18 Mayıs 2010 Salı

Söz Market



hayata dair...
Başarının asıl sırrı coşkudur...
Evet... Burada, heyecanı da aşan coşkudan söz ediyorum ben...
Çünkü coşkulu olduklarından başarı destanları yazabilirler...
Coşkuluysanız her engeli aşabilirsiniz...
Coşku, gözünüzdeki ışıltı, yürüyüşünüzdeki salınım, elinizin kavrayışı,
arzunuzun karşı konulmaz yükselişi ve yeni düşünceler üretme enerjinizdir...
Coşkulu kişiler büyük savaşçılardır...
Azimlidir ve sarsılmaz değerleri vardır...
Tüm gelişmelerin temelinde coşku yatar...
Coşku olduğunda başarı muhakkak gelir...
Coşkunun yokluğunda ise ancak mazeret vardır...
(...Walter Chrysler)

Te­mel’in ye­ri
Temel müthiş bir kar fırtınasında arabasıyla kaybolmuş...
Bir yandan yolu görmeye çalışırken, bir yandan da düşünüyormuş... Birden rahmetli babasının söyledikleri aklına gelmiş;
“-Yavrum Temel... Eğer bir gün kar fırtınasında kaybolursan, kar temizleme aracının gözükmesini bekle ve onu takip et...”
Bir süre sonra gerçekten de kar temizleme aracı uzakta belirmiş... Temel hemen peşine takılıp, takip etmeye başlamış...
Yaklaşık iki saat sonra kar temizleme aracının şoförü durmuş... Temel’in arabasının yanına gitmiş;
“-Ne yapmaya çalışıyorsun?... Neden beni izliyorsun?...”
-Kar fırtınasında yolumu kaybettim... Sizi takip ederek en yakın yerleşim birimine gitmek istiyorum... Babam bana bu nasihati vermişti...
“-Güzel... Ben bu marketin park sahasının temizlemesini bitirdim, yandakine gidiyorum... İsterseniz beni orada da izleyebilirsiniz...”

Söz Der ki;
“-Olmayanın üzerine yapılan hesap, olanı kaybetmeye mâlolur...”
(...Kriz için söylediği anahtar cümle... Adeta müthiş S.Ö.Z.leri)

bizimkiler...
Gece servisine son anda yetişir...
Ama o da ne, servistekiler neredeyse son seste, “Kalbime gömerim o zaman” şarkısını dinliyor...
Bir müddet servis şoförüne, bir müddet sağına soluna bakınıyor, tepki veren yok...
“Abi biraz kısar mısın” diyecek oluyor, tam o sırada şoför konuşuyor;
“-Birader, bakmayacak mısın telefonuna?...”
Serdar’dır o ve telefon konuşması bittikten sonra muhabbet, “Kardeşim bunun zil sesiyle sürekli oynuyor” diye devam edecektir...

itiraf reyonu...
(...isim: hüseyin akbal ...şehir: istanbul ...yaş: genç daha)
-Tombili Murat’ın maceraları - 1 -
Fotoğraftaki arkadaşım Murat, bir işi için İzmir’e gidecektir... Fakat bu onun ilk iş seyehatidir ve oldukça heyecanlıdır...
Patronu Yılmaz Abi; ona gerekli taktik ve bilgileri veriyor, neyin nasıl olması gerektiğini anlatıyor...
Leb demeden leblebiyi anlayan Murat, sürekli lafı kesiyor “Tamam tamam” diye...
Neyse herkesle vedalaşıp yola çıkıyor ve öğlen bir gibi dükkandan patronu arıyor...
“Abi buralarda öyle bir adres ve öyle bir firma yok”...
Patron “Olum nasıl olur” diyor ve Murat’a firmayı bir daha tarif ediyor...
“Tekrar sorayım” diyerek kapatıyor telefonu...
Bir müddet sonra yine arıyor, “Yok abi böyle bir adres...”
Patron kıllanıyor, “vardı-yoktu” tartışmaları uzuyor ve finalde anlaşılıyor ki Murat İzmir yerine İzmit’e gitmiş...
- bu macera bitmez -
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)

iğ­ne­lik...

TAŞIYICI

Bu millete çektiren,
Çıkaran buhrânları...
Aslını inkâr eden,
Avrupa hayrânları!

Batı’ya gitmiş adam,
Bin türlü herze yemiş...
Derdi matmazel madam,
Nükleer getirmemiş!

Memleket üzerine,
İsyânları kaşımış...
Teknoloji yerine,
Ahlâksızlık taşımış!

(...Sefa Koyuncu)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Komedi