29 Mayıs 2010 Cumartesi

Söz Market



Hayatınızda önünüze çıkan herkesin özel bir görev ile karşınıza geldiğine emin olun.
Ve ona varlığı için teşekkür edin... Özellikle düşmanınızsa...
...
Önünüzde gelecek varken geçmişle uğraşmayın... Ama geleceği de yeni bir “eski geçmiş” yapmak için yaşamayın...
Onu şekillendirin; geçmişinizin tekrarlarından kurtulun...
...
Başınıza gelmiş ve gelecek her şeyin tek sorumlusunun kendiniz olduğu gerçeğiyle barışmayı reddettiğiniz her gün tedavi süreniz gecikecek, “yeni bir eski geçmiş” için her seferinde yeni bir adım attığınızla kalacaksınız...
...
Gerçek, düş artı zamandır...
İnanmak için görmeyi beklemeyin... İnanın ki, görebilin...
...
Dünyadaki en büyük ekonomik gerçek mutluluktur...
Ekonomi’nin tanımı mutluluktan başka bir şey değildir... Her zaman iyi bir ekonomist olun...
...
Düşleyin, düşleyin, düşleyin... Düş, var olan en gerçek şeydir...
(...Stefano Elio D’anna)


itiraf reyonu...
(...isim: maksoy ...şehir: zonguldak ...yaş: yirmi beş)

Bizim mesai saatimiz 13.00’te başlıyor.
Bana, “Sen bu sesle kargadan bile randevu alamazsın” diyen müdürümüz 13.10’da personel kontrolüne gelir, 13.30 ya da 14.00’e kadar ofiste bekler, ekip tamamlansın diye... Ben de geç kalırım genelde...
Önce montumu ve çantamı lavaboya koyar, erken gelmiş görüntüsü verir, sanki binadaymışım ama başka işleri hallediyormuşum gibi davranırım...
Buradan sesleniyorum sevgili müdürüme, son bir aydır mesai saatini tutturamadım...
Her gün geç geliyorum...
Ne yapayım sabaha kadar bilgisayar başında oyun oynamaktan, ya da sohbet etmekten sabahları uyanamıyorum...
Her erken geldiğimi sandığınız günlerde lavaboyu kontrol ederseniz çantamı ve montumu görebilirsiniz...

eczanemin günlüğü...
Bir ilaç firması, Türkiye genelinde eczacıların başından geçen ilginç olayları toplamış ve “Eczanemin Günlüğü” ismiyle kitap haline getirmiş...
Dün bu gerçek hikâyelerden birini vermiştim, bunlar da diğer trajikomik hikâyeler...
...

İ.S.K.İ.
Eczanemizin vitrininde anlaşmalı kurumların adı yazar.
Bunların arasında İ.S.K.İ. ve yeşil kart da bulunuyor. Bir gün müşterilerimizden biri elinde makbuzla gelip su parası yatırmak istediğini söyledi.
“Burası eczane” dediğimde “Olabilir ama kapısında İ.S.K.İ. yazıyor” diye beni azarladı.
Bir başka seferinde ise hastalarımızdan biri bizden yeşil kart almak istedi.
Gerekçesi aynıydı, kapıda yeşil kart yazması. (...Çelen Eczanesi-İstanbul)
...

ŞİFRE
Bir gün eczaneme yaşlı bir teyze geldi. Kan sulandırıcı bir aspirin istedi.
Ben de hem çok hem de ucuz olması nedeniyle Aspirin 300x100 tablet önerdim.
“Bak teyzeciğim bu kapağa sol elle bastırıyorsun, 1-2-3 çevir, hop açıldı!” diye göstererek ilaç kapağının açılışını gösterdim. Teşekkür edip ilacı aldı ve gitti.
Bir saat sonra falan kalfam “Bir hasta seni arıyor” diyerek telefonu uzattı.
Baktım biraz önceki teyze “Eczacı bey, kapağı açamıyorum” diyerek şifreyi tekrarlamamı istedi.
(...Egeli Eczanesi-İzmir)
...

KAPI SAPI
Nöbetlerden birinde müşterimiz “kapı sapı” istedi. Neden böyle bir şey istediğini sorduğumda sinirlendi.
Konuşması düzgün olmadığı için tüm iyi niyetime rağmen ne istediğini bir türlü anlayamıyordum.
Neyse ki eşim yardım etti ve müşterinin bağırsakları çalışmadığı için “kabız hapı” istediğini anladım.
(...İlker Eczanesi-İstanbul)
...

MASADAKİ İLAÇ
Eczanemize gelen yaşlı bir teyze tansiyon ilacı alacaktı. Reçetesini alıp bilgisayara girdik, bir haftalık bir ilacı var gözüküyordu.
Oysa teyze ilacının bittiğini, elinde kalmadığını söylüyordu. Biz de bilgisayara göre elinde ilaç olması gerektiğini söyledik. Telefonumuzla evini aramak istedi, izin verdik. Telefona çıkan kızına “Kızım masanın üzerindeki ilacı kaldır. Burada bilgisayar dedikleri bir makine var, ilacımı görüyorlar bana ilaç vermiyorlar” dedi. (...Ömür Eczanesi-Trabzon)
...

DUL KARI
Eczaneme gelen yaşlı bir amca “Dul karı var mı?” diye sorunca önce şok oldum...
Ama sonradan anladım ki hasta tatlandırıcı “Dulcaryl” istiyordu.


söz der ki
“-Beklenti olmayan çalışma; insanı zengin eder...”
(...Dudağın sadece bir tarafını ısırtan müthiş S.Ö.Z.leri)

temel’in yeri
Yargıç, sanık Temel’i sorguya çekiyormuş;
-Demek yüzüğü çalmadın, yolda buldun...
“-Evet efendim, yolda buldum... İnanmazsanız, yüzüğü düşürenin sahibine sorun...”
-Peki, sahibinin kim olduğunu biliyorsun da, yüzüğü götürüp niçin ona vermedin?...
“-Verecektim ama... İçindeki yazıyı görünce vazgeçtim...”
-Ne yazıyordu yüzüğün içinde?...
“-Efendim ‘ebediyen seninim’ yazıyordu...”

bir film diyaloğu!
“-Önemli olan silahı kimin keşfettiği değildir... Önemli olan tetiği kimin çektiğidir...”
(...The Edukators filminden)

iğnelik

> PARALAR

İşi zor bîçârenin,
Tutsa da kuyruğu dik...
Sosyal parametrenin,
Bir tarafı hep eğik!

Kuru ekmek lokanta,
Aradaki mesâfe...
Hava atıyor kanta,
Sözüm ona neskafe!

İktisâdi sistemin,
Odağında para var...
Parası yoksa kimin,
Sistem onu paralar!..

> (...Sefa Koyuncu)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Komedi