26 Aralık 2010 Pazar

Söz Market

(...KANALTÜRK / Telegol)
SERHAT ULUEREN: Aykut Hoca’nın Mourinho’dan, Alex Ferguson’dan ne farkı var?...
AHMET ÇAKAR: Yumruğunu masaya vurmuyor Aykut Kocaman... Mıymıylıyor...
SERHAT ULUEREN: Sizce Hagi başarılı bir teknik direktör mü?...
AHMET ÇAKAR: Galatasaray Hagi’ye çok büyük gelir... Hani çocuklar babasının kıyafetini giyer ya; o kadar bol...

İTİRAF REYONU
(...isim: yüksel ...şehir: istanbul ...yaş: yirmibeş)
Karşı masanın etrafında dolanan müşteriyi garson sanıp “Şişşştt” diye çağırdığınız durumlardır...
Adamın size bakması ve “Şu hanımefendi sizi çağırıyor” diye söylenmenizle devam eder...
Ülen kendim için rezil olsam yine neyse...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)

söz der ki
“-Katili temize çıkarmak, mâsumu ikinci kez öldürmektir...”
(...Yüzündeki sert çizgilerin iyice ortaya çıktığı anda söylediği müthiş S.Ö.Z.leri...)


KRAMPON
> Fenerbahçe’den Futbol Federasyonu’na şok başvuru:
“-Trilyonluk yıldızları 90 dakika koşturmayalım. Maçlar 45 dakika oynansın...”
...
> Barçanın Real Sociedad’a 5 tane atması Real Madrid yönetimi tarafından kınandı:
“-Hani biz sizin için özeldik?...”
...
> İstanbul BB Spor taraftarlarından yeni bir tezahürat:
“-Bize her yer deplasman...”
...
> İbrahim Üzülmez’in “Orta yapsam Real Madrid’de Oynarım” sözüne Mourinho’dan destek:
“-Marcelo yapamadan oynuyor!...”


BİR FİLM DİYALOĞU
(..Ezel dizisinden)

“-Katil oldum ben, nasıl unutacağım?...”
-Unutmayacaksın, ama geçecek... Her geçen gün biraz daha azalacak... Bir gün bir bakmışsın, unutmamışsın ama geçmiş... “-Aşk acısı gibi...”


hayata dair
Dünyada iki kadın var, her zaman karşıma çıkan;
Biri sevdiğim kadın, ötekisi beni seven...
...
Birisi karanlık gecelerimin, düşlerinde bile can evimdedir;
Öbürü kalbimin önünde bekler durur ama açılmaz kapı...
...
Birinin sadece soluğu yeter, beni mutluluğa ulaştırmaya;
Öteki ömrünü bağışlar bana, kalkıp geri vermem bir saatimi
...
Birisi kanımın sıcaklığında, aşkın öz türküleriyle yaşar;
Öbürü can sıkıcı günlerim içinde, umutsuz koşar...
...
Her erkek bu ikili yaşamı tadar, sevilenle seven arasında;
Ama bir kez tek kişi olur o iki insan, yalnız bir kez her yüzyılda.


TEMEL’iN YERi
Dönemin sağlık bakanı İstanbul’da bir hastaneyi denetlemiş... Odanın birine girdiğinde her tarafı sargılı bir şekilde yatan inşaat ustası Temel’i görmüş;
-Nasıl bu hale geldin?...
“-Anlatayım efendim: Ben inşaat ustasıyım... Geçen gün inşaatı bitirdik, çatıda biraz tuğlayla 2,5 torba çimento arttı.
Dedim ki indireyim onları aşağı... İndim aşağıya, bir varil buldum, iç tarafını deldim, bir demir bağladım...
Yerdeki halatın ucunu aldım yukarı çıktım... Yukarıdaki makaraya taktım tekrar aşağı indim... Halatın ucunu varile bağladım, yukarı çektim...
Öbür ucunu da yerde bir kazığa bağladım, tekrar yukarı çıktım...
Tuğlalar ile çimentoları varile doldurdum, aşağı indim... Halatı kazıktan çözmemle dünyam şaştı... Varil benden ağır ya, ben yukarı varil aşağı...
Tam ortada karşılaştık varil vurdu, sağ kolumu kırdı... Varil yere vurunca ben de kafamı makaraya vurdum, birinci çatlağı öyle aldım...
Varil yere vurunca çıktı dibi... Bu sefer ben ağır geldim... Ben aşağı varil yukarı...
Dedim ki; bu gene vurursa öbür kolumu kıracak, bıraktım ipi yere düşünce iki bacağım da kırıldı...
Boşta kalan varil de kafama geçti, ikinci çatlağı da öyle aldım...
“-Anlayacağınız bu fizik kanunları çok acımasız oluyor sayın bakanım...”



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Komedi