22 Mayıs 2010 Cumartesi
Söz Market
söz der ki
“-Göz gönülden yana oldukça aklın yapacağı pek bir şey yoktur...”
(...Göz görmüş, gönül sevmiş mukabilindeki müthiş S.Ö.Z.leri)
tuzaktan kumanda
(...KANAL 1 - Yüz Yüze)
AYSUN KAYACI: Çoğalmak istiyorum artık...
KENAN ERÇETİNGÖZ: Çoğalma saatinin geldiğini mi düşünüyorsun artık?...
AYSUN KAYACI: Evet... Ama
ayda bir...
bir film diyaloğu!
“-Bir aşk mektubunun ne demek olduğunu biliyor musun?... Kahrolası bir tabancadan çıkan bir kurşundur...”
(...Blue Velvet filminden)
İtiraf Reyonu
(...isim: hakan ...şehir: sakarya ...yaş: yirmiiki)
Günlerden Perşembe, abimin motoru dayımda, dayım ise inşaatta elektrik döşüyor...
Ve benim acilen bir yere gitmem lazım...
Dayımı aradım, beni götürmesini söyledim... Geldi ve “Acele et işi bitireyim, cumaya yetişeceğim” dedi... Ben de “Tamam” dedim ve abimi aradım;
“-Dayım bugünü cuma biliyor, arayıp kafa bulsana...”
O da aradı, nihayetinde dayımı iyice şartlandırdık...
Bir süre sonra dışarı çıktı; yaşlı başlı, sakallı amcalar geziniyor sokakta, “Vay be” dedi;
“-Memleket bitmiş, kimse cumaya bile gitmiyor...”
O sırada yengem aradı ve “Ne yapıyorsun” diye sordu...
“-Ne yapayım, cumadan çıktım yemeğe gidiyorum” diye anlattı...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)
temel’in yeri
Temel, İstanbul’da yeni kiraladığı evi emlakçıyla son kez gezerken; emlakçı Temel’e;
“Evinizin bir tek kötü tarafı var, o da tren yolunun yanında olması” demiş ve eklemiş;
“-Ama o da problem değil... İnsan birkaç hafta sonra alışıyor...”
Temel cevap vermiş;
“-Sorun değil... O birkaç haftada da gidip amcamlarda kalırım...”
hayata dair
İnsandan zaten ne beklenebilir ki?...
Yeryüzünün bütün nimetlerini başından aşağı dökün,
onu gırtlağına kadar mutluluğa batırın;
öyle batırın ki, mutluluğun yüzeyine kabarcıklar yükselsin...
Ona, yatıp uyumaktan, bütün gün kurabiye yemekten
ve insan soyunun devamını getirmekten başka bir şey
yapmasına gerek kalmayacak parasal gelir sağlayın...
İşte bu insan, sırf nankörlüğünden ve rezilliğe olan eğiliminden dolayı,
size ayaküstü bir oyun oynayacaktır...
Bu olumlu ve akıllı davranışınızın içine, sırf kendi uğursuz
ve başına beladan başka bir şey getirmeyecek hayalperest yanını sokacaktır...
Kurabiyeleri kaybetmeyi göze alacak,
oraya buraya koca burnunu sokacak,
hatta belki de en olmayacak belanın,
en berbat ekonomik durumun başına gelmesini isteyecektir...
(...Dostoyevski)
bizimkiler
Halı saha maçı için soyunma odasındayız... Serdar’ın telefon sesi duyulur...
Elbiseler çıkıp formalar giyildiği için, Serdar askıdaki kıyafetlerin ceplerini karıştırmaya başlar...
Karıştırmaya devam eder... Ve söylenir;
“-Tüh, telefonu gazetede unuttuk galiba...”
iğnelik
ABAKÜS
Durmadan ileriye,
Gitmek istiyor millet...
Asılıyor geriye,
Entrikacı zihniyet!
Buluyor ters yönünü,
Yapılanı yıkıyor...
Gelişmenin önünü,
Mahkemeyle tıkıyor!
Bilgisayarla saydık,
Seçmeni başımız dik...
CHP’ye kalsaydık,
Abaküs devrindeydik!
(...Sefa Koyuncu)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder