22 Mayıs 2010 Cumartesi

Söz Market



CNN TÜRK’te Cüneyt Özdemir’in sunduğu ‘beşN birK’ programında Mustafa Sandal’ı seyrediyorum...
Tüketim çılgınlığının geldiği noktayı anlatıyor;
“Düşünsenize son 4-5 yılı... Hepimiz birer tüketim canavarı olduk.
Şu kadar bir gelirimiz vardı ama hepimiz bu kadar harcamaya yönlendirildik.
Balonumuz sürekli şişirildi...
İnsan ruhu haykırıyor, isyan ediyor...
Belki de bu krizden çıkarılacak en önemli ders bu...”
Güzel konuşmaydı... Ama olay bence şurdan başladı;
“Onun arabası var, güzel mi güzel,
Şoförü de var özel mi özel...”


temel’in yeri
Yokuştan inmekte olan kamyon kırmızı ışıkta durunca, yanındaki arabadan Temel camını indirmiş ve bağırmış;
“-Hey yükünüz dökülüyor, haberiniz olsun...”
Kamyoncu aldırmamış, yeşil yanınca sürmüş... Öbür kırmızıda Temel yine yakalamış kamyonu;
“-Hey, duymadınız galiba... Yükünüz yola dökülüyor...”
Kamyoncu yine sürmüş... Üçüncü kırmızıda Temel arabasından fırlamış, kamyonun camını yumruklamış;
“-Yahu yükünüz dökülüyor...”
Kamyoncu kafa sallamış ve sürmüş...
Dördüncü kırmızıda bu defa kamyoncu aşağı inmiş... Temel’in arabasına yürümüş...
Camı tıklatmış, “Hey” demiş;
“-Neyin var senin... Trabzon’da kış var ve ben tuz kamyonu sürüyorum...”


iğnelik

> ALTI SIFIR

Bol sıfırlı parayla,
Elde sıfır sayardık...
Geçmez akçe lirayla,
Yerimizde sayardık!

Paraya değer katan,
Ülke elbet şahlanır...
Altı sıfırı atan,
İktidar alkışlanır!

Başarılıdır evet,
Yönetime taliptir...
Yarışta bu hükûmet,
Altı sıfır gâliptir!

> (...Sefa Koyuncu)


tuzaktan kumanda
(...LİG TV - Maraton)
FATİH TERİM: Yemeğe davet ettiniz, programa çıkardınız beni...
ERMAN TOROĞLU: Bizde böyle, pide yediririz, programa çıkarırız...
ŞANSAL BÜYÜKA: Ne pidesi hocam, pizza yedik...
ERMAN TOROĞLU: Makarnalı pizza yedik...


söz der ki
“-İnsan en zor başkasına inanır, en kolay kendini kandırır...”
(...Artık etmekte hiç zorlanmadığı müthiş S.Ö.Z.leri)


hayata dair
Sevgiyi var etmeye özen gösterdikçe, sevgi dolu seçimler üzerinde düşündükçe, hayatımızın sevgi dolu olması kaçınılmazdır...
O zaman sevgi bir alışkanlığa dönüşür... Neyin değerli olduğuna dikkat edersek, değerli olanı görürüz...
Hepimiz kendi küçük yöntemlerimizle yaptığımız her seçimle dünyayı bir biçimde etkileriz...
Ya dünyaya daha fazla sevgi getiririz ya da sevginin önünde dururuz...
Sevgi yolunda yaptığımız her seçim önemli bir adımdır...
Bir sevgi kaynağı olmak birinci önceliğimiz olduğunda;
Hayat, tadı çıkarılması gereken büyülü bir yolculuk olur...
(...Richard Carlson)


bizimkiler
Serdar, masa telefonundan Mehmet’i arıyor...
Daha Mehmet cevap veremeden Serdar’ın cep telefonu çalmaya başlıyor...
İki elinde iki telefon, iki kulağına dayalı duruyor...
Bu sırada Mehmet’in telefonu cevap veriyor, ama telefondaki Mehmet değil...
Birkaç dakika sonra kendi kendine gülmeye başlıyor ve dönüp bize anlatıyor olayı;
“-Mehmet Abi’yi arayacağıma kendimi aramışım... Sesim de kendime hiç tanıdık gelmedi haa...”


bir film diyaloğu!
-Böyle zar atmayı nerden öğrendin?...
“-Küçükken babam kardeşimle bana hep zar attırır ve kazanan kaybedene tokat atardı...”
-Dayak yememek için zar atmayı öğrendin yani?...
“-Hayır, kardeşime vurmak için...”
(...Kırık Zar filminden)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Komedi