22 Mayıs 2010 Cumartesi
Söz Market
İtiraf Reyonu
(...isim: deniz ...lakabı: dericiler kralı ...şehir: mercan)
Dericiler Kralı Deniz, Mercan’da adres sormak için bir hana girer...
Elindeki kağıda bakarak karşısına çıkan bir şahsa adresi sorar...
Ancak adamdan 4 dakika kadar cevap gelmez... Dericiler Kralı Deniz de elinde kağıtla öylece bekler...
Taa ki karşısındakinin bir boy aynası olduğunu anlayıncaya kadar...
Etrafına bakar, kimse görmemiştir ve hemen oradan uzaklaşır...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)
kadınlar & erkekler
(...Kadınlar için “Mutsuz Olma Rehberi” Mor ve Berisi’nden)
X Eşinizi her fırsatta eleştirin... Kapı önü, misafir yanı dinlemeyin...
X Annesinden ve kız kardeşinden şikayet edin, yaşamıyorlarsa geçmişte yaptıklarını anlatın...
X Sürekli sizi anlamadığından yakının, “Nişanlıyken böyle değildin ama...” diye ağlayın...
X Onun yorgun olduğu zamanlara misafirlik programları yapın, gezmelere götürün...
X Zaman ne olursa olsun; son zamanlarda ilgisinin azaldığından şikayet edin...
X Sizin dışınızda kimseyle görüşmesine izin vermeyin, görüşmeye kalkarsa kıskançlık krizleri geçirin...
X Spor programı seyrederken, öteki kanalda diziniz olduğunu söyleyin...
X Sizi dinlemediğinden şikayet edin, dinlemeye kalkarsa artık geç olduğunu söyleyin...
temel’in yeri
Temel uykusuzluk şikayetiyle doktora başvurmuş...
Doktor muayeneden sonra teşhisi koymuş:
“-Sizin fiziksel bir probleminiz yok... Tek yapmanız gereken, canınızı sıkan ne varsa, bunları yatağın dışında bırakmak...”
Temel başını sallamış;
“-Biliyorum ama, ne yapayım doktor?... Karım bensiz yatmaya yanaşmıyor...”
söz der ki
“-Seven ortada dolaşır, belli etmez... Âşık olan gizlenir, saklayamaz...”
(...Formülü çözerken ettiği müthiş S.Ö.Z.leri)
tuzaktan kumanda
(...HABERTÜRK - Bu Gece)
VURAL ÇELİK: Geçen seneye kadar Harry Potter gibi dizi çekiliyordu. Benden de ne Harry Poter olur ama?...
SABA TÜMER: Hormonlu Harry Potter...
bir film diyaloğu!
“-Tabancası olan bir adam, tüfekli bir adamla karşılaştığında tabancası olan, ölü bir adamdır...”
(...Per Un Pugno Di Dollari filminden)
hayata dair
Hayatın birinci yarısı, mutluluğa karşı duyulan yorulmak bilmez bir özlem olduğu halde, ikinci bölümü acı dolu bir korku duygusuyla kaplıdır...
Çünkü, mutluluk denilen her şeyin kuruntu olduğu ve acıdan başka gerçeğin bulunmadığı fark edilmiştir artık...
Aklı başında insanların, yakıcı zevklerden çok acısız bir hayata yönelmeleri bundan ötürüdür...
Gençliğimde, kapımın zilinin her çalınışında, gönlüm sevinçle doluyor ve kendi kendime, “Oh ne iyi... İşte yeni bir olay...” diyordum.
Ama yıllar geçip de, olgunlaştığım zaman, her zil sesinden sonra şöyle düşündüm: “Yine ne var?...”
İnsan yaşlandıkça, tutkuların ve isteklerin nesnesi farksızlaştıkça; bu isteklerin ve tutkuların bir bir ortadan kayboldukları, duyarlılığın güdükleştiği, hayat gücünün zayıfladığı, görüntülerin solduğu, izlenimlerin etki yapmadan gelip geçtiği, günlerin gittikçe daha hızlı aktığı, olayların önemlerini kaybettiği ve her şeyin renksizleştiği görülür...
(...Schopenhauer)
bizimkiler
(...Tehlike atlatan Kayseri uçağından Bizimkiler notları)
Ali; o esnada bile soğukkanlıydı... Sallantı esnasında fotoğraf çekti ve bize sordu;
“-Abi bu resimleri karakutuya nasıl koyacağız?...”
...
Kayseri’ye inecek uçak, önce Malatya’yı deneyip, ardından güç bela Nevşehir’e inince uykudan uyanan Mehmet;
“-Daha geçen sene geldim, Kayseri havaalanı ne kadar değişmiş böyle...”
...
Yaşanan panik sırasında su dağıtan hostesler, Tahir’in yarım kalan suyu için de, “İsterseniz yenisini verelim” teklifinde bulundu... Tahir’in isteği farklı oldu;
“-Pantolonun yenisini verebiliyor musunuz?...”
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder