18 Mayıs 2010 Salı

Söz Market



tuzaktan kumanda
(...FOX TV - Elli Sarışın)
MEHMET ALİ ERBİL: Basketbol antrenörüne ne denir?...
SARIŞIN YARIŞMACI: Dayı...
MEHMET ALİ ERBİL: Endülüs hangi devletin bir kısmının Arapça adıdır?...
SARIŞIN YARIŞMACI: Zamanında Endonezya’da vardı...

itiraf reyonu...
(...isim: istihbarat ...şehir: gizli ...yaş: çok gizli)
Çevrenizde portakala “portala”, tramisuya “tsunami”, işkembe çorbasına “işkence çorbası”, imitasyona “animasyon” diyen...
İkiz çocuk görünce, “Bunlar büyüyünce de ikiz olacak mı” diye soran... Üçüzleri de “İkizler” diye adlandıran...
“Bizim köyde ölü öldüğü zaman” diye söze başlayan... “Falancanın erkek oğlu oldu” diye devam eden...
“Tıpkısının aynısının kopyası” gibi cümleler kurabilen insanlar varsa, siz erken yaşlanmazsınız.
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)

Te­mel’in ye­ri
Temel’le Dursun balık ticareti yapıyormuş...
Bir dolandırıcı bunlardan hamsi almış, ama parasını ödememiş...
Kafa kafaya verip dertleşiyorlarmış...
Temel, meslektaşına sormuş;
“-Sen adama balığı kaçtan vermiştin?...”
-Ben 5 binden verdim...
“-Adam seni fena kazıklamış Dursun... Ben uyanıklık edip 7 binden vermiştim...”

Söz der ki;
“-Şimdiki kadınlar her yerlerini gösteriyor, yaşlarından başka...”
(...Zıvana sokağının başında ettiği müthiş S.Ö.Z.leri)

bir film di­ya­lo­ğu!
-Saat ters işliyor?...
“-Onu bu şekilde ben yaptım... Belki savaşta kaybolanlar evlerine dönebilirler diye...”
(...Benjamin Button filminden)

hayata dair...
Çoktan çalmıştı saati acıların...
Sabahın o serin, ürperten çiyi
Alnımda donuvermişti,
O çiyler belki bu hüzünlerimin
Gözyaşlarımın işaretiydi.
Ettiğin yeminler bir bir bozuldu
Gölge düştü güvenilirliğine;
Paylaştığım yalnızca acı oldu
Senin adını işittiğimde...
...
Gizlice buluşmuştuk seninle...
Sessiz, hüzünlenirim şimdi
Çünkü ruhun aldattı ruhumu
Yüreğin unuttu yüreğimi.
Eğer bir gün, uzun yıllardan sonra
Karşılaşırsak ikimiz yine
Nasıl bakabilirim, nasıl sana
Sessizce ve gözyaşları içinde.
(...Lord Byron)

bizimkiler...
Bebek nöbetindeki İhsan Altıkardeş çocuğunu uyutmak için ayağında sallarken, koridordaki telsize kulak veren eşi heyecanla içeri girip “Tramvayda doğum varmış” diye söyler...
İhsan Altıkardeş de önce gece muhabirini, sonra bürodaki ekibi metroya yönlendirir...
Ancak ekipler metro istasyonunda ambulansı bulamazlar... Önce gece muhabiri ardından Refik Fidan 112’yi arayınca komuta merkezdeki hemşireler kendilerine fırça atar...
Bu sefer İhsan Altıkardeş 112’yi arayıp, “Tramvaydaki doğum yapan kadın hangi hastaneye sevk edildi” diye sorar...
112’nin nöbetçisi kahkahayı basar ve şöyle der;
“-İhsan Bey, tramvayda değil, başka bir adreste... O kelime travayda olacak. Tıbbi bir terimdir. Travay: Zamanında doğum demektir...”

iğ­ne­lik...

RUS GAZI
Çıktı Rus’un avâzı,
Görelim ne söyledi...
Aldı eline sazı,
Batı’yı heyheyledi!
Festival rotasında,
Kızıl Ordu’nun cazı...
Kışın tam ortasında,
Keserim dedi gazı!
Avrupalı kaşındı,
İple çekiyor yazı...
Çok köprüler aşındı,
Keskin Rus’un ikâzı!
(...Sefa Koyuncu)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Komedi