7 Haziran 2010 Pazartesi
Söz Market
(...isim: dost ...şehir: kırşehir ...yaş: bilinmiyor)
Bir gün eczaneme bir müşteri geldi ve benden çocuğu için bir şurup istedi.
Ben de biri pembe, diğeri mavi olan şurupları bankoya koydum.
Çocuğunun yaşını sormama fırsat vermeden, müşteri; “Pembe olanı alayım çünkü benim çocuğum kız” dedi.
Ben de şurupların renklerinin cinsiyete göre değil, miligram farklılığından olduğunu söyledim. Uygun şurubu almasına ikna edene kadar çok uğraşmıştım...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)
hayata dair
Biraz daha ömrüm olsaydı tüm düşündüklerimi söylemezdim;
Ama tüm söylediklerimi düşünürdüm...
...
Eşyalara değerlerine göre değil de,
Ne anlama geldiklerine göre değer verirdim...
...
Başkaları geri dururken, ben yürürdüm...
Diğerleri uyurken, ben uyanık kalırdım...
Başkaları konuşurken, ben dinlerdim...
...
Güzel çikolatalı bir dondurmayı nasıl da seve seve yerdim.
Eğer bir yüreğim varsa, nefretimi buz üstüne yazar ve güneşin çıkmasını beklerdim.
...
Dikenlerin acısını hissetmek için gülleri gözyaşlarımla sulardım,
Taç yapraklarını kızılca öperdim.
...
Biraz daha ömrüm olsaydı...
Bir tek günümü bile;
Sevdiklerime onları ne kadar sevdiğimi söylemeden geçirmezdim...
(...Marquez)
bizimkiler
İzmir’den Fuat Abi’nin yaşlılık hikâyeleri gelmeye devam ediyor...
Fuat Abi telefonunu tamirciden almış, ama hafıza kartını unutmuş...
Hafıza kartını 2 ay sonra gidip aldıktan sonra düşmesin diye cüzdanın en iç bölümüne yerleştirmiş...
Başlamış otobüs beklemeye, ne olduysa orada olmuş...
Bir otobüs gelmiş o da çıkarıp cüzdanı binecek ama onun otobüsü değil...
Cüzdan elinde başlamış beklemeye o sırada adamın biri yaklaşmış yanına “Abi” demiş elindekini göstererek “Bu ne işe yarar?...”
Fuat Abi başlamış anlatmaya “Bu bir hafıza kartı, şu işe yarar, bu işe yarar...”
Beş on dakika tekrar tekrar anlatmış, adam teşekkür edip, “Benim işime yaramaz ama torunlara götüreyim” demiş ve otobüsü gelince binip gitmiş...
Otobüs hareket ettikten sonra Fuat Abi kendine gelmiş ama ne fayda... Otobüs çoktan uzaklaşmış...
söz der ki
“-Bugün; dün ve yarının kavgasını ayırırken hayatını kaybetti...”
(...Kötü haberi yazarken kullandığı müthiş S.Ö.Z.leri)
tuzaktan kumanda
(...KANAL D - Şeffaf Oda)
GÜNERİ CİVAOĞLU: Kadınlar komik erkeklerden hoşlanır derler, doğru mu?...
MÜJDAT GEZEN: Böyle bir sürü şey söyleniyor da; iki fıkra anlatmakla olur mu bilmiyorum...
temel’in yeri
Adamın biri psikiyatrist Temel’e gelmiş;
“Hep dışarıda olup içeriye bakmaktan yoruldum” demiş...
“Anlıyorum” demiş Temel;
“-Kendini toplumdan soyutlama sendromu... Benliğinizi tedavi etmemiz gerek... Şuradan başlıyalım, ne iş yapıyorsun?...”
-Cam siliciyim...
xxx
Kadının biri doktor Temel’in yanına girmiş;
“-Bu sabah aynaya baktım, saçlarım saman gibi, yüzüm buruşuk çuval gibi, kulaklarım sanki birer kepçe... Elle tutulur bir yanım kalmamış... Ne oluyor bana böyle?...”
“Hadiseye iyi yönünden bakın” demiş Temel;
“-En azından gözleriniz çok iyi görüyor...”
İğnelik
> DEMİRCİ YAYLASI
Uyu semer damında,
Uyan çoban çek bir hey...
Yaylanın akşamında,
Çocukluk ne güzel şey!
Çıkar koyun kuzuyu,
Meşe pürlü çelkeden...
Poyraz açsın uykuyu,
Çil horozlar ötmeden!
Şafak Aylı Dere’de,
Yel eser püfür püfür...
Ala karlı yörede,
Sümbül çimen tâze gür!..
Sefa Koyuncu
>sefa.koyuncu@tg.com.tr
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder