(...NTV - Haydi Gel Bizimle Ol)
MÜJDE AR: Engelliler yine oy kullanamadılar bu seçimde...
AYSUN KAYACI: A-a niye, ben kullandım...
***
(CNNTURK - Çok Farklı)
REHA MUHTAR: Bir şey anlamadım ama ben yönetmen arkadaşımdan şu tepemdeki e-posta adresini kaldırmasını rica edeyim. Bu nasıl bir reji anlayışı, onu da anlamadım...
***
(...CNNTURK - Nası Yani)
BEYAZIT ÖZTÜRK: Baba olunca ilk ne değişiyor?...
OZAN DOĞULU: Ruhunu temizliyor insan, bünye pisliğini atıyor...
temel’in yeri
Bir şekilde ıssız bir adaya düşmüş olan Temel’in karşısına meşhur cin çıkmış...
Günlerdir çaya hasret kalan Temel’e 3 isteğini sormuş...
Temel;
“-Şu denizin hepsi çay olsun...”
İkinci hakkında adacıkların yemek olmasını istemiş...
Üçüncü ve son istek için Temel sıkıntılı bir halde oradan oraya dolanıp düşünüyormuş...
Uzun bir süre geçince, “Eee, hadi son isteğini de söyle” demiş cin...
Temel yüzünü buruşturup sıkıntılı bir halde, “Ne olur, ne olmaz” demiş;
“-Sen gitmeden bir demlik daha bırak da öyle git...”
bir film diyaloğu!
“-İnsanları sinirlendirmek istemiyorum ama aklımdan geçeni söylemek zorundayım... Çünkü aklımdan geçen şeyler aklımın dışındaki gerçekleşenlerden her zaman daha ilgi çekici...”
(...The Libertine filminden)
hayata dair
Eğer sen insanı insan olarak
ve onun dünya ile ilişkisini de insancıl bir ilişki olarak görürsen,
sevgiyi ancak sevgi ile, güveni ancak güven ile değiştirebilirsin...
...
Eğer sanattan zevk almak istersen,
sanat kültürüne sahip bir insan olman gerekir...
Eğer öbür insanlar üzerinde etkili olmak istersen,
öbür insanlar üzerinde gerçekten canlandırıcı
ve uyarıcı bir etkisi bulunan bir insan olman gerekir...
İnsan ile ve doğa ile ilişkilerinin her biri,
senin gerçek bireysel hayatının,
iradenin nesnesine uygun düşen belirli bir belirtisi olmalıdır...
...
Eğer sen karşılıklı sevgi uyandırmadan seversen,
yani seven insan olarak senin dirimsel belirtin ile sen
kendini sevilen insan durumuna dönüştürmüyorsan,
senin aşkın da bir mutsuzluktur, talihsizliktir... (...K.Marx)
bizimkiler
Reklamdan Aziz bir aydır müthiş bir baş ağrısı çekiyor...
Her gün birkaç ilaç içmesine rağmen, ağrının önüne bir türlü geçemiyor...
Nihayetinde dün ağrısının şiddeti artınca revire iniyor...
“Nedir çektiğim” diye yakarmaya başlıyor ve anlatıyor;
“Her gün en az 2 tane ağrı kesici içiyorum... Bırak kesmesini, azalmıyor bile... Bak yanımda taşıyorum, Aprazol...”
Doktor bir ilaca, bir Aziz’e bakıyor ve onun bütün ağrılarını bir cümlede bitiriyor;
“-İyi de bu ağrı kesici değil ki, mide ilacı...”
söz der ki
“-Küçükler büyüklerine hakaret ettikleri zaman, büyüklerin büyüklüklerinden bir şey eksilmez... Sadece küçüklerin küçüklükleri artar...”
(...Halit Koyuncu’nun ‘Vay anasını sayın seyirciler’ dedirten müthiş S.Ö.Z’leri)
itiraf reyonu
(...isim vermesem oluyor mu?... şehir: istanbul ...yaş: 18 - 26 aralığı)
Arkadaş; bir gün otobüse binmiş, bileti atmış...
Otobüs şoförüne “Öndeki ticari taksiyi takip et” demiş...
Şoför ters ters bakmış.
Arkadaş bir bilet daha çıkarmış, onu da atarken “Umarım bu yeterli gelir” demiş...
Sonrasını anlatmadı.
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)
iğnelik
> İTTİFAK
Temelsiz ise plan,
Açar onulmaz zarar...
Gerçek düşünür olan,
Dehşeti kökten kavrar!
Terör fuhuş her saat,
Kirli ağlar örüyor...
Gayrı medenî hayat,
Resmen teşvik görüyor!
Beşeriyet ittifâk,
Etse hakîki dinde...
Olmaz insan oyuncak,
Dinsizlerin elinde!
> (...Sefa Koyuncu)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder