29 Mayıs 2010 Cumartesi
Söz Market
itiraf reyonu..
(...isim: anonim ...şehir: istanbul ...yaş: orta yaş)
90’lı yılların başı... Ortaokuldayım... Köyde, annem ve teyzemlerle bahçeye gidiyoruz...
O gün Anneler Günü...
Her yer mayıs çiçekleriyle dolu... Gelincikler, papatyalar, zambaklar öyle güzel ki...
Bahçe yolundan bir buket papatya topladım...
Anneme uzattım, “Anneler Günün kutlu olsun!”
Annem, “Ben bilmem Anneler Günü filan” dedi ve ekledi;
“-A oğlum onları toplayacağına biraz yonca kırpsaydın, kuzulara verirdik...”
Aradan 15 seneden fazla bir süre geçti...
Şimdi aynı annem, bu günde aramakta biraz geç kaldığımızda bize küsüyor.
Anneler Günü’nün kapitalizmin duygu sömürüsü günü olduğuna mı üzüleyim?...
Yoksa annemi arayıp çok mutlu ettiğime mi sevineyim bilemiyorum...
(...omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim)
temel’in yeri
İri yarı ve aşırı kaslı bir müşteri,
tezgahtar Temel’e sormuş;
“-E.e.e... Eerrrkkkek.lller... Re.re.e.e.yonu... Ka.ka.ka.çın.cı... Ka.ka.katta?...”
Temel cevap vermemiş... İri yarı adam tekrar sormuş;
“-E.e.e... Eerrrkkkek.lller... Re.re.e.e.yonu... Ka.ka.ka.çın.cı... Ka.ka.katta?...”
Tezgahtar yine duymamış gibi işini yapmaya devam etmiş...
İri yarı adam iyice sinirlenerek aynı soruyu bir kez daha sormuş, yine cevap alamayınca kızarak uzaklaşmış...
Başka bir müşteri merakını yenememiş Temel’e sormuş;
“-Neden adama bir cevap vermediniz?...”
Temel‘in cevabı;
“-Da.a.yyak mmı... Yi... Yiye yi yim... Yaani?...”
tuzaktan kumanda
(...KANALTÜRK - Telegol)
GÖKMEN ÖZDENAK: Ersen Martin, Ricky Martin’in kardeşiymiş...
ZİYA ŞENGÜL: Doğru mu söylüyorsun?...
GÖKMEN ÖZDENAK: Tabii ki, babası aynı, annesi başka... Kardeş onlar...
AHMET ÇAKAR: Olur mu beyler, Ersen’in “Martin” soyadı annesinden geliyor...
SİNAN ENGİN: Gökmen Abi şaka yapıyor yav...
AHMET ÇAKAR: Beyler kendinize gelin, iyice sirke çevirdiniz burayı!
söz der ki
“-Düşündüğünü yapamayan insan, başkalarının düşündüğünü yapan insan olur...”
(...Kişisel gelişim kongresinde ettiği müthiş S.Ö.Z.leri)
iğnelik
İŞTE MEYDAN
Bilirim ben yaparım,
Demekle iş olmuyor...
Atıp tutmakla yarım,
Karavana dolmuyor!
Haz verse de masada,
Harman savurup esmek...
Rüzgâr varsa kasada,
Faydasız ahkâm kesmek!
Evvelâ kendini yen,
Pehlivân görsün cihân...
İş bilenin yiğitsen,
İşte sen işte meydân!..
(...Sefa Koyuncu)
hayata dair
Bize değer verenleri ağlatır, vermeyenler için ağlarız...
Bizim için hiç ağlamayacaklara değer veririz...
Garip ama gerçek...
Bir kez bunu anlasak değişmek için hiçbir şey geç değil...
Uyandığında iki seçeneğin olur; tekrar uyuyup bir rüya görmek,
Ya da uyanıp rüyanın peşinde koşmak...
Hep meşgulsen, hiç müsait olamazsın...
Hep zamanının olmadığını söylersen, hiç zamanın olamaz...
Hep “yarın yapacağım” dersen, yarın hiç gelmez...
(...Herakleitos)
bizimkiler
(...Bursa’dan atışmalar)
- İhsan Altıkardeş’in maili -
Refik bir intihar haberini telsizden alıp polis şefini aradı,
“-Abi cinayet ibaresi var mı?...”
Polis düzeltti, “Cinayet emaresi henüz yok”...
***
- Refik Fidan’ın maili -
Bursagaz’ın Basın Futbol Turnuvası’na İHA olarak gururla katılıyoruz...
Ama İhsan Abi “Hanımdan izin almam gerek” diyor...
Şimdi turnuvanın selameti yengenin vereceği vizeye bağlı...
bir film diyaloğu!
-Aslında beni tanıyanlar çok ince bir zekâm olduğunu söylerler...
“-Belli, o kadar ince ki ben göremiyorum!...” (...Kelebek filminden)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder