22 Mayıs 2010 Cumartesi

Söz Market



Öyle bir başıma göründüğüme bakma...
Karanlıklarımın ardında neler var neler...
Eskimiş yarım sevdalar, miadı dolan kullanılmış hayatlar ve hepsinin bir yerimde kalan acıtan anıları...
Bir çatı katından bakar gibiyim yaşadıklarıma; öyle uzaktan, öyle kayıtsız, ben aşağı inene kadar değişiveriyor her şey...
Hiçbir zaman yetişemiyorum...
Ne zaman son basamağa gelsem, gitmiş oluyor gecelerce beklediklerim...
Bazı hataların bedeli ne büyük oluyormuş meğer...
Öde öde bitmiyor, bitmeyecek...
Her yeni adımda, her yeni solukta nefesini ensemde hissediyorum...
Bırak artık be yakamı, sen de yoruldun biliyorum...
Dışardan baktığında nasıl da sıcak, nasıl da huzur dolu...
Ya içersi; olabildiğine boş ve soğuk...
Günlerdir duruyor verdiğim ilan, kimse arayıp sormadı...
Sahibinden satılık kelepir çatı katı... (...Simone)


temel’in yeri
Okulda çocuklar gizli bir şekilde tuvalette sigara içiyormuş...
Bir gün yine içerken okulun en sert hocası Temel tarafından baskına uğramışlar ve herkes bir tuvalete girmiş...
Tabii o panikle iki kişi aynı tuvalete girmiş... Girmişler ama düşünmeye başlamışlar,
“-Tuvaletin kapısının altında 20-30 santim kadar bir boşluk var; iki kişi olduğumuz görülebilir...”
Düşünmüşler, taşınmışlar uyanık olanı, “Birer ayağımızı kaldıralım” demiş...
Nasıl olsa ayakkabı, pantolon her şey aynı...
İkisi yan yana gelmiş, sağdaki sağ ayağını, soldaki sol ayağını kaldırmış...
Temel gelmiş tuvaletin önüne, eğilip içeri bakmış ve;
“-Evladım ayakkabılarını ters giymişsin...”

bizimkiler
Servise en erken gelmesi gereken Serdar, yine öğlene doğru kapıdan girmiştir...
“Ooo... Serdar Bey, vali bile makamına oturdu” esprileri, onun yüzündeki moral bozukluğunu almayacaktır...
“Sorma abi yaa” der;
“Yine bomba yaptık...”
Kulaklar dört açılır ve dinlenir;
“-Gece kafam biraz karışıktı... Telefonun saatini kurayım diye “08.45” diye mesaj yazıp kendime atmışım”...
Saati kurma yöntemi ilginç gelse de, bütün bunların, kasıtlı olarak yapıldığına inanılır artık...
Sırf köşeye malzeme olsun diye...

bizim Ora
> (...Ege Bölgesi sözlüğü Ali Taşdelen’den)
Hindi: Şimdi
Gücüle: Henüz şimdi
Şıvkıtmak: Etkisiz hale getirmek
Gortlangoz: Salyangoz
Köygöçtüren: Kertenkele
Biyon: Bir kere
Dığan: Teflon olmayan tava
Granlamak: Yanından geçmek
Söğkenmek: Uzanmak
Matıflamak: Eli ayağı dolanmak...
Bıtırak: Diken Turu
Okarı: Yukarı
Pisgevit: Bisküvi
Gayfa: Kahve
Bundan kelli: Bundan sonra
Badılcan: Patlıcan
Ödü Sıdmak: Ödü kopmak...
Çok hora geçti: Çok makbule geçti
Tokurdak tokurdak: Peşi sıra
Ocağın anacında: Ocağın yanında
Yuni muni: (One minute) Bi dakka


iğnelik

> BEKÇİBAŞI

Romantik lider vardı,
Adı dürüste çıkan...
Lâfta solu sollardı,
Güvercinli başbakan!

Nükleer santral için,
Demişti ki, yok para...
Dur diyemedi niçin,
Koca hortumculara?

Dürüst geçinirdi ya,
Çevresi kene dolmuş...
Kalkışmamış çalmaya,
Hırsıza bekçi olmuş!

> (...Sefa Koyuncu)


tuzaktan kumanda
(...CNNTURK - Çok Farklı)
REHA MUHTAR: Artık erkeklerin karısını aldattığı kadının da, aldatılan kadına tazminat ödeme kararı...
NİLGÜN BELGİN: Hiç valla ben ne tazminat aldım ne bir şey. Rehacım sen neredeydin, niye uyarmadın beni?...
REHA MUHTAR: Bu karar Yargıtaydan yeni çıktı zaten...
NİLGÜN BELGİN: Haa büyük gaf yaptık yani... E kadın da parası varsa olacak evli adamla...


bir film diyaloğu!
GENÇ ADAM: Yaşlı olmanın en kötü yanı nedir?...
İHTİYAR ADAM: Genç olduğunu hatırlamak... (...Straight Story filminden)

söz der ki
“-Kalbinin efendisi olmayan
kimse özgür olamaz...”
(...Dur bakayım dedirten müthiş S.Ö.Z.leri)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Komedi