söz der ki
“-Kalbiyle yola çıkan için yanlış adres yoktur...”
(...Adres sormamakta inat ederken söylediği müthiş S.Ö.Z.leri)
tuzaktan kumanda
(...STAR - İzdivaç)
ESRA EROL: Samsun’dan buraya niye geldin Hüseyin Amca?...
HÜSEYİN AMCA: Valla baktım Esra Hanım, gelenleri çiftleştiriyor, kalktım geldim...
ESRA EROL: Eşleşmeye demek istedin değil mi Hüseyin Amca...
hayata dair
Bir gülümsemenin insana hiçbir masrafı yoktur...
Bu kadar basit bir sermaye ile elde edeceğiniz kazançlar ise büyük olabilir...
Kısacık bir ana sığan gülümseme bir hafızada ömür boyu yaşayabilir...
Hiç kimse gülümsemenin meydana getireceği faydaları reddedecek kadar zengin değildir...
Hiç kimse de gülümsediği için fakir düşmez...
Gülümseme korkaklara güç, kederlilere neşe, hastalara sağlık verir...
Gülümseme yorgunları dinlendirir...
Onu satın alamazsın; onu dilenemezsin, onu çalamazsın...
Onu birisi size ancak gönül rızasıyla verir...
Yalnız fotoğraf çektirirken değil, fotoğraf çekerken de gülümseyiniz... Carnegie)
temel’in yeri
Temel, arkadaşı Dursun’a, “Doğru” bir kadınla karşılaşamadığı için evlenemediğini söylemiş...
Dursun, “Nasıl birini arıyorsun ki” diye sorunca Temel anlatmaya başlamış;
“-Önce çok güzel olmalı, iyi bir aşçı, usta bir temizlikçi, tutumlu olmalı.. Huyu çok iyi olmalı, en önemlisi çok zengin olmalı evi, malı mülkü olmalı...”
“Yahu” demiş Dursun, “Tarif ettiğin kadının senin gibi biriyle evlenebilmesi için deli olması lazım?..”
“Tamam” demiş Temel,
“-Diğer özellikleri tutuyorsa, olabilir..!”
bir film diyaloğu!
Hoca: Sen neden takıma katılmıyorsun?...
Öğrenci: Biri kovalamadığı sürece koşmak mantıksız geliyor... (...Fakülte filminden)
çay ailedir!
Çayın alt demliği
“KAYNANADIR”
Sürekli kaynar durur.
Hatta: Dikkat edilmezse
TAŞABİLİR...
...
Üst demlik
“GELİNDİR”
Alt demlik kaynadıkça onun da hareketi artar.
Ama zamanla da
Olgunlaşır ve
DEMLENİR...
...
Gelinin “KOCASI” ise bardaktır.
Her iki çaydanlıktan da
Yeterince nasibini alır.
Biraz kaynana doldurur onu;
Biraz da gelin...
Bu nedenle de denge unsurudur.
Açık ya da demli çayın hoşa gitmemesi
BUNDANDIR...
...
“ÇOCUKLAR”
Çayın şekeridir, tat verir...
Çok Şeker çayın lezzetini bozar.
Şekersiz çaya alışanlara ise
Bir tanesi bile...
FAZLA GELİR...
...
“GÖRÜMCE” ise
Çay kaşığıdır, arada bir gelir;
KARIŞTIRIP gider...
...
“KAYINPEDERE” gelince
O da “Çay Tabağı”dır.
Çayın demine, suyuna karışmaz;
Bir kenarda lök gibi oturur.
Sadece dökülenleri toplar ve çevreye zarar vermesini engeller.
Ancak; ara sıra boşaltılması gerekir,
Yoksa taşıp her şeyi BERBAT edebilir.
...
Kısacası bir bardak çay,
“AİLEDİR”
VE ağız tadıyla içilen bir bardak çayın;
ÜSTÜNE YOKTUR
(...Dilaver Arvas’tan)
bizimkiler
Arabada giderken, bir yandan da telefonla konuşmaktadır...
İlerde trafik polisini görünce, karşıdakini uyarır,
“-Abi arabadayım... Polis çevirme yapıyor, ben seni sonra ararım...”
Şaşkın bakışlar arasında kapatır... Çünkü şoförün yanında oturmaktadır...
Herhalde karşıdakinden kurtulmak için söylediği zannedilir...
O ise şoföre bakar, “Aaa, sen kullanıyordun di mi” der...
Talip’dir...
iğnelik
ENGELCİLER
Eriyor için için,
Eski tüfek solcular...
Engel çıkarmak için,
Mahkemeye yolcular!
Boş dosyaları raftan,
İndirmeleri elîm...
Anlamaz bunlar lâftan,
Ama yine diyelim!
Bu milletin hayrına,
İşe engel olmayın...
İz bırakın yarına,
Saçınızı yolmayın!..
(...Sefa Koyuncu)
29 Mayıs 2010 Cumartesi
Söz Market
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder