7 Haziran 2010 Pazartesi

Söz Market



kadınlar & erkekler
(... “Klasik Erkek Yalanları” başlıklı Mor ve Berisi notları)

“-Kimsenin yanında kendimi bu kadar rahat hissetmemiştim...”
(...Biraz daha sana doğru yayılabilir miyim)
...
“-Ben kolay kolay sevmem ama sana âşık oldum...”
(...Yaş geçiyor, biraz hızlı ilerlesek)
...
“-Senin uğruna birçok şeyden feragat edebilirim...”
(...Sigarayı bırakmak için bahane arıyorum)
...
“-Aramızdaki ilişkiye isim koymakta acele etmeyelim...”
(...Aradığınız insana şu an ulaşılamıyor ve ulaşılamayacak)
...
“-İşlerim yoğun olmasa tüm vaktimi seninle geçirmek isterim...”
(...Maçlardan sonraki en iyi şey sensin)
...
“-Gideriz tabii, ama biliyorsun terslik çıkar diye önceden plan yapmayı sevmiyorum...”
(...Bir terslik muhakkak çıkacak ve ben o güne kadar iyi bir bahane bulacağım)


bizimkiler
Bursa’dan Orhan Akın ve Edip Tekin akşamdan sözleşip Öcalan’ın avukatlarına gitmek için sabah 7’de buluşma sözü verirler...
Etkinlik iptal olur, İhsan Altıkardeş’in ikazına rağmen edip bu durumu Orhan’a bildirmeyi unutunca Orhan sabah 7’de büroya gelir...
Orhan ramazanın ilk günlerinde bu durumdan hoşnut olmadığını ilk önce telefonla Edib’e nazikçe (!) bildirir.
Ancak edip büroya geldiğinde İhsan da Edip’e, “Ben sana söyledim, hatırlamıyorsun herhalde” der.
Edip ise büroda Serkan’ın yerinde oturan Orhan’ı görmeden, “Zaten Orhan Abi sabah fırça attı” der.
Ancak Serkan zannettiği kişi Orhan çıkınca, “Abi arkandan atıp tutmadım, yüzüne karşı söylemiş oldum” demek zorunda kalır...


söz der ki
“-Büyük insanlar lunapark aynasına benzer... Davranışları ya olduğundan büyük, ya da olduğundan küçük görünür...”
(...Mevki konusunda torunlara bıraktığı müthiş S.Ö.Z.leri)


tuzaktan kumanda
(...KANALTÜRK - Telegol)
AHMET ÇAKAR: Bu akşam da küfür etti mi bana Galatasaray seyircisi?...
SERHAT ULUEREN: Yok ama geçen maçta güzel bir kulağınızı çınlattılar...



temel’in yeri
Temel, şirketinde çalışan Cemal’i işten çıkarınca Dursun merak etmiş;
“-Cemal’i niye işten çıkardın?... Saat gibi çalışan bir elemandı...”
Temel “Evet saat gibiydi” diye doğrulamış;
“-Ama çalar saat...”
xxx
Akşam Temel eve gelince Fadime onu sinirli bir şekilde karşılamış;
“-Sen ne yaptığını biliyor musun?... Telefonda hizmetçiyle çok kötü konuşmuşsun, işi bırakıp gitti...”
Temel kendini savunmuş;
“-Ben seninle konuştum sandım...”



hayata dair
Eski çiftlik evini restore etmek için tuttuğum marangoz, işteki ilk gününü zorlukla tamamlamıştı...
Arabasının patlayan lastiği onun işe bir saat geç gelmesine sebep olmuş, elektrikli testeresi iflas etmiş ve şimdi de eski püskü pikabı çalışmayı reddetmişti...
Onu evine götürürken yanımda âdeta bir taş gibi oturuyordu...
Evine ulaştığımızda beni, ailesiyle tanışmam için davet etti...
Eve doğru yürürken küçük bir ağacın önünde kısa bir süre durdu, dalların uçlarına her iki eliyle dokundu...
Kapı açıldığında; adam şaşırtıcı bir şekilde değişti... Yanık yüzü tebessümle kaplandı, iki küçük çocuğunu kucakladı ve eşine kocaman bir öpücük verdi...
Daha sonra beni arabaya yolcu etmeye geldiğinde; ağacın yanından geçerken merakım daha da arttı ve ona eve giderken gördüğüm olayı sordum...
“O, benim dert ağacım,” dedi,
“Elimde olmadan işimde bazı sorunlar çıkıyor, ama şundan eminim ki o sorunlar evime, eşime ve çocuklarıma ait değil...
Bunun için bu sorunları her akşam eve girerken o ağaca asıyorum... Sabahları tekrar onları oradan alıyorum. Ama komik olan ne biliyor musunuz?...
Ertesi sabah onları almaya gittiğimde, astığım kadar çok olmadıklarını görüyorum...”
Öfkeyle geçen her dakikanız, mutluluğunuzdan çalınmış 60 saniyedir.
(...Emerson)



İğnelik
BARIŞ MEVSİMİ
Geldi barış mevsimi,
Kalmasın arada buz...
Vekilim duy sesimi,
Bir çözüm bekliyoruz!

Verilmezse el ele,
Buna herkes üzülür...
Zor da olsa mesele,
Konuşarak çözülür!

Dönülürse kâr evet,
Bir ân evvel zarardan...
Kurtulmalı memleket,
Terörden istismârdan!..

> Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Komedi