüllü bir oğlum olsun;
Her zaman büyüklüğün sadeliğini, açık fikirliliğin bilgeliğini, gerçek gücün değerini anlasın...
O zaman ben, “Boşuna yaşamamışım” diye fısıldamaya cesaret edeyim...
(...Arthur)
İğnelik
> TETE-PAPA
Kaç kere dedim ama,
Pek aldıran olmadı...
Dildeki kötü yama,
Mesâisi dolmadı!
B harfini durmadan,
Ettiler ‘p’ye tebdil...
D’ler oldu ‘t’ aman,
Dilimiz oluyor til!
Sakın una serme ip,
‘d’ ile ‘b’ye aban...
Deden baban evrilip,
Tete-papa olmadan!..
Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder