29 Mayıs 2010 Cumartesi
Söz Market
Hayatın bize çizdiği yol, özgürlük ve güzelliklerle dolu olabilir...
Ama biz bu yolu yitirdik...
Hırs insanların ruhunu zehirledi, dünyayı bir nefret çemberine aldı...
Hepimizi kaz adımlarıyla sefaletin ve savaşların içine sürükledi...
Hızımızı artırdık, ama bunun esiri olduk...
...
Bolluk getiren makineleşme bizi yoksul kıldı...
Edindiğimiz bilgiler bizi çıkarcı yaptı, zekâmızı da katı ve acımasız...
Çok düşünüyoruz, ama az hissediyoruz...
Makineleşmeden çok insanlığa, zekâdan çok iyilik ve anlayışa ihtiyacımız var...
İnsancıl değerlerimizi koruyamazsak hayat korkunç olur...
Hep yitiririz... (...C.Chaplin)
temel’in yeri
Temel çok dalgınmış ve önemli günleri unuttuğu için sürekli Fadime’yle atışıyormuş...
Çare olarak evlilik yıl dönümleri, Fadime’nin doğum günü gibi özel günlerin tarihlerini bir çiçekçiye vermiş ve o tarihlerde karısına bir düzine gül göndermesini, içine de “sevgili eşime” yazılı bir kart koymasını söylemiş...
Bu taktik epeyce bir süre gayet güzel çalışmış... Fadime memnun, her önemli günde kocasından bir düzine gül, kart ile birlikte geliyormuş...
Bir gece Temel geç vakit eve gelmiş, bakmış Fadime masada oturmuş bekliyor...
Vazoda da şahane güller var... Fadime’nin yanına giderek, öpücük kondurmuş ve sormus;
“-Ne kadar güzel güller... Nereden aldın?...”
itiraf reyonu
(...isim: meryem ..şehir: bilecik... ...yaş: on sekiz, on dokuz civarı)
Benim, evimizde kullanılmayan ajandayı alıp, süsleyip püsleyip güzel bir aile içi telefon rehberi haline getiren...
Kendi elleriyle Ahmet Amca’nın Fatma Teyze’nin telefon numaralarını yazan...
Ve yine kendi elleriyle Afyonkarahisar telefon rehberi isteyen komşumuza,
“Bu olur mu” diye eserimi uzatan ömür törpüsü bir kardeşim var...
Adı Ziya... Kendisine sevgiler...
> (omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)
kadınlar & erkekler
Melih Cevdet’e sormuşlar “Evlilik nedir” diye.
“Eskiden” demiş; kız tarafının ve oğlan tarafının ailesi bir araya gelir, yeni çiftin kuracağı yuva için hazırlık yapılır, beraberce yeni ev düzülürdü...
Tabii o zamanlar evler genelde bahçe içinde müstakil evlerdi...
O yüzden buna “Evlenmek” denirdi...
Şimdi ise yeni evliler apartman dairelerinde yani katlarda oturuyorlar...
Bu yüzden artık evlilik “Katlanmaktır”...
bizimkiler
(...Bizimkiler’in derbi muhabbetleri)
HÜSEYİN: Sivas’tan Fener’e teşvik primi gitmiş...
...
BAHA: Bizim top toplayıcı kadromuz Sivas’ınkinden zayıf...
...
EMİN: Yılmaz Erdoğan’ın yeni oyununu seyrettin mi, “Sen hiç Türkiye Kupası Gördün mü?...”
...
ALİ: Çarşı, aşırtma vuruşlara karşı...
...
NECMETTİN: Beşiktaş muhalefette kalmayı seviyor abi...
söz der ki
“-Aşk ve sevgi arasındaki farkı bilmeyen ikisini de beceremez...”
(...Sırf kulağa hoş geldiği için kaleme aldığı müthiş S.Ö.Z.leri)
tuzaktan kumanda
(...KANAL D - Sabahların Sultanı)
STÜDYO KONUĞU: Bacım ne böyle haşlanmış tavuğa dönmüşsün?...
SEDA SAYAN: Güneşte kitap okurken 1 saat içinde bu hale geldim. İzleyiciler renk ayarıyla oynamasın...
bir film diyaloğu!
“-Aslında ben bisiklete binmiş 12 yaşındaki bir çocuğu kıskanıyorum...”
(...Beautiful Girls filminden)
iğnelik
> DEDİKODU KRİZİ
Kriz mıriz yok iken,
Alevsiz duman tüttü...
Medya oldu baş çeken,
Vatandaşı ürküttü!
Türkiye’deki kriz,
Dedikodu sansasyon...
Yeni bir hamleyle biz,
Bulalım motivasyon!
Lobilerin gayreti,
Yıldırmamalı bizi...
Medyanın marifeti,
Dedikodu krizi!
> (...Sefa Koyuncu)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder