18 Mayıs 2010 Salı

Söz Market



Temel, adamın birinin kendisini iskeleden denize attığını görmüş...
Hemen ardından atlamış, adamı boğuşa boğuşa karaya çıkarmış...
Adam “Yaşamak istemiyorum... Beni niye kurtardın” diye bağırıp çağırmış...
Temel’in elinden kurtulmuş ve gene denize atlamış... Temel de peşinden...
Biraz boğuşmuşlar, ve güçlü kuvvetli Temel adamı bir kez daha karaya çıkarmayı başarmış...
Adam sahilde yürümüş, orada bir ağaç bulmuş... Dalına kendini asmış...
İki saat sonra karakolda komiser Temel’in ifadesini alıyormuş;
-O buz gibi havada iki kez denize dalıp adamı sen kurtardın değil mi?...
“-Evet amirim...”
-Peki adam kendini astığında niye gidip ipi kesmedin de, oturup rüzgarda sallanmasını seyrettin?...
“-Ben zavallı adamın, kendini kuruttuğunu düşünmüştüm amirim...”

Söz der ki;
“-Kendini zirvede gör, ama kimseyi kendinden aşağı görme...”
(...Asansörü çağırırken ettiği müthiş S.Ö.Z.leri)

bizimkiler...
(...Talip’le girilen güncel diyaloglar)
ARKADAŞLAR: Doğum yaparken ölmüştü...
TALİP: Babası mı?...
...
ARKADAŞLAR: A Takımı diye bir dizi vardı, ne günlerdi be?...
TALİP: Savaş Ay’ın filmi de mi var?...
...
ARKADAŞLAR: Bu bilgisayarın ekranı karardı yine?...
TALİP: Toneri bitmiştir...
...
ARKADAŞLAR: Bu transfer pahalı biraz, 500 bin avroya geliyor...
TALİP: Hayır canım, ne avrosu, 500 bin yuro...

hayata dair...
Hepimiz bir sürü parçadan oluşuruz ve bu parçalar kendilerini ifade etmek için çırpınır...
Bizler yalnızca varılan son uzlaşmadan sorumlu tutulabiliriz, her parçanın sahip olduğu karmaşık dürtülerinden değil...
...
Kendi yalnızlığımızı kucaklayamazsak, inzivaya karşı kalkan olarak başka birini kullanırız...
Yalnızca bir kartal gibi yaşayabilen insan başka birine sevgisini verebilir; yalnızca o zaman o insan bir başkasının büyümesi ve gelişmesiyle ilgilenebilir...
...
Kimler daha emniyette, kimler daha rahat, kimler sonsuza dek mutludur?...
Yalnızca sığ zihinli olanlar yani sıradan insanlar ve çocuklar...
...
Size düşen ödev kendinizi kabullenmenizdir, benim sizi kabullenmemim yollarını aramak değil...
...
Kendinden hoşlanmayan pek çok insan gördüm; bunlar önce başkalarını kendileri hakkında iyi düşünmelerini sağlarlar...
...
Bunu başarınca da bu sefer kendileri de kendileri hakkında iyi düşünmeye başlarlar...
Ama bu sahte bir çözümdür; bu başkalarının otoritesinin altına girmeyi kabullenmektir...
(...Nietzsche)

iğ­ne­lik...

> DEFTER DÜRMEK

Gelsin seçim sandığı,
Gidip oy vereceğiz...
Yani geçim sandığı,
Harmanı dereceğiz!

Hesap sorma saati,
Eni boyu ölçülsün...
Altı kargılı parti,
Biraz daha küçülsün!

Mâdem tuttu inâdı,
Kilitler yolu tıkar...
Seçim işinin tadı,
Defter dürmekle çıkar!

> (...Sefa Koyuncu)

tuzaktan kumanda
(...NTV - Yorum Farkı)
EMRE KONGAR: Ben sizin araştırmacı ve gazeteci kimliğinize son derece saygı duyuyorum...
MEHMET BARLAS: Ben de sizin hocalık kimliğinize saygı duyuyorum...
EMRE KONGAR: Teşekkür ederim...
MEHMET BARLAS: Ama ben öğrenci değilim ve aynı dersi almaktan sıkıldım...


itiraf reyonu...
(...isim: ali taşdelen ...şehir: istanbul ...yaş: bilinmiyor)
Yaptığı alışverişin tutarını lira ve kuruş olarak duymaya alışamayan bir müşterimle uzun zamandır çekişiyoruz.
Ben lira ve kuruş olarak söylüyorum o anlamamakta direniyor biraz da kızıyor bana içinden...
En son gelişinde yaptığı alışverişin sekiz lira kırk kuruş olduğunu söyleyince demek ki artık dayanamadı ve “Sen de bir öğrenemedin şu milyonları” dedi.
> (omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Komedi