Ömürlerinde bir kez olsun fidan dikmeyenler!
Takvimler 1 Ocağı gösterdiğinde mağazaların ve alışveriş merkezlerinin kapı önlerinde ve cam kenarlarında sergilenen süslenmiş çam ağaçları, bu defa evlerin en güzel köşelerinde yer verilir. Çam ağaçlarının da asıl görevi (!) budur zaten... Yılbaşlarında Noel ağacı (!) olmak ve bu sıfatla süsleme simgesi olarak kullanılmak... Ormanlarımızın baş tacı, bahçelerimizin süsü, güzel kokulu çam ağaçlarımızın; (yapay olanlarını tenzih ediyorum) yıldız, top, kozalak, yılbaşı ağacı zinciri gibi Noel ağacı yapabilmek için özel olarak hazırlanan materyallerle süslenilmesi ve kapı önlerinde, köşelerde, cam kenarlarında sergilenmesi bilinçsizliğin ve cehaletin ötesinde aptallıktır... Hem de çok büyük bir aptallıktır!.. Evet sırf Noel ağacı yapmak için, bir gecelik eğlence için; tomurcuğundan, kozalağından, reçinesinden yararlanılan birçok tıbbi ilacın bileşimine girerek başta akciğer hastalıkları olmak üzere, birçok hastalığa şifa veren bu muhteşem bitki çam ağaçlarımızın topraklarından kesilerek yok edilmesi rezalettir!.. Cinayettir !.. Çiçek dalında, ağaçlar topraklarında, bahçelerde, ormanlarda güzeldir. Çiçeği dalından koparıp en güzel vazoya da koysanız dalındaki gibi güzel görünmeyecek, canlı olmayacaktır. Birkaç gün sonra solup gidecektir. Çam ağaçları da ne kadar incikle boncukla süslenirse süslensin, en güzel köşelerde bulundurulsun toprağındaki gibi canlı, heybetli ve anlamlı değildir.
Ağaçlar Allah’ın kullarına verdiği bir ihsandır.
“-Birinizin elinde bir fidan olduğu hâlde, kıyamet kopmaya başlarsa ve kıyametin kopması gerçekleşinceye kadar o fidanı dikmeye imkânı olursa onu diksin” hadis-i şerifi ağaç yetiştirmenin, korumanın ehemmiyetini ne güzel anlatmıştır.
Başka bir izahata ne hacet...
Ömürlerinde bir kez olsun bir fidan dikmeyenlere,
Var olan ağaçları eğlence için katledenlere,
Bu katliama duyarsız kalanlara,
Akıl ve vicdan sahiplerine...
(...Zehra Babürşah’ın yakarışı)
BİR FİLM DİYALOĞU
(...Simpsons filminden)
“-Hayır, istemiyorum seni... Benim dünyama girmeye kalkma, sonra merhametsizce yıkarsın onu...”
itiraf reyonu
(...isim: metin yiğit ...şehir: izmir ...yaş: yirmi üç)
Telefonunu babasıyla değiştirdiğinden haberim olmayan arkadaşa sevgilisiyle ilgili mesajlar geçip onu ele vermek de rezil bir durum...
Öncesinde geçtiğim belden aşağı mesajları saymıyorum bile...
Cevap gelmeyince arayıp, “Metin arkadaşınla biz telefonu değiştik, bu numarayı artık ben kullanıyorum” demesiyle yerin dibine girmiştim...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)
HAYATA DAİR
Mutluluğu nerede bulabilirsiniz?...
Ne mantıksal düşüncede, ne maddi zenginlikte, ne de şöhrette...
Kendi doğanızın gerektirdiği biçimde yaşamakta...
Peki bunu nasıl yapabilirsiniz?...
Davranışlarınızın ve eylemlerinizin, ilkelerinize dayanmasını sağlayarak...
İyi ve kötüyü ele alan ilkeleriniz...
Sizi adil, ılımlı, cesur ve özgür kılmayan hiçbir şey sizin için iyi değildir...
...Ve bunların tam zıddı olmayan hiçbir şey de kötü değildir...
(...Marcus Aurelius)
gündemin kırıntıları
Galatasaray taraftarı son yenilgilerin ardından stadı talan etti...
Valla Ali Sami Yen’de her şey yerle bir oldu...
Değişmeyen tek şey; Skorboard!...
TEMEL’iN YERi
Temel, polisler tarafından yakalanmış ve sorgu için komiserin karşısına dikilmiştir...
Komiser, suçlu namzedi Temel’e bakar bir süre ve sonra sorar:
-Nerede oturuyorsun?...
“-Kardeşimle beraberiz...”
-Kardeşin nerede oturuyor peki?...
“-Babamla beraber...”
Sabrı tükenen komiser, bu cevaplar karşısında hiddetlenerek bağırmış;
-Peki baban nerede oturuyor?...
Temel başını sallayarak cevap vermiş;
“-Anlatamadım galiba komiserim... Hep beraber oturuyoruz...”
söz der ki
“-Hedefini vurmayan söz, masum birine zarar verir...”
(...İyice nişan alıp ettiği müthiş S.Ö.Z.leri)
26 Aralık 2010 Pazar
Söz Market
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder