29 Mayıs 2010 Cumartesi
Söz Market
söz der ki
“-Elinde olmayanların hayaliyle doyumsuzluğa düşersen, elinde olanları da kaybedersin...”
(...’Hımmm düşündürücü’ dedirten müthiş S.Ö.Z.leri)
tuzaktan kumanda
(...KANALTÜRK - Telegol)
SERHAT ULUEREN: Hocam siz de annenizin yanından geldiniz programa. Neler söyleyeceksiniz anneler günü için?...
AHMET ÇAKAR: Beyler bunlar vahşi kapitalizmin paranın bir yerden bir yere akmasını sağlamak için uydurduğu tezgahlardır... Ama valideye diyemiyorsun ki; “bunlar tezgahtır”....
itiraf reyonu..
(...isim: ali taşdelen ...şehir: istanbul ...yaş: kırk üç)
Birkaç işlem için bankaya giden amcam sıra numarası alma makinesinden daha imtiyazlı olabilmek adına banka kartını kullanarak bir numara almış...
Hatta kendinden bir süre önce gelmiş olan Mustafa kardeşin “Abi senin kartın var bana da bir numara al da fazla beklemeyeyim” ricasıyla isteği yerine getirip huzur içerisinde beklemeye başlamışlar...
Bankanın kalabalıklığına rağmen sıranın çabucak kendilerine geleceğinin düşünülmesinin üzerinden 45 dakika falan geçip sinirlerin tam gerilmeye başladığı sırada Mustafa’nın kendisinin aldığı numaranın ışığı yanmış, bundan 15-20 dakika sonra da amcamın numarası görüldüğünde, vezneye gelen amcam işlemi yapması için kartını görevli bayana uzatınca her şey anlaşılmış...
Bir başka bankanın kartıyla numara almış kendine ve Mustafa’ya...
İşin garip tarafı bu geçen süre içerisinde o başka bankanın kartı var ya; hep elindeymiş amcamın...
(...omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim)
temel’in yeri
Zengin Temel‘le Dursun
ava çıkacak... En iyi markadan, gıcır gıcır avcı elbiseleri ve tüfek almışlar...
Topu topu bir tavşan vurabilmişler... Dursun;
-Görüyor musun Temel, bir tavşan iki milyara maloldu...
“-Yine iyi, ya iki tane vursaydık?...”
bir film diyaloğu!
-İkinci sınıf bir otel odasına bile almadılar bizi... Bizden korktular...
“-Onlar senden değil ifade ettiğin şeyden korktular...”
-Onlara ifade ettiğim tek şey saç tıraşı olmam gerektiği...
“-Hayır, onlara ifade ettiğin şey özgürlük...”
(...Easy Rider filminden)
hayata dair
Yavaş yavaş hayatımın ilk yıllarına katılmış olan neşe de yok oldu...
Neşe, evet, en çok özlediğim şey bu olmuştur...
Sonraları mutlu oldum, ama mutluluk neşenin yanında güneşin yanında bir elektrik lambası gibidir...
Mutluluğun hep bir nesnesi vardır, bir şeyler yüzünden mutlu olunur, varlığı dışardan bir olaya bağımlıdır...
Oysa neşenin nesnesi yoktur...
Belirgin olmayan bir nedenle sarar seni, varlığı güneşe benzer, kendi yüreğinin ısısıyla yakar...
(...Susanna Tamaro)
bizimkiler
(...Almanya Bizimkiler’den)
Müessesemizin emektarı Halil Baba her sabah saat 8 olmadan işinin başındadır...
Sabahları gelirken komşu iş yerideki bir kadın da aynı saatlerde geliyor...
Bu karşılaşmalarda “Merhaba, iyi günler, nasılsınız” derken muhabbet iyice ilerliyor...
Bir gün Halil Baba kadına “Emeklilik ne zaman” diye soruyor...
O gün bu gündür Halil Baba kadıncağızın ne izini, ne tozunu görebiliyor...
***
Bir arkadaşımızın babasının Almanya`da yaşadığı yıllar...
Onun memleketten arkadaşı, sahip olduğu iki tane ineği, kış aylarında yem olarak verdiği kurumuş samanları yemeyince camları yeşil renkten büyükçe bir gözlük yaptırmış...
İnekler samanları yeşil yeşil görüp, taze zannetsinler diye...
kadınlar & erkekler
Sokrat’ın karısı çok geçimsizmiş... Herkes bunu bildiği için kendisine sormuşlar;
“-Bu kadına niçin katlanıyorsunuz; nasıl tahammül ediyorsunuz?...”
Şöyle cevap vermiş:
“-Binicilikte usta olmak isteyenler, en huysuz atı idare etmek zorundadır...”
iğnelik
EUROVISION
Can çekişen flora,
Baharda renkleniyor...
Lâkin kelaynaklara,
İnsanlık ekleniyor!
Hümanizm de nihâyet,
Yuvarlandı çukura...
Muâsır medeniyet,
Modern Sodom Gomora!
Televizyon eliyle,
Meşrûiyetin sonu...
‘Yurovizyon’ hâliyle,
Avrupa’nın vizyonu!..
(...Sefa Koyuncu)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder