10 Ekim 2010 Pazar

Söz Market



(...Safiye Gündüz’den tam açıklamalı “Erkekçe-Türkçe” sözlük)
Futbol: Kadınların kocaları yerine bilmeden evlendikleri nesne...
Gözyaşı: Erkek gücünün, kadın gücü karşısında bozguna uğramasına yarayan hidrolik güç birimi...
Söylenti: Ses hızından bile hızlı dağılan haberler...
Sözlük: Boşanmanın nikahtan önce geldiği tek yer...
Evlilik: Erkeğin lisansını yitirip, kadının master (lisans üstü) olduğu bir sözleşme...
Ofis: Gergin bir ev hayatından sonra gevşediğiniz yer...

bir film diyaloğu
“-İnsanları sinirlendirmek istemiyorum ama aklımdan geçeni söylemek zorundayım... Çünkü aklımdan geçen şeyler aklımın dışındaki gerçekleşenlerden her zaman daha ilgi çekici...”
(...The Libertine filminden)


temel’in yeri
Temel’le Dursun ormanda giderken yerde izlerle karşılaşmışlar...
“Geyik izleri” demiş Dursun...
“Hayır keçi izleri” demiş Temel...
Tartışmışlar, tartışmışlar, tartışmışlar...
Taa ki; tren onlara çarpana kadar...


ayaküstü
Basına sert eleştirilerde bulunan Başbakan Erdoğan, bir yazarı örnek göstererek, “Bugün ‘Siyasetçiler ne kadar az konuşursa ülke o kadar huzur buluyor’ yazmış... Siz köşe yazarları ne kadar az yazarsanız ülke o kadar huzur bulur” diye konuşmuş...
Sonra da eskiden köşe yazarlarının haftada bir yazdığını, şimdi yarım saatte bir yazabildiğini söylemiş...
Dün biraz araştırıp tam rakam vereyim dedim de; gazeteler dahil yüzlerce sitede onlarca köşe yazarıyla karşılaşınca işin içinden çıkamadım...
Eskiden çok kolaydı bu işler;
“Soru-Yorum”, “Yazı-Yorum”, “Çizi-Yorum” diye bir başlık bulup, haftada bir “Yalı-Yorum” türünden yazılar yazıp maaşını alırdın...
Şimdi o kadar kolay değil...
Her yarım saatte bir “Sövü-Yorum” diyeceksin...



bizimkiler
(...Ali Abi; hemşehrisi köylüsü Hüseyin Abi’yle olan macerasını anlatıyor)
Bizim oralarda öyledir, yaz sıcakları bastırdı mı ailece damda yatmaya başlar millet.
Hüseyin de arkadaşlarının haince planından habersiz dama döşeğini serip dalıvermiş uykuya yıldızlara bakarak o gece.
İlerleyen saatlerde derin uykusundan faydalanıp döşeğiyle beraber damdan indirip köyün ana yoluna taşımışlar arkadaşları Hüseyin’i ve saklanıp beklemeye başlamışlar...
Bir süre sonra köyün toprak yollarından tozu dumana katarak geçmekte olan bir kamyon son anda Hüseyin’i fark ederek durmuş ve kocaman farları onun üzerindeyken meşhur havalı kornasını Hüseyin’i uyandıracak şekilde çalmış...
Oldukça sesli olan bu kornayı duyunca yerinden fırlaması beklenen Hüseyin gayet sakin bir şekilde kafasını yastıktan hafifçe kaldırıp tek gözü açık halde fark ettiği kamyona doğru bağırarak “Ahaa” demiş;
“-Uğraş ki dama çıkasın...”


söz der ki
“-Kendisi olmadan bir işin yürümeyeceğini düşünen insan, o işin önündeki en büyük engeldir...”
(...Bazen kendi kulağını da çekerken ettiği müthiş S.Ö.Z.’leri)


tuzaktan kumanda
(...KANALTÜRK / Telegol)
AHMET ÇAKAR: Sen deodorant üreticisi olsan reklamında Ekrem Dağ’ı mı oynatırsın, Roberto Carlos’u mu?...
***
(...NTV / Kırmızı Çizgi)
HINCAL ULUÇ: G.Saray hocasız oynasa daha başarılı olur... Rijkaard sen ne biçim teknik direktörsün?...
***
(...KANALTÜRK / Telegol)
SİNAN ENGİN: Manchester iyi takım değil be... Bi forvette Rooney ve Berbatov var, onun dışında iyi takım değil...



İğnelik

> KEMER BAYRAMI

Kemerleri sıkalı,
Bir hayli zaman oldu...
Musluklar mı tıkalı,
Kâbus mu yaman oldu!

Bulmalı emek değer,
Herkes almalı malı...
Gevşemeli kemerler,
Millet rahatlamalı!

Nerde bu para denen,
Kendi yok kaldı nâmı...
Hasret ile beklenen,
Bayram kemer bayramı!..

Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Komedi