18 Mayıs 2010 Salı

Söz Market



Temel şantiyede çalışıyormuş... Bir gün aniden müfettiş teftişe gelmiş...
Temel’in yolunu çevirmiş;
-Neden arkadaşların iki torba taşırken, sen bir torba taşıyorsun?...
“-Onlar çok tembel... Benim gibi iki kere gidip gelmeye üşeniyorlar...”

Söz der ki;
“-Erkekler bir şeyin iyi olup olmadığını bir görüşte anlayamaz... O yüzden ilk görüşte aşka inanmıyorum...”
(...Tavsiye isteyen arkadaşına söylediği müthiş S.Ö.Z.leri...)

tuzaktan kumanda
(...NTV - Sade Vatandaş)
OKAN BAYÜLGEN: Bizim prodüktör basketbol izlemesi gerekirken, ‘Yemekteyiz’ programını izlediği için 10 yaşındaki çocuğunu doktora götürmeyi düşünüyor.
***
(...HABERTÜRK - Bu Gece)
ZEKİ ALASYA: Eskiden Metin’le parasız kalınca tahta kaşık boyayıp satmıştık... Satamadık ama satmaya teşebbüs ettik, elde kaldı kaşıklar...
***
(...HABERTÜRK - Kısa Devre)
YAVUZ SEÇKİN: Ben Mustafa Topaloğlu’nu, Mustafa Topaloğlu gibi işlettiğimi bilirim. Mustafa abiyi aradım, ‘Ben Mustafa Topaloğlu, kimsiniz’ dedim. ‘Ben Mustafa’ dedi...”



hayata dair...
Çocuklarımıza kendi dünyalarında önce sekizinci kat göklerdeki yıldızların ve devinimlerin bilimini öğretmek büyük saflıktır...
Herkesin şöyle düşünmesi gerekli:
Bizi para tutkusu, mevki tutkusu, saygısızlık, geri kafalılık içimizden yıkarken gidip de dünyanın dönüşüyle mi uğraşacağım?...
Çocuğa, daha akıllı ve daha iyi olmasına yarayacak şeyler öğrettikten sonra mantığın, fiziğin geometrinin ne olduğunu anlatırız...
Böylece kafası işlemeye başladıktan sonra seçeceği bilimin hakkından kolayca gelebilir...
(...Montaigne)

iğ­ne­lik...

> İHTİLÂLLER

İhtilâller insanın,
Fıtratına aykırı...
Daniskası isyanın,
Düzene başkaldırı!

Düzelir enikonu,
Yaşarsa hiyerarşi...
İhtilâllerin sonu,
Yeni baştan anarşi!

Zulümleri sarîh de,
İsyankâra tellâl çok...
İşin aslı tarihde,
Faydalı ihtilâl yok!
> Sefa Koyuncu

SÖZ’ün gelimi...
BM Genel Sekreteri, İsrail’in Gazze’deki saldırılarında kaydedilen ölü sayısının, tahammül edilemez bir sayıya çıktığını belirterek, vahşetin durdurulmasını istedi.
Oldu olacak sayı da verselerdi de öğrenseydik...
Kaç kişinin öldürülmesine tahammül edilebiliyor?...
Kaç kişi öldürülürse tahammül edilemez hale geliyor?...
İnsanlar arası barışı sağlamak için kurulan örgütün içine düştüğü duruma bakın...
Ey insanlık nerdesin?...
(...Mustafa Koç - Okur / Yazar)


bizimkiler
(...Gurbetteki Bizimkiler’den)
Antalya’dan uçakla gelecek yolcu bekliyoruz...
Frankfurt Havalimanı’nın sitesine girdik, iniş saatini öğrenmek için...
Almanca “Ankunft” gelen, “Abflug” giden uçaklar anlamında...
Bizim gibi Almanca’yı sonradan öğrenmeye çalışanlar, genellikle bunları birbirine
karıştırır...
Yüksel Abi müthiş bir formülle bu karışıklığa son verdi:
“-Bak şimdi; Abflug: “Ab”la başlıyor... Yani Abla... Ne demek, gidici... Öbürü: Ankunft, “An” ile başlıyor... Anne... Hiçbir zaman gitmez... Hep gelendir... Unutma...”


itiraf reyonu...
(...isim: lazım değil ...şehir: kastamonu ...yaş: bilinmiyor)
Okulumuzun duvarına kırmızı sprey boyayla bir arkadaşımızın ismi yazılmış...
Bütün gözler arkadaşın üstünde... Müdür arkadaşı yanına çağırttı; “Senin bu yaramazlıkların bitmeyecek mi” falan filan...
Arkadaş “Hocam ben yazmadım” dediyse de inandıramadı... Sonunda çocuğun tepesi attı ve dedi ki:
“-Hocam orda George Bush yazsaydı adam mı yazmış olacaktı?...”
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Komedi