7 Haziran 2010 Pazartesi

Söz Market



(...“Bir erkek nasıl kaybedilir” başlıklı Mahmut Çelik yorumu)
-Yaşıtlarımın hepsi evli, hatta çoğunun çocuğu var...
-Yeni yasaya göre boşanma halinde mal paylaşımı eşit...
-Yedi diziyi birden kaçırmadan seyrediyorum...
-Bugün yine bir mankenlik ajansından teklif aldım...
-Ben evlenince yemek, bulaşık çamaşır vs. ortak yapılacak...
-Ne yapıp edip bu sene tatili Dubai’de geçireceğim...
-Bana hiç “Seni seviyorum” demiyorsun...


bizimkiler
Kadıköy Söğütlüçeşme’de holding servisini bekleyen Cüneyt Abi’nin yanına adres sormak için bir bayan yaklaşır...
Avcılara gidecek olan bu bayan “Metrobüs Avcılar” diye sorunca, Cüneyt Abimiz anlatır;
“Şuradaki geçitten geçin, ışıkları takip edin vs...”
Kız da anlamamış tabii, daha sonra yabancı olduğunu ve İngilizce sorular yönelttiğini görünce çok az İngilizce bilen Cüneyt Abi tekrar yolu gösterir ve dili döndüğü kadar tarif eder;
Bayan devamlı “Okey” demektedir. Bu arada Cüneyt Abi kaçtıkça, kız aradaki mesafeyi kapatmaktadır...
Nihayetinde, “Okey”lerin sonu gelir ve bayan ayrılır...
Cüneyt Abi; fotoğraf makinesi, ses kayıt cihazı, telefon ve benzer cihazlar olan çantasının açık olduğunu fark ettiğinde artık çok geç olacaktır...


hayata dair
İş hayatında önemli yerlere gelmiş bir grup eski mezun arkadaş grubu, üniversitedeki hocalarından birini ziyarete gitmiş...
Çeşitli konular konuşulduktan sonra sohbet, işin oluşturduğu strese ve hayatın zorluklarına gelmiş...
Yaşlı üniversite hocası ziyaretçilerine kahve ikram etmek üzere mutfağa gitmiş ve değişik boy, renk ve kalitede birçok fincanın bulunduğu bir tepsiyle geri dönmüş...
Kimi porselen, kimi seramik, kimi cam, kimi plastik olan fincanları ve kahve termosunu masaya koyup kahvelerini oradan almalarını söylemiş...
Tüm eski öğrenciler kahvelerini alıp koltuklarına döndüğünde hocaları onlara şunu söylemiş:
...
“-Farkına vardınız mı bilmem, zarif görünümlü, güzel, pahalı fincanların hepsi alındı, masada yalnızca ucuz ve basit görünümlü fincanlar kaldı...
Elbette ki kendiniz için en güzelini istemek ve onu almak çok normal ama işte bu demin bahsettiğiniz problemlerinizin ve stresin nedeni...
Hepinizin istediği fincan değil, kahve iken, bilinçli olarak her biriniz birbirinizin aldığı fincanları gözleyerek daha iyi olan fincanları almaya uğraştınız...
Hayat kahveyse, iş, para ve mevki fincandır...
Bunlar yalnızca “Hayat”ı tutmaya yarayan araçlardır, ama “Hayat”ın kalitesi bunlara göre değişmez...
Bazen yalnızca fincana odaklanarak, içindeki kahvenin zevkini çıkarmayı unutabiliyoruz...”


söz der ki
“-Güzel olan şeyin hayalini kurmayan insan; karşısına çıkan şeyin güzel olduğunu anlayamaz...”
(...’Neyi bekliyorsanız O’sunuz’ diye desteklediği müthiş S.Ö.Z.leri)


tuzaktan kumanda
(...KANALTÜRK - Ahmet Çakar’la Define Avı)
AHMET ÇAKAR: Ahır hayvanlarından dişi-erkek ayırımı nasıl yapılır?...
YARIŞMACI: İneğin bayanına başka bir şey deniyordu sanıyorum... Ama yok, bayan olan inekti galiba...
...
YARIŞMACI: Çok iddialı değilim ama, kendime güveniyorum...
AHMET ÇAKAR: Aykut sende kolbastıcı tipi var... Yarışma bitince deneyelim mi?...


temel’in yeri
Doktor Temel bayan hastasına altı ay ömrü kaldığını söylemiş...
Hasta sormuş;
“-Peki ne yapmalıyım?...”
Temel’in önerisi; “-Senin yerinde olsam evlenir ve kocamın ailesinin yanına taşınırdım... Hayatının en uzun altı ayını yaşarsın...”


bir film diyaloğu
“-Tek başına yolculuk zordur... Ama unutmayın ki; kendine yolculuk, en yorucu yolculuktur...”
(...Es Es dizisinden)


İğnelik

> DOSTUN DOSTU

Her diyene ben hâsım,
Pervâne olup yanma...
Allı pulludur hasım,
Görünüşe aldanma!

Yeter candan dost sayan,
Başa çorap örmesin...
Kusursuz dost arayan,
Kusurları görmesin!

Biz fâniyiz azizim,
El bilir âlem bilir...
Sevgilimiz bir bizim,
Dostun dostu sevilir!..

Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Komedi