18 Mayıs 2010 Salı

Söz Market



tuzaktan kumanda
(...CNN TÜRK - Nasıl Yani)
BEYAZIT ÖZTÜRK: Magazinel olarak da hafif senin bir gitmen lazım buralardan herhalde...
HANDE ATAİZİ: Finali yaptık artık...
BEYAZIT ÖZTÜRK: Şemsiyeli final oldu...
HANDE ATAİZİ: Ne yapayım; caddeye bir çıkıyorum, tinercisi, çiçekçisi, böcekçisi, fareli köyün kavalcısı gibi... Hani İstiklal Caddesi’nde böyle bir maymun geçidi...

itiraf reyonu...
(...isim: istihbarat ...şehir: çok gizli ...yaş: Daha da gizli)
Dayımlar ailece İstanbul’da... Yakınlarını ziyaretten dönüyorlar...
Halk otobüsüne biniyorlar, dayımda keyif gıcır tabii, bir havalar... Bacak bacak üstüne atıp yolculuğun keyfini çıkarıyor...
Derken otobüs virajdan hızlı bir dönüş yapıyor, dayım koca otobüste tepetakla yere yuvarlanıyor.
Debelenirken de bir yandan şoföre bağırıyor,
“-Dursana yaaaa...”

(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)

Te­mel’in ye­ri
Temel’in çocuğu olmuş... Hemen kahveye koşup müjdeyi vermiş;
“-Beni tebrik edin, artık babayım...”
“Uyyy” demiş Dursun;
-Oğlan mı?...
“-Hayır, bilemedin...”
-Demek ki kız?...
“-Bu memlekette de dedikodu amma hızlı yayılıyor yahu...”

Söz Der ki;
“-Sevgiyi sonsuza dek sürdürmeye çalışanlar, aşkı ise çalışmayanlar başarır...”
(...Kafa kaşındıran, jetonu biraz geç düşüren müthiş S.Ö.Z.leri)

ayaküstü
Leman Sam katıldığı televizyon programında teknoloji hayranlığının boyutunu eleştiriyor;
“-Uçak yere iner inmez insanlar telefonuna sarılıyor... Cep telefonu olmasa ne yapacaktınız?...”
Açıklama güzel, güncel ve ilginç...
Ancak bu haberi bir GSM hizmeti olarak cep telefonu ekranından okumak daha ilginçti...

bizimkiler...
Sabah Ahmet Abi surat bir karış geldi;
“-Yahu arkadaş; kış lastikleri de takılı arabaya, bugün karlı diye iki saatte gelebildim...”
Nihat Abi şikayeti yorumladı;
“-Senin araba arkadan çekişli... Önden çekişli olsaydı problem olmazdı...”
İsmail Abi son noktayı koyuyor;
“-Abi sen de geri geri gel bir dahakine... Daha çabuk gelirsin...”

kadınlar&erkekler
Bernard Shaw, ihtiyarlık yıllarında evinin bahçesiyle çokça uğraşıyordu...
Bir gün karısını ziyarete gelen yaşlı bir hanım, onu elinde çapa, iki büklüm görünce tanıyamadı.
Gözlüklerini düzelttikten sonra, “Günaydın bahçıvan efendi” dedi;
-Siz Shaw’ların yanında ne zamandan beri çalışıyorsunuz?...
“-Kendimi bildim bileli...”
-Verdikleri ücret sizi geçindiriyor mu?...
“-Yalnız yiyeceğimi veriyorlar...”
Yaşlı kadın, bahçıvanın bu hâline acımış olacak ki şu teklifte bulundu:
-Eğer benimle çalışırsanız, size yiyecek ve giyecekle birlikte yeterli aylık da verebilirim...
Bernard Shaw, “Teşekkür ederim” diyerek bu teklifi şöyle geri çevirdi;
“-Ne yazık ki ben, Bayan Shaw’a ömür boyu bağlıyım...”
Yaşlı bayan biraz da kızarak:
-Ama bu tutsaklıktan, kölelikten başka bir şey değil...
Bernard Shaw ise gülerek; “Hayır sayın bayan” dedi;
“-Biz buna ‘evlilik’ diyoruz...”

bir film di­ya­lo­ğu!
“-Belki bu dünyada kimse için huzur diye bir şey yoktur. Ama biliyorum ki, yaşadığımız sürece kendimize dürüst davranmamız gerekiyor...”
(...Spartacus filminden)

iğ­ne­lik...

FİLİSTİNLİ ÇOCUK

Gece teslim devlere,
F-16 ağıyor...
Gazze’deki evlere,
Gökten bomba yağıyor!

Akan kan oldu ırmak,
Bunda adâlet var mı?
Şehre bomba yağdırmak,
İnsanlığa sığar mı?

İsrail’de yok vefa,
İntikâm şekli uçuk...
Filistin’de son defa,
Anne diyor bir çocuk!

(...Sefa Koyuncu)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Komedi