7 Haziran 2010 Pazartesi

Söz Market



(...isim: ömer faruk ...şehir: bilinmiyor ...yaş: on yedi)

Bizim sınıfta derslerde bir zamanlar çok fazla sorulurdu, “Zile kaç dakika var” diye...
Sonra İngilizce hocamız bize bu soruyu yasakladı...
Biz de “Ezana kaç dakika var” diye sormaya başladık...
Sonra araya bayram girdi, babamla bayram namazındayız...
Babama, “Baba zilin çalmasına kaç dakika var” diye sorunca camide ikimiz de kopmuştuk...
Ve iyiden iyiye rezil olmuştuk...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)


temel’in yeri
Fadime Nine; yetmiş yaşından sonra doğum kontrol hapı almaya başlamış;
“Artık daha fazla torun sahibi olmak istemiyorum” diye...
xxx
Temel, annesinin yanına gelmiş:
-Anne arka bahçede dedemle oynayabilir miyim?...
“-Ne bu böyle oğlum?... Sıkıldım artık... Göm çıkar, göm çıkar...”

bizimkiler
SERDAR: Ne bu surat, elinden düşen bin parça?...
FATİH: O deyim senin söylediğin gibi değildi ama neyse...
SERDAR: Anla işte, suratından düşen yüz parça...


hayata dair
Çocuğum geçen gün doğdu... Dünyaya normal yolla geldi...
Fakat yakalanacak uçaklar ve ödenecek faturalar vardı... Yürümeyi ben uzaktayken öğrendi...
Ve ben farkına varamadan konuşmaya başladı... Ve büyüdükçe şöyle dedi:
“-Senin gibi olacağım baba... Biliyorsun senin gibi olacağım...”
...
Ve beşikteki kedi ve gümüş kaşık... Mavi küçük oğlan ve aydaki adam...
-Eve ne zaman geleceksin baba?...”
“Ne zaman olur bilmiyorum, fakat geldiğimde görüşürüz; biliyorsun o gün birlikte iyi zaman geçireceğiz”...
...
Oğlum geçen gün on yaşına girdi; “Top için teşekkürler baba” dedi;
“Gel oynayalım... Bana nasıl vuracağımı öğretir misin?...”
“Bugün olmaz” dedim, “Yapacağım birçok şey var”...
“Problem değil” dedi, ve yürüyüp gitti... Fakat gülümseyişi hiçbir zaman sönükleşmedi,
“Onun gibi olacağım... Biliyorsun onun gibi olacağım” dedi...
...
Ve beşikteki kedi ve gümüş kaşık... Mavi küçük oğlan ve aydaki adam...
-Eve ne zaman geleceksin baba?...
“-Ne zaman olur bilmiyorum, fakat geldiğimde görüşürüz... Biliyorsun o gün birlikte iyi zaman geçireceğiz”...
...
Bir önceki gün okuldan geldiğinde, ona söylemek istedim,
“Oğlum seninle gurur duyuyorum, biraz yanıma oturur musun?...”
Kafasını salladı ve gülümseyerek,
“Asıl istediğim şey, baba, arabanın anahtarlarını ödünç almak; seni sonra görürüm, verir misin lütfen?” dedi...
...
Uzun süre önce emekli oldum, oğlum yanımdan ayrıldı;
Geçen gün onu aradım... “Eğer bir mahzuru yoksa seni görmek istiyorum” dedim...
“İsterdim baba, eğer zaman bulabilirsem” dedi...
“Biliyorsun yeni işim çok karışık ve çocuklar nezle... Fakat seninle konuşmak gerçekten güzeldi baba... Seninle konuşmak çok güzeldi”...
...Ve telefonu kapattığımda, onun bana benzediğini; oğlumun benim gibi olduğunu fark ettim...
(...Harry Chapin)


söz der ki
“-Hiç kimse, kendinden daha kötü durumda olan birini düşman seçmez...”
(...Sadece müthiş S.Ö.Z.leri)


tuzaktan kumanda
(...SHOW TV - Cumartesi Sürprizi)
SUNUCU: Mankenlerin oyunculuğunu nasıl değerlendiriyorsunuz?... Sizce mankenden oyuncu olur mu?...
MUSTAFA ÜSTÜNDAĞ (MURO): Evet oynuyorlar... Ama biliyorsunuz, ayılar da filmde oynuyor...

İğnelik

> MAVİ ŞAFAK

Katsan da acı elem,
Ömrümün akışına...
Dünyaları değişmem,
Şefkatli bakışına!

Bendim uçurumdaki,
Çok şükür ki itmedin...
Tek tesellim iyi ki,
Kalbimden hiç gitmedin!

Mavi’nin şafağında,
Gökyüzüne bakındım...
Pervâneydim ağında,
Yıldız kadar yakındım!..

Sefa Koyuncu
> sefa.koyuncu@tg.com.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Komedi