22 Eylül 2010 Çarşamba
Söz Market
Kadınlar & Erkekler
(...”Kadınlar ne ister” başlıklı Mustafa Kurtuluş’un yorumu)
Çiçek çiçek diye adamın başının etini yer...
Bahçeden papatya toplayıp getirince de, “Herkes çiçek topladığını görmüş, ne biçim adamsın, beni rezil ettin” der...
...
Komik olmanızı ister, güldürülmeye bayılırlar...
Toplum arasında ise çıldırırlar.
...
Sigaradan tasarruf etmenizi ister...
Ama telefon faturası sizin aylık sigara paranıza beş basar...
...
Hayat dolu, neşe dolu olmanızı ister...
Kendisi mutsuz olduğunda ise asla tahammül edemez...
...
Hayata farklı bir bakış açısında olmanızı ister...
Ama öne sürdüğünüz her fikirde saçmaladığınızı söyler...
...
Her evlilik yıldönümü ve yaş gününde hemen hemen beş maaşınıza denk yüzükler ister...
Sonra da ufak şeylerden, bir çiçekten bile mutlu olduğunu söyler...
...
Mutfakta sizden yardım ister... Kalkıp gidersiniz icabında...
Ama daha elinizi tavaya sürmeden ön çalışma olarak çığlığı basar...
...
Kitap okuyup kültürlü olmanızı ister...
Fakat daha kitabın ikinci sayfasında ,”Benimle ilgilenmiyorsun” diye mızmızlanmaya başlar...
temel’in yeri
Adam fren balatalarını yaptırmak için sanayide Temel Usta’ya gitmiş...
Ertesi gün almak için ustanın karşısına geçmiş ve Temel anlatmaya başlamış;
“-Senin araba olmadı be abi...”
-Neden?...
“-Bu modellerin fren balataları bulunmuyor, değiştiremedim...”
-Eee?... Ne olacak peki?...
“-Onun yerine kornanızın sesini yükselttim...”
söz der ki
“-Haberleşme ihtimali arttıkça, görüşme ihtimali azalır...”
(...Teknolojiye esareti anlatan müthiş S.Ö.Z.leri)
tuzaktan kumanda
(...SHOW TV - Yemekteyiz)
ERKEK YARIŞMACI: Bunun içinde kıyma mı var?...
KADIN YARIŞMACI: Karnıyarığı ilk kez sizde görüyorum...
***
BAYAN YARIŞMACI: Bu nedir?
ERKEK YARIŞMACI: Turp...
BAYAN Yarışmacı: Hiç duymadım...
***
KADIN YARIŞMACI: Ben masanın görüntüsünü pek beğenmedim...
EVSAHİBİ KADIN YARIŞMACI: Ben sizden daha kaliteli insanlara da aynı masayı hazırlıyorum”
bizimkiler
SERDAR: Abi sanayiye nasıl gideriz burdan
BÜFECİ: 200 metre ilerde sağdaki sokak...
SERDAR: Arabayla geldik, yine 200 metre mi?...
***
TALİP: Halit Abi değil mi bu?...
FATİH: Evet ama dikkat et, eşi doğum yaparken öldü...
TALİP: Yapma yaa; babası mı öldü?...
hayata dair
Yeryüzünün bütün nimetlerini insanın başından aşağı dökün;
Onu gırtlağına kadar mutluluğa batırın;
Öyle batırın ki, mutluluğun yüzeyine kabarcıklar yükselsin...
Ona, yatıp uyumaktan, bütün gün kurabiye yemekten
ve insan soyunun devamını getirmekten başka bir şey
yapmasına gerek kalmayacak parasal gelir sağlayın...
İşte bu insan, sırf nankörlüğünden ve rezilliğe olan eğiliminden dolayı,
size ayaküstü bir oyun oynayacaktır...
Bu olumlu ve akıllı davranışınızın içine, sırf kendi olumsuz
ve başına beladan başka bir şey getirmeyecek hayalperest yanını sokacaktır...
Kurabiyeleri kaybetmeyi göze alacak,
oraya buraya koca burnunu sokacak,
hatta belki de en olmayacak belanın,
en berbat ekonomik durumun başına gelmesini isteyecektir...
(...Dostoyevski)
bir film diyaloğu
“-Geçmişe sorular soran, kendi sesinin yankısını gerçek sanır...”
(...Ezel dizisinden)
İğnelik
PARTİLİ DEĞİLİM
Bir ülkede iktidâr,
İş yapsın der seçilir...
Edersen dünyâyı dar,
Engel nasıl geçilir!
Seçilene destek ver,
Ki işleri başarsın...
Ülke böyle ilerler,
İlerler ki şaşarsın!
Pısırık sanma gürüm,
Hasma mezâr kazarım...
Partili değil hürüm,
Doğruları yazarım!..
> Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder